Nida Dergisinin 150. Sayısı Çıktı!

Nida Dergisi, 150. sayısında kurban konusunu dosya olarak gündeme getiriyor.

Allah’ın rızası gözetilerek yapılan hangi iş insanı Rahman’a yaklaştırmaz ki? O’na secde edip sadece O’na boyun eğerek, O’nun adı yüceltilerek yapılan hangi iş, hangi secde temizlemez ki insanı?

Bundan dolayıdır ki; özü korumalıdır insan. Yaptığı işi niçin yaptığını ve O’ndan ne gibi bir mükâfat umduğunu bilmesi için, yapılan işin özü unutulmamalı? Özün kaybolduğu yerde şeklin bir anlamı kalır mı? Getirdiği külfetten başka… Kurban da, bu öz-şekil dengesi zamanla yitirilmiş ibadetler cümlesindendir. Şekil, bir gelenek olarak korunmuşsa da; öz, şeklin çok ama çok gerisinde kalmıştır.

Kurban; mitolojik anlatı ve muhayyilelerden, hayatın bam teline dokunan bir gerçekliğe; şekilsel bir takım ritüellerden, derunundaki öze doğru anlaşılması gereken bir adanma ve bu adanmanın şahsında adanışın sembolü… Yüce bir davranış olarak, canını veren bir kurbanlıktan mülhem; can ile en sevilen ile sınanmanın/ adanmanın sembolü… Mesela; kurban denince neden ilk akla gelenlerden olurlar İbrahim ve Meryem. Kurban; yak(ın)laşmak, ada(n)mak için sembol olunca İbrahim ve Meryem’de adananlar ve kendini adayanlar için, Allah’a yakın olmak isteyenler için bir sembol isim ve en güzel örneklerden biri oluveriyorlar haliyle…

Hak ile halk arasında, hangisinden yana muteber görülmek isteyeceği konusunda derin karmaşa ve çelişkiler yaşanan bir toplumda, kurban veya başka bir ibadet konusunda gösterilen tavır adeta; hem Allah’ı hem de toplumu razı etmenin(!) kurnazlığı ya da daha iyimser bir söyleyişle, tatmin ediciliği olsa gerek. Ve bu yüzdendir ki; lazım olduğunda tanrılarının payından değil de Allah’ın hakkından alan, oradan feragatte bulunan müşriklere uyarı için ayet inmiştir. Bu teşebbüs tehlikeli olduğu kadar bir o kadar da ahlakilikten uzak. Açmazlarımızı dinin ritüeli olarak düşündüğümüzde ya da öyle geldiği ve öyle gördüğümüz için kabul ettiğimizde dinin şiarlarını gözardı etmiş, özünü de yadsımış oluyoruz. Bilinç ve basiretten ayrı düşünülemeyecek olan ve ancak böyle olduğunda anlam kazanıp yerine getirilecek olan ibadetler asli olanı ifade eder. Böyle bir kurban Allah’a yaklaştırır. Böyle bir kurban, adamak ve adanış için rehber olup verebilmenin, fedakârlığın, paylaşmanın vesilesi olur. Değilse kurban ve bayram et şöleni gibi karşılanır, kurban kesildiği için maksadın hâsıl olduğu düşünülüp rahatlanır.”

Bu vesileyle istifade olacak bir sayıyla daha birlikteyiz ve bu sayımızda da düşünce dünyamıza ortak olun istiyoruz. Birlikte düşünelim, birlikte mütalaa edip düşündürelim.

Nida Dergisi’nin sayfalarını aralama isteği ve heyecanı uyandıran bu sayıda, sizleri bekleyen yazarlar ve yazılardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Aldanmak Öldürür

Nurettin Özcan

Bir Soru Olarak Kurban

Mehmet Ulukütük

Dinî Bir Şiar Olarak Kurban

Mustafa Öztürk

Kimlik İdeoloji ve Siyaset (I)

Arif Arcan

Hangi Müslümanlar Yükselişte

M. Kürşad Atalar

Yakınlaşırken Uzaklaşmak

Ferda Kürün

 

Şinasi Gündüz ile Kurban Üzerine

Röportaj: Muhammed T. Çalışkan

 

Kurban Bizden Ne İstiyor

Adil Akkoyunlu

Ölüler Kitabı İçin Dibace

Cumali Ünaldı

Bir Evlilik Teşebbüsünün “Yoldaki İşaretler”i

Ali Yalçın

Sahife-i Surur-ulCedid 3. Bab

Mukızoğlu Cemal Haktanır

 

İrtibat: 0 422 321 21 87

 

Kültür Sanat Haberleri

Bilgi, inanç ve eyleme yönelik bir ömür çaba: Sezai Karakoç
Genç Birikim dergisinin Kasım 2024 sayısı çıktı
Umran dergisinin 363. sayısı çıktı!
Dava ahlakına sahip bir Müslüman: Sezai Karakoç
Genç Birikim dergisinin Ekim 2024 (268'inci) sayısı çıktı