İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, komando olan ağabeyinin yönetirken öldüğü ünlü ‘Entebbe Baskını' olarak de bilinen rehine kurtarma operasyonunun 40. yıldönümünde Uganda'daydı. Sahra altı Afrika gezisinin duraklarından biri olan Uganda'da düzenlenen törenin ayrıntıları yeni ortaya çıkmaya başladı The Guardian'da yer alan habere göre, Uganda'nın 30 yıllık devlet başkanı Yoweri Museveni, törende, hem Entebbe baskını için "çok üzücü" tanımlaması yaptı, hem de Filistin'i devlet olarak vurguladı. Museweni'nin bu açıklamaları Netanyahu'yu ve İsraillileri ise çok kızdırdı. Museveni, konuşmasında, Entebbe'yi Filistin'i Afrika'ya bağlayan bambaşka bir bağ olarak da gösterdi.
FİLİSTİN'LE BİRLİK ÇAĞRISI
Museveni'nin konuşmasında, İsrail ile Filistin arasında birlik çağrısında bulunması ve kendisinin arabuluculuk yapabileceğini açıklaması da İsraillilerce, 'kendilerinin küçümsendiği' şeklinde yorumlandı. Museveni, "40 yıl önce yaşanan üzücü olay, kutsal İsrail-Filistin toprakları için birleştirici bir dönüm noktasıydı. Tüm Afrika ve Uganda'nın Devlet Başkanı olarak aramızda bir bağ oluşturduğu için tüm kalbimle teşekkür ediyorum" dedi.
40 yıl önce yaşanan baskın ile ilgili yaptığı konuşmada İsrail'i küçümseyici sözlerini, Netanyahu'nun duygusuz bir yüz ifadesiyle dinlemesi kameralara takıldı. Netanyahu konuşma sırası kendine geldiğinde ise baskının bir başarı hikayesi olduğunu iddia etti.
İsrail basınında ise Uganda Devlet Başkanının konuşması "başıboş" olarak yorumlandı.
FİLİSTİN'İN DEVLET OLARAK TANIMLANMASINA YAHUDİLERDEN TEPKİ
Museweni'nin bu açıklamasına binlerce İsrailli sosyal medyadan tepki göstererek, Uganda devlet başkanına diktatör yakıştırmasında bulundu.
Tepkiler sonrası, bu kez Devlet Başkanı Museveni'nin basın sözcüsü Don Wanyama bir açıklama yapmak zorunda kalarak, "1948 yılında İsrail bölgeye gelip kök saldığında, orada bir Filistin devleti vardı" dedi.
NETANYAHU: BÜYÜK BAŞARI!
Törende konuşma yapan Netanyahu, Enbette Baskını'nı "ülkesinin en büyük askeri başarısı" olarak tanımladı. Netanyahu, Entebbe'nin İsrail tarihini değiştirdiğini de öne sürdü
'ÜLKELERİNİN ÇIKARINA'
Netanyahu, Afrika turu öncesi yaptığı açıklamada, turunun ‘ülkesinin Afrika'ya görkemli geri dönüş çabası'nın parçası olduğunu söyledi.
Netanyahu, İzak Şamir'in 1987'deki gezisi sonrası Sahra Çölü'nün güneyindeki ülkelere giden ilk İsrail başbakanı.
AFRİKA AÇILIMI
İsrail ayrıca ‘Afrika açılımı' ile Batı Şeria'yı işgali ve Gazze Şeridi'ne yönelik ablukası nedeniyle sık sık eleştirildiği Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda kendisine verilecek desteği artırmak istiyor.
Afrika ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirme çabaları kapsamında, İsrail bölgeye 13 milyon dolarlık bir yardım paketi açıkladı.
ENTEBBE BASKINI
Filistin Kurtuluş Örgütü'ne bağlı militanlar 3-4 Temmuz 1976 tarihinde 40 yıl önce Tel Aviv-Paris seferini yapan Air France uçağını kaçırarak Entebbe Uluslararası Havalimanı'na indirmişlerdi.
İsrail'in bir buçuk saat süren operasyonunda 102 rehine kurtarılmış, militanlar öldürülmüş, 3 rehine hayatını kaybetmişti. Ölen tek İsrail askeri, operasyonu yöneten Benyamin Netanyahu'nun abisi Yonatan Netanyahu'ydu.
Hava korsanlarının yahudi olmayan yolcuları serbest bırakmaları ve hapisteki Filistinli gerillaları salıvermeleri için kendilerine 48 saat süre vermeleri üzerine, İsrail zaman kazanmak amacıyla müzakerelere başlamayı kabul etti. Bu arada İsrail Ordusu'nun en seçme 200 askeri hazırlanarak, gizli bir şekilde Uganda'ya doğru yola çıktı. İsrail Hükümeti'nin baskın planından, ancak uçaklar yola çıktıktan sonra haberi oldu. Gece yarısı saatlerinde Entebbe Havaalanı'na inen askerlerin, rehineleri kurtarmaları, 7 militanı öldürmeleri 58 dakika sürdü.
İsrailli komandolar bu baskın sırasında 45 Uganda askerini de öldürürken, Uganda'nın 11 savaş uçağını da havaalanında imha etti.
İSRAİL KENDİNE OYNADI
Olaydan 31 yıl sonra ortaya çıkan gizli belgelere göre İsrail istihbaratının uçak kaçırma planları hakkında bilgisi olduğu hatta Entebbe Havaalanı'nda keşif operasyonu dahi yaptığı ortaya çıktı. Entebbe sonrası, İsrail terör tehdidi altında olduğu tezini bütün dünyada kuvvetli bir şekilde vurgularken, FKÖ'nün terörü desteklediğini de argüman olarak öne sürdü ve uluslararası arenada yalnızlaşmasını sağladı. (Dünya Bülteni)