Nüfuz gazeteciliği böyle yapılır!

Habertürk canlı yayınında Mehmet Akif Ersoy, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ilginç sorular yöneltti!

HAKSÖZ HABER

Habertürk canlı yayınına katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme dair soruları cevapladı. Kıbrıs meselesi, Yunanistan Dışişleri Bakanı ile yaşanan gerginlik, AB ile ilişkiler gibi başlıkların konuşulduğu programda iş Suriye Savaşı’na geldiği zaman meselenin rengi biraz değişti.

Gazetecilik mesleği oldukça fazla detay gerektiren bir meslek. Detaycı düşünmek zorundasınız ki mesaj ile alıcı arasındaki tüm engeller ortadan kalksın ve amaç hasıl olsun. Bu sebeple gazeteciler meşreplerini, dünya görüşlerini ince detaylar eliyle kendilerini takip edenlere aktarıyorlar.

Mehmet Akif Ersoy, İran’ın siyasi olarak ortaya koyduğu perspektifi paylaşan kamuoyunda ‘İrancı’ olarak zikredilen isimlerden birisi. İran’a şartlanmış, onun ideolojik argümanlarını paylaşan bu gibi isimler bir bakıma İran’ın kültürel, siyasal, askeri, ideolojik nüfuzunu artırmak için çaba gösteriyorlar. Yaptıkları işin doğası gereği kimliklerini gizlemeye çalışsalar da ‘detaylar’ söz konusu olduğunda ister istemez tarafları belli oluyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na Suriye’de yaşanan seçimler hakkında soru soran Çetiner Çetin’in sorusu biter bitmez Mehmet Akif Ersoy, ‘Suriye ile ilişki kuracak mısınız?’ diyerek bir ekleme yapıyor. Öncelikle rejim ile kurulacak bir ilişkinin getireceği ahlaki, siyasi tutarsızlık ve çöküntüye dair hiçbir şey söylemeden sorulan bu sorunun iyi niyeti tartışmalıdır.

İkinci sorun ise programın moderatörü olan bir gazetecinin kullanması gereken teknik dil ile alakalı. Habertürk, Esed veya Rusya hesabına çalışan bir yayın organı değil. Türkiye’nin dış politik perspektifi ile de doğrudan bir sorunu olduğuna şahit olmadık. Bu açıdan bakıldığında ‘Suriye ile ilişki kuracak mısınız?’ sorusu başka bir bağlama oturuyor. Kastedilen zalim rejim olmasına rağmen  ‘Suriye’ ifadesinin kullanılması bilinçli bir tercih olduğunu ortaya çıkartıyor.

Meşruiyet kazandırılmaya çalışılan eli kanlı rejim sanki Suriye’nin kendisiymiş gibi ‘onunla’ ilişki kurmak ‘Suriye’ ile ilişki kurmakla aynı düzleme getirilmeye çalışılıyor. Bu basit bir olay gibi görünebilir. Çok fazla anlam yüklenildiği de düşünülebilir ancak ‘kavramlar’ düşüncenin nasıl işlediğinin göstergesidir. Bu sebeple Türkiye’de gazetecilik yapan bir kişinin bu hususa muhakkak dikkat etmesi gerekir. Eğer dikkat etmiyorsa bilinçli olarak nüfuz gazeteciliği yapıyor demektir! Şebbiha falansa zaten böyle şeylerle işi olmaz…

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu ise Mehmet Akif Ersoy’un literatürü belirleme ve kavramlarla mahkûm etme girişimine karşı dikkatli davranarak iki defa aynı şekilde soru yönelten Ersoy’a karşı her seferinde ‘rejim’ ifadesini kullanıp tabiri caizse tuzağa düşmüyor ve tebriki hak ediyor.

Medya okuryazarlığı açısından önemi gördüğümüz bu hadisenin ilgili videosu:

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!