AK Parti Van İl Başkanlığı tarafından Çaldıran, Muradiye ve Erciş ilçelerinde düzenlenen mitinglere katılmak üzere Van'a gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ferit Melen Havalimanında AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, AK Parti Van İl Başkanı Abdullah Aras, eski milletvekilleri ve partililer tarafından karşılandı.
Burada bir süre dinlendikten sonra Çaldıran ilçesine giden Arınç, yoldaki bir petrol istasyonunda durarak kendisini bekleyen vatandaşlarla sohbet etti.
Çaldıran ilçesinde vatandaşları selamlayan Arınç, tarihin yazıldığı bir yer olan Çaldıran'a gelmenin kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu, bunun için Allah'a şükrettiğini belirtti.
Arınç, günlerdir yollarda olduklarını, 30 Mart seçimlerini ve hükümetin yaptığı çalışmaları vatandaşlara anlattıklarını bildirerek, insanlara kardeşlikten, çözüm sürecinden, barıştan, ülkenin ekmek su kadar ihtiyacı olduğu güzel ve huzurlu günlerden söz ettiklerini dile getirdi.
Seçime kadar Balıkesir, Ağrı, Hatay ve Bartın'da da programlarının olacağını anlatan Arınç, Allah'ın, ülkedeki herkesi hayırlı olanda, iyi olanda birleştirmesini temenni etti.
Çözüm süreci
Ülkede 1,5 yıl önce hükümetin çok cesur bir karar aldığına ve barış ikliminin hakim olduğuna değinen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Artık terör bitsin, silahlar sussun, cenazeler gelmesin ve bu memlekette Kürt'üyle, Türk'üyle bin yıl aynı kaderi paylaşan, birbirinin kucağında şehit olan insanlar birbirini vurmasınlar, bu cennet vatanın topraklarında dostça yaşayalım dedik. Çözüm sürecini en çok destekleyenlerden biri benim. Kürt kardeşlerimizin kahramanlığını, asaletini, bu topraklar üzerinde bin senedir varlığını takdir eden bir insanım. Beni çok suçladılar. Beni suçlayanlar Kürtlerin varlığını inkar edenlerdi. Onlar alay ediyorlardı, reddediyorlardı, inkar ediyorlardı, 'Hayır Kürt yoktur, onlar şunlardır, bunlardır' diye hikaye uyduruyorlardı. Meclis kürsüsüne çıktım, 'çok şükür bu topraklar üstünde on yıldır, 20 yıldır değil, bin yıldan beri Kürt kardeşlerim var ve onlar asil insanlardır, dindar insanlar, vatanperver insanlardır. Onlar bizim bir parçamızdır' dedim."
Arınç, 1980 yılından sonra Diyarbakır Cezaevinde zulümler yapıldığını, Kürtçe konuşmanın yasaklandığını ve işkencelerin bininin bir para olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Her şeylerini kaybeden insanlar eğer çıkıp da dağlara kaçmışlarsa, intikam almak istiyorlarsa onları da anlamamız gerekir. Benim şahsıma bu zulümler yapılsaydı ben de 'belki dağa çıkmayı düşünürdüm' diye isyan ettiğim günler oldu. Çok şükür isyan etmedik, dağa da çıkmadık. Elimize silah da olmadık, bize de haksızlıklar yapıldı. Bu ülkede sadece Kürtler değil, herkes zulüm gördü. Herkes yanlışlıklar gördü. Bizim de inancımıza, aile şerefimize, eşimizin başındaki örtüye hakaretler yapıldı. Elbette gönlümüzden isyanlar geçirdik ama her zaman demokrasi yolunda bunların çözüleceğini ifade ettik. Dolayısıyla Kürt kardeşlerimi çok iyi tanıyorum. Diyarbakır, Van binlerce yıl öncesinden bu yana inancımıza sahip çıktı. Büyük insanlarımız, maneviyat sultanlarımız bu topraklardan yetişti. Hamdolsun bizler onların evlatlarıyız. Said Nursi'lerden aklımıza gelecek en değerli maneviyat sultanlarımız burada yetişti."
Nevruz mesajı
"Silahlar sussun, Türkiye'de siyaset konuşsun diye geçen yıl Nevruz'da verilen mesaj yerini bulmaya başladı. Bu mesaj bu yıl da tekrarlandı. Terör olayları yok, münferit olaylar oluyor ama geçmişte olduğu gibi silahlı, mayınlı, her sabah korkuyla uyandıran olaylar artık son buldu" diyen Arınç, biraz daha sabırlı olunması ve çözüm sürecini sabote etmek isteyenlere fırsat verilmemesi durumunda çözüm sürecinin sonunun çok güzel olacağını, tadından yenmeyeceğini ve bu toprakların, çiçeklerin açtığı, insanların huzurla yaşadığı bir hale bürüneceğini söyledi.
Arınç, baldıran zehri içerek çözüm sürecinin sonunun hayırlı olmasını ümit ettiklerine dikkati çekerek, hiçbir hükümetin çözüm sürecine cesaret edemediğini, Turgut Özal'ın ise bu konuda bir düşüncesinin olduğunu ancak ona da izin ve fırsat verilmediğini bildirdi.
35 yıldan bu yana binlerce insanın kanının döküldüğü, herkesin acı çektiği, evlatların acısından ağıtlar yakıldığı bir Türkiye'de "ben çözüm sürecine sahip çıkacağım" demenin cesaret istediğine işaret eden Arınç, hiçbir partinin AK Parti kadar samimiyetle bu işin arkasında durmadığını dile getirdi.
"Yel, kayadan bir şey koparmaz"
Arınç, Vanlıların, tüm vatandaşların AK Parti'ye destek verdiğini ancak bu desteğe rağmen kapatılmak istendiğini, bunda başarılı olamayanların ise şimdi ahlak dışı yollara baş vurduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu hükümeti darbelerle, cuntalarla yıkamaya, hatta kapatmaya niyetlenenler oldu. Hiçbiri başaramadı. Şimdi ahlak, edep dışı iftiralar yapıyorlar. Anadolu tabiriyle, 'belden aşağı vurursak bu hükümeti çökertiriz, bu başbakanı lekeleriz' diye hakaretlerine, iftiralarına devam edenler var. Sizler bunlara inanmıyorsunuz. Yel, kayadan bir şey koparmaz. Zaten onlara sorarsanız onlar da 'biz de yaptıklarımızın doğru olmadığını biliyoruz ama duvara çamur at, tutmasa da izi kalır diye düşünüyoruz. Bu hükümeti yıpratmak istiyoruz' diyorlar. Yargı karar versin yanlış yapanlar varsa hepsini AK Parti'den defederiz, biz temizlerle kalırız. Bizim partimizin adı AK, kimsenin kara çalmasına izin ve fırsat vermeyiz."
Çamur atmaya kalkıyorlar
Muradiye ilçesinde partisince düzenlenen mitingde de konuşan Arınç, Muradiye'yi ilk kez ziyaret ettiğini belirterek, AK Parti'nin girdiği tüm seçimlerde vatandaşın büyük desteğiyle birinci parti olduğunu anımsattı.
Arınç, AK Parti'nin başarısını hazmedemeyenlerin hükümeti hedef tahtasına koyduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Başbakan ve hükümet yıpranırsa adaylarımız yıpranacak ve seçimlerde başarısız olacağız. Bize çamur atmaya kalkıyorlar, yalanla, iftiralarla, kasetlerle, montajlarla bizi düşürmeye çalışıyorlar. Bunların hiçbirisi bize yakışmaz. Bunların hiçbiri bize söylenemez. Geçmişte çok yolsuzluk yapanlar, yargılananlar oldu. Namus abidesi, ahlak timsali 24 saat memleketi için çalışan başbakana böyle ahlak dışı hakaret etmek çok çirkin ve ayıp bir şey. Bu kadro yolsuzluk yapmaz, biz memleketi zenginleştirdik. Bu hizmetler ne ile oldu? Yolsuzluk olsa havuzun suyu tükenirdi, şimdi havuzun suyu taşıyor ve bütün Anadolu'nun topraklarını suluyoruz. Akılları sıra, 'duvara çamur at tutmasa da izi kalır' diyorlar. Başbakanımızı suçlayacaklar, o da yıpranacak, AK Parti efsanesi bitecek. Çünkü sandığa gidecek halleri yok. Sandıktan bir beklentileri yok."
Muhalefet partilerini eleştirdi
Arınç, muhalefet partilerinin seçimlerde yüzde kaç oy alacakları konusunda bir hedeflerinin olmadığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gittiğim her ortamda Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye soruyorum, bize yüzde 49'u başarısızlık olarak görüyorsunuz ama sizin hedefiniz ne? Ana muhalefet partisi senin seçimdeki hedefin ne? Onun altında oy alırsan kendini başarısız sayar mısın? Ana muhalefet partisisin, sana yüzde 30 puan veriyorum. Sen diyebilir misin ki ben yüzde 30'un bir puan altında alırsam genel başkanlığı bırakırım? 4 aydır ses yok. Bahçeli'ye acıdım. Ona dedim ki 'bak Bahçeli, sen biraz çelebi adamsın. Sana yüzde 20'lik pay veriyorum. Sen de söyle ki ben de bu seçimde yüzde 20 alamazsam 20 senedir bu partinin başına musallat oldum, Allah'a ısmarladık.' O da 4 aydır duymazdan geldi. Biz hamd olsun 'birinci parti olacağız' diyoruz, birinci parti olamazsak 'artık yokuz' diyoruz. Onlar yüzde 20, 30'u göze alamıyorlar. Bu partilerle Türkiye'de hükümet de kurulmaz, adım da atılmaz."
Biz başka partiye benzemeyiz
Bütün iddialar ve suçlamaların iftira olduğunu, herkesin insan olarak şaşabileceğini, insanların hırsızlık, kötülük yapabileceğini ama bunun bir yargılamayla ortaya çıkması gerektiğini aktaran Arınç, şunları ifade etti:
"Hiç ortada yokken 'sen hırsızsın' diyerek peşinen insanı suçlamak insancıl bir davranış değil. Bizim içimizden de yanlış yapan olursa onu reddederiz. Git mahkemede aklan, eğer adımız gibi ak olursan gene aramıza dön, yoksa aklanamazsan cehennemin dibine kadar yolun var. Bunu söyleyen bir parti yolsuzluk yapmaz. Babamızın evladı olsa milletin malına el uzatanı affetmeyiz. Devletin menfaatini kendi cebine dolduran insanı affetmeyiz. Biz başka partiye benzemeyiz. Çok şükür attıkları çamur bizim paçamıza yapışmaz. Ey Kılıçdaroğlu, bu Muradiye meydanını gör, başbakanına güvenen binlerce insan sana yaptığın hakaretleri misliyle iade ediyor."