Numan Kurtulmuş’un Konuşması Şebbihayı Mest Etmiş!

Numan Kurtulmuş'un Sultanahmet saldırısı üzerine yaptığı konuşma, memlekette yerli şebbiha ödülünü fazlasıyla hak eden Fehim Taştekin'i mest etmiş!

MUSA ÜZER / HAKSÖZ-HABER

Siyasal ve sosyal olaylara ilişkin tanımlamalar, tahliller ve çözümlemeler aslında insanların nerede durduklarını çok iyi göstermektedir. Bu analizlerde kullanılan kavramlar, tercih edilen örnekler de meselede önem kazanır. İstikamet, duruş ve tutarlılık gibi dertleri olmayanlar herhangi bir hassasiyet gözetmeksizin “aklına geldiği” gibi konuşabiliyor. Buna bir de dindar çevrelerdeki siyasal-sosyal olayları ve olguları takip, tahlil ve tanımlama zaafı da eklendiğinde ortaya vahim bir tablo çıkıyor.

Nitekim Suriye direnişi bahsedilen olumsuz tablodan en fazla etkilenen vakıa olarak karşımızda duruyor. Yıllarca “tağutları yıkalım” marşlarını dillerinden düşürmeyenler, “Hindikuştur dağları”ndan bir türlü inmeyenler ve “Yezid’in zülmünden” dem vuranlar, “ey şehadet sen bana küsülü müsün”ü aşkla söyleyenler her nedense iş Suriye direnişine geldiğinde “Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça” sözünü doğrulamak için adeta yarışa girişmiş durumdalar. Dindar kesimde yıllarca nüfuz siyaseti yapan İran’ın sadık adamları da bu süreci yoğunlaştırmak için derinden çalışıp durdular. Zaten sol söylem de mahallenin yazarını, çizerini yıllarca besledi.  Güya faşizme, diktatörlere, emperyalizme karşı mücadele ettiğini iddia eden sol-sosyalistler bütün fraksiyonlarıyla ve en içten Stalinist duruşlarıyla Esed’in yanında, emperyalizmin kucağında Suriye halkının karşısında durdular.

İnsanları katlederken de yakalarından karanfil eksik etmeyen sol şebbihalar, ajitasyon ve propaganda marifetiyle bir yandan bu katilliklerini, faşistliklerini gizlemeye çalışırken öte yandan da Suriye direnişinin nasıl tanımlanması noktasında bir hayli efor sarfettiler. Başından itibaren direnişin yanında durarak onurlu bir siyaset yürüten AK Parti hükümetinin tüm unsurlarının aynı noktada olduğunu söylemek mümkün değil ne yazık ki! AK Parti kadrolarının ve bazı yöneticilerinin birçok olayda olduğu gibi Suriye direnişi konusunda da liderleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun fersah fersah uzağında kaldıkları yetmiyormuş gibi bazen de karşı cephenin safında duruş anlamına gelebilecek söylem ve eylemlerde bulunuyorlar.

Bu duruma en çarpıcı örneğe hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un değişik dönemlerdeki açıklamalarında rastlamak mümkün. Bilgilenme kaynaklarında yer alan İrancı ve solcu zehirli atıklardan bir türlü kurtulamamanın etkisiyle olsa gerek Kurtulmuş başka bir şey söylüyor, Erdoğan başka bir şey! Tabi ki bu durumu hemencecik kim fark ediyor? Memlekette yerli şebbiha ödülünü fazlasıyla hak eden Fehim Taştekin… Bugüne kadar işbirlikçiliğinin hesabının hala sorulamamış olmasından cesaretle Kurtulmuş’un konuşmalarını delil göstererek “Bakın işte hükümet dediğim yere geldi” diyebiliyor. Şebbiha şebbihalığını yapıyor! Onun hesabı Allah’ın izniyle ve yardımıyla ayrıdır.

Peki, Numan Kurtulmuş’a ne oluyor? Ne için hala Has Parti’de imiş gibi konuşuyor? “Vekâlet savaşı” söylemiyle Esed zalimi ile ona karşı direnen mazlum halkı ve savaşçılarını eşitleyerek, sanki iki taraf da birileri adına savaş yürütüyormuş gibi bir maniplasyonu hükümet adına dillendiriyor. Allah aşkına nedir bu eziklik? Yetmiyor mu bu kadar şehidin kanı, çocuğumuzun gözyaşı? Ne vekâlet savaşı? Asil bir duruş göstermenin vakti geldi de geçti bile.

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?