Netanyahu'nun ateşkes oyunu sürdürülebilir mi?

Ahmet Varol, Netanyahu'nun ateşkes konusundaki tutarsız yaklaşımının iç politika ile alakalı olduğunu vurguluyor.

Ahmet Varol / Yeni Akit

Ateşkesin önü tıkalı mı?

Gün içinde bizzat siyonist medya tarafından, savaş kabinesine danışmadan Hamas’ın sunduğu ateşkes planına yeşil ışık yakmaktan dolayı eleştirilen Netanyahu geç saatlerde ateşkes planını reddettiğini söyleyerek, Hamas’ın taleplerini kabul etmenin esirlerin serbest bırakılmasını sağlamayacağı bilakis bölgede yeni bir kıyıma sebep olacağı iddiasında bulundu. 

Bunu biraz onun dört aydan beri sürdürdüğü savaşta, büyük bir katliam ve kıyım yapmasına rağmen amaçlarının hiçbirini gerçekleştirememesinden kaynaklanan yenilmişlik ve yıpranmışlığın neden olduğu şaşkınlığa saymak gerekir. 

Başlangıçta biraz da Blinken’in telkinleriyle ateşkes planına olumlu yaklaştığını ima eden Netanyahu daha sonra ortakları ve siyonist medya tarafından sert eleştirilere maruz kalması sebebiyle hızla istikamet değiştirme ihtiyacı duydu. Bu da aslında bizim bir önceki yazımızda, ateşkesin önünde duran zorluklarla ilgili değerlendirmelerimizi müteakip yazımızda ele alacağımızı belirtirken kastettiğimiz şeylerle ilgilidir. 

Netanyahu ve ırkçı ortaklarının, işgalci askerlerin hayatlarına değer vermedikleri artık kesinlik kazanmıştır. Dolayısıyla işgal ordusunun Gazze’deki kayıplarını çok fazla sorun ediyor değiller. Bunu siyonist işgalin geleceğini kurtarmak için göze alınması gereken bir bedel olarak görüyorlar. Savaşın, direnişçilerin elindeki esirlerin hayatlarını riske sokuyor olması da pek önemsedikleri bir şey değil. Kendi siyasi prestijlerine ve işgal rejiminin geleceğine yönelik riskleri ortadan kaldırmanın 136 esirin hayatını riske atmaya değeceğini düşünüyorlar. İşgal rejiminin ekonomisini zorlayan sorunların büyümesine bir süre daha katlanmak gerektiği ve savaşın gayesine ulaşması durumunda açığı kapatmak için yeni kaynaklar oluşturma konusunda uluslararası siyonizmin yönlendirdiği güçlü firmalardan ve başta ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa olmak üzere işgal rejiminin ayakta kalmasını önemseyen ülkelerin maddi desteklerinden istifade etmenin mümkün olabileceğini düşünüyorlar. 

Netanyahu’yu endişelendiren hususların başında, direnişin elindeki esirlerin hayatlarıyla ilgili risklerin devam etmesinin onların aileleri ve yakınlarındaki tepkinin artmasına, bunun da siyonist toplumda gittikçe genişleyen bir karşıt tavra yol açmasına neden olması ve bu tavrın yine siyonist siyaset sahasındaki muhalif kanat tarafından değerlendirilmesi ihtimali yer alıyor. Bu konudaki endişeler her geçen gün artıyor. Netanyahu’nun “Hamas’ın taleplerini kabul etmenin esirlerin serbest bırakılmasını sağlamayacağı bilakis bölgede yeni bir kıyıma sebep olacağı” iddiasında bulunmasının amacı da esir ailelerinden ve onlara destek veren siyasi muhaliflerden kendisine yönelen eleştirilerin gerekçesini ortadan kaldırmaktı. 

İkinci bir husus ise ABD’den gelebilecek baskıdır. İşgal rejiminin, ABD desteği olmadan Gazze’deki soykırımı bu derece arsızca sürdürmesi ve direniş karşısında bu kadar dayanması mümkün değildi. ABD bu savaşta ona sadece ekonomik ve teknik alanda değil her alanda destek verdi. Ama şimdi seçim havasına girmesi Biden yönetimini zorluyor. Çünkü seçimlerin sonucunu büyük kalabalıkların ve kitlelerin değil küçük bir azınlığın kararı belirleyecektir. İşte bu azınlık da siyonist işgal rejiminin katliamlarına bu derece arsız bir şekilde destek verilmesinden rahatsızdır. Bu azınlık belki Trump tarafına kaymayabilir ama Biden’dan desteklerini çekerek pasif kalmaları bile onun kaybetmesine yol açabilir. 

Burada şunu da belirtelim ki Netanyahu ateşkesi değil Hamas’ın şartlarına göre bir ateşkesi reddetmiştir. İşgal rejiminde iktidarı ellerinde bulunduran aşırı ırkçı siyonist partiler, Hamas’ın şartlarının kısmen de olsa kabul edildiği ateşkesin kendi açılarından bir yenilgi olarak tanımlanacağını düşündükleri için yıpratma tarzı saldırıları sürdürmek ve ateşkesi bir süre daha ertelemek için zorluyorlar. 

Onların bu tutumları direnişi teslim olmaya zorlayabilir mi sorusuna da müteakip yazımızda cevap vermeye çalışalım inşallah.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası