Nusra Lideri Colani'den "İç Çatışma" Açıklaması

Nusra Cephesi lideri Şeyh Muhammed el Colani, yaptığı açıklamada Suriye'de yaşanan çatışmaları Müslümanlar arasındaki savaş olarak değerlendirdi ve “fitne” olarak yorumladı.

Nusra Cephesi lideri Şeyh Muhammed el Colani bugün bir açıklama yayınladı. IŞİD ile yaşanan çatışmalar hakkındaki fikirlerini paylaşan Colani, yaşananları her ne kadar yabancı güçler devreye girip olayları kızıştırsa da tarafların birinin kötülendiği bir savaş olarak değil, bunun Müslümanlar arasındaki savaş olarak değerlendirileceğini açıkladı. 

İncanews’ten Abdulkadir Şen, konuşmanın geniş özetini tercüme etti.

İşte Colani’nin açıklaması:

***

Şüphesiz ki Allah Müslümanların kanı konusunda bizleri uyarmış ve Müslümanların canının kıymetini yüceltmiştir. O şöyle buyurmaktadır:

“Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa 93)

Aynı şekilde Müslüman kanına elini bulaştırmaktan Resulullah (sas) de bizleri sakındırmış ve sahih hadislerinde şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ki dünyanın zeval bulması, yıkılması Allah katında haksız bir şekilde bir mü’minin canının alınmasından daha iyidir.”

Yine hadislerinde Resulullah şöyle buyurmaktadır:

“Her kim bir mü'minin kanına dili ile ortak olmuş olarak gelirse kıyamet günü Allah'ın huzuruna alnında ‘Allahın rahmetinden mahrum’ yazısı yazılı olarak gelir.”

Bununla beraber bu hadisler bir kişinin kendisine saldırı yapıldığı zaman kendisini savunmasını yasaklamaz ve gayri meşru yapmaz. 

Ebu Hureyre (ra) buyurdular ki:

“Adamın bir Resulullah (sas)'in yanına geldi ve ona dedi ki: Ey Allah’ın Resulü: Adamın biri gelip malımı zorla almak isterse ne yapmalıyım?

Resulullah (asa) malını verme dedi. Adam peki o beni öldürürse diye sordu.

Resulullah (sas) sen şehid olursun dedi.

Adam: Peki ben onu öldürürsem diye sordu

Resulullah ‘O zaman o adam ateştedir’ dedi.”

Şüphesiz Suriye'de çeşitli grupların birbirlerinin haklarına yönelik birtakım saldırıları olmuştur. Ancak açıkça söylemek gerekir ki Irak-Şam İslam Devleti grubunun diğer hareketlere karşı yanlış tutumunun bu tartışmalarda çok fazla yeri vardır. 

Buna ek olarak bilinen İslami gruplar arasında problemlerin şahidliğine ve yargısına götürülecek güçlü bir şeri yapının olmaması da problemlerin ana kaynaklarındandır. 

Burada dile getirilmesi gereken konulardan birisi Rakka'daki Nusret (Nusra) Cephesi emirinin durumudur. IŞİD onu esir aldı ve onu dinden çıkmakla itham etti. 

Onun durumu bugün maalesef meçhuldür. La havle vela kuvvete illa billah. 

Eğer bu durum devam ederse bu durumda bir çok taraftan Müslümanların kanlarının döküleceği, olaylarda muhacirlerden ve ensardan masum bir çok kişinin yaşamını yitireceği açıktır. Ayrıca bu olaylarda Esed rejimi geri dönecek, Doğunun ve Batı'nın zalimleri sevinecek ve bunun bedelini Esed hapishanelerindeki kadınlar, yetimler ve çocuklar, Humus ve Guta'da kuşatma altında bulunan halk ödeyecektir.

Burada yaşanan olaylar bizleri Suriye'nin bilinen itibarlı hareketleri ile beraber herkesin üzerinde ittifak edeceği şer'i bir kurul oluşturmaya sevk etmiştir. Bu kurul, çatışmaları önleyecek, olayları durduracak, mağduriyetleri giderecek ve gasbedilmiş mal ve hakları geri alacaktır. Bütün İslami gruplar bu kurulun kararlarını tek saf olarak ve güç ile onun kurallarına uymayan her kesime karşı koruyacaklardır.

Ta ki gerektiğinde Allah'ın şu sözünü uygulayıncaya kadar:

“Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.” (Hucurat 9)

Şu anda en önemli meseleler olan Esed güçlerinin engellenmesi, halkın geçiş yollarının açılmasıdır. Bu anlaşma üzerine bazı tarafların muvafakatı ile uzlaşılmıştır. Bazı tarafların icabet etmesi ise bekleniyor. 

Şüphesiz bu anlaşma sahadaki durumu düzeltmeye yöneliktir ve hiç bir tarafa zulmetmeyecektir.  

Cihad sahasını bu büyük çalkantı ve tehlikeden kurtarmak için zaman henüz geçmiş değil. 

Bizim görüşlerimiz şu şekildedir:

Birincisi: Bizler bu çatışmayı Müslümanlar arasındaki bir savaş olarak görmekteyiz ve dökülen her damla kandan Allah'a beraatımızı ilan ederiz.

İkincisi: Bizler rejime karşı hudutları ve ribatları korumaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz. Hatta saldırılarımızı daha da artıracağız. 

Üçüncüsü: Bizlere, mal ya da can olarak yapılan kimden gelirse gelsin her haksızlıkta kendimizi savunacağız.

Dördüncü: Nusret Cephesinin tüm birimlerinin ve tüm insanların üzerine kendilerine saldırı yapılan yabancı direnişçilere sahip çıkmak ve onları korumak borçtur. Bu şeri bir vaciptir. 

Buradan muhacirlere de sesleniyoruz. Allah rızası için evlerinizi, yurtlarınızı terk ettiğiniz gaye dışındaki her türlü çatışmadan uzak durun. 

Ey Şam ehli cihadınız konusunda Allah'tan korkun ve O’na sığının. 

Sonuç olarak.

Şüphesiz bu fitne pek yakında bitecektir. Ve silahlar tekrar doğrultulması gerekenlere doğrultulacaktır. Tüm Müslümanlara yeniden safları düzeltmek ve Rafıziler ve rejime karşı def edici bir saf olmak çağrısı yapıyorum. 

Allah'ım saflarımızı düzelt. Allah'ım bu benim davetimdir. Şahid ol. Şüphesiz bunda kalbi olan ve işitmesi olan kişilere bir nasihat vardır. 

Hamd âlemlerin rabbi olan Allah'adır. 

Esselamu aleykum ve rahmetullah. 

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu