Noel’in Adını Koymak

Akif Emre, bugünkü yazısında, dini olanı sekülerleştirerek icat edilmiş, paganlaştırılmış bir batılılaşma bidatı olan yılbaşı kutlamalarını ele almış.

HAKSÖZ-HABER

Yeni Şafak'taki köşesinde Akif Emre, Noel Baba simgesi ile Miladi yılbaşı birleştirilerek evlerde Noel ağacı ışıklandırmasıyla memleketin üstün ve çağdaş uygarlık düzeyine erişmiş olduğuna dair yaşanan "büyük mutluluğu" yazdı. Burada sorun isteyenin bu kutlamaları yapıp yapmamasından çok büyük kitlenin neden kutlamamakta direndiğini sorun eden elitist tutumdur. Bu nedenle pagan ayinine dönüşen yılbaşı ve Noel Baba kutlamalarını dini ve geleneği nedeniyle benimsemeyen, reddeden Müslüman halkın aşağılanması, rencide edilmesi, bu ayine her türlü ikna teknikleri kullanarak katılmaya zorlanmaları söz konusudur.
 
***
 
Noel’in Adını Koymak
 
Akif Emre/ Yeni Şafak

Haber ilginç: “Maltepe Belediyesi, Hıristiyanların Noel Bayramı’nı kutlamak için Maltepe Meydanı’na “Noel Ağacı” dikti. Altıntepe Protestan Kilisesi Pastörü Carlos Madrigal, Maltepe Meydanı’nda teşekkür konuşması yaptı. Ardından Carlos Madrigal’in duasına Belediye Başkanı ve belediye heyeti eşlik etti.”

Bir yönüyle “Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı” hatırlatan Noel Ağacı dikme uygulaması diğer yanıyla resmi ikiyüzlülüğün artık daha uzun süre yürümeyeceğinin işareti sayılabilir.
Malum bir toplum mühendisliği olarak sembolik değeri hayli yüksek alanlardan biridir yılbaşı kutlamaları ve Noel Baba.

Gardrop modernleşmesinden ileriye geçemeyen, Batı’nın felsefi ve düşünsel temellerini kavramaktan aciz ama devlet sopasıyla halkı adam etmeye soyunmuş elitist ikiyüzlülük vardır. Benzer ikircikli tutumlardan biri de sanat ve medya dünyasının güzide temsilcilerinin İstiklal’deki Katolik kilisesinde Noel ayinine katılma, izleme merakıdır.

Bir belediyenin Noel Ağacı uygulaması bir kaç yönden ele alınmaya değer. Bir Batılılaşma bidati olarak icat edilen yılbaşı kutlamaları aslında dini olanı sekülerleştirerek, daha doğrusu paganlaştırılmış Batılılaşma ritüelidir. Noel Baba simgesi ile Miladi yılbaşı birleştirilir, evlerde Noel ağacı ışıklandırılır, böylece memleketin ne kadar çağdaş uygarlık düzeyine erişmiş olduğuna büyük mutlulukla tanık olunur. Burada sorun isteyenin bu kutlamaları yapıp yapmamasından çok büyük kitlenin neden kutlamamakta direndiğini sorun eden elitist tutumdur. Bu nedenle pagan ayinine dönüşen yılbaşı ve Noel Baba kutlamalarını dini ve geleneği nedeniyle benimsemeyen, reddeden Müslüman halkın aşağılanması, rencide edilmesi, bu ayine her türlü ikna teknikleri kullanarak katılmaya zorlanmaları söz konusudur. İlk okuldan başlayarak bir gelenek haline getirilmek istenen bu pagan adetinin Müslüman toplum için anlamını açıklayan ya da açık eden bir uygulama olarak Noel Ağacı açılışı yapan ve Protestan papazın duasına “amin” diyen belediye görevlileri Batılılaşma yönündeki resmi niyetlerin kodlarını açık ediyorlar.

Özetle durum şudur: Hıristiyanların Noel ayinleri yılbaşı gibi pagan bir kutlama ile sentezlenerek, dini mahiyetinden sözde ayıklanarak Batılı ama seküler ritüel icat edilmiştir. Noel Yortusu Ortodoks, Katolik ve Protestanlarda farklı tarihlerde yapılır. Söz konusu belediye Hristiyani bir ayinin sembolünü meydana  taşıyarak yılbaşı kutlaması görüntüsü altında dini simgeyi aslına rucu etmiş görünüyor. Müslüman halkın neyi kutladığı ya da hangi kutlamaya ne adına dahil olmasının istendiği daha netlik kazanmış oluyor. Tabii burada başka bir sorun eğer Hıristiyanları Noel yortularını kutlamak inceliğinden söz edilecekse  esas olarak hangi kilisenin tarihi tercih edilecek? Mesela Ortodoksların daha geç kutlamalarında benzer uygulama yapılacak mı?

Noel Ağacının yılbaşı süslemesi unsuruna dönüştülmesi, Noel Baba’yı da dinden arındırılmış  bir tür mitolojik kahramana indirgeyen seküler uygulama; Hıristiyanlığa sonradan giren Avrupa’nın pagan adetini modernize ederek Müslüman topluma dayatılmış halidir.

Noel ve Yılbaşı sentezinin dinden arındırılmış estetik bir pagan törenine dönüştürme projesi benzer tecrübenin yaşandığı Sovyetlerde de geçerli idi.

Türkiye için özenle altı çizilmesi gereken husus bu kutlamaların tek başına senede bir yapılan eğlenceden ibaret olmamasıdır. Dini ve ideolojik arka plana dayalı modernleşme projesinin sosyolojik uygulamalarını da bu çerçevede okuma imkanı veriyor.

Şöyle ki: Türkiye’de gerçekleşen Batılılaşma uygulamaları “ötekisi olamayan” sosyolojiye dayalı demografik ve kültürel oranda geçekleştirildi. Bu yönüyle topluma benimsetilmesi görece daha kolay olacağı düşünülmüş olabilir. Sadece bu ötekisiz modernleşme projesi  ancak  azınlıkların fiziki varlıklarının demografik mühendislikle ortadan kaldırılması ile mümkün olabilirdi.

Ne demek istediğimizi açacak olursak, Batılılaşma adına yapılan uygulamaların büyük çoğunluğu bu topraklarda öteki olarak bilinen yahut Müslümanlar açısından gayrı İslami olan ve gayrı Müslimlerde gördükleri uygulamalara zorlandığında kıyaslayabileceği nüfusun fiziki olarak varlığı ortadan kaybolmuştu. Zaten bir tür “gavurluk alameti” olarak algılayan Anadolu insanının kıyas yapacağı ötekine ait olan örneklikler çoktan ortadan kaldırılmıştı. Noel Ağacının  tekrar dini-Hristiyani törenle dikilmesi neye nasıl anlam yüklenmesi gerektiğini de gösteren bir adım olarak okunabilir.

Tuhaf olan şu ki; hem yılbaşı-Noel paganizmini savunup hem azınlıklar için “zenginliklerimizin yok edildiği”nden yakınanlar bu azınlıkları ortadan kaldıran ideolojik sınıfın temsilcileri olmalarıdır.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!