Netanyahu iktidarda kalmak için her yolu deniyor

Likud lideri Netanyahu, sadece kariyerini değil özgürlüğünü de etkileyen görevde kalma süresi ile ilgili siyasi ve yasal krizinden çıkış yolu ararken sağa sola mı saldırıyor?

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Lily Galili / Middle East Eye

Filmlerde kötü karakterler hukuktan ve adaletten kaçmak için kitaptaki her türlü kötü numarayı kullanırlar: kirli anlaşmalar, beklenmedik ittifaklar, apaçık yalanlar.

Geçtiğimiz hafta İsrail siyasetiyle ilgili bir film yapılmak istenirse Binyamin Netanyahu’nun siyaseti yukarıdaki kalıba tam olarak uyacaktır. 

“Kısa bir hatırlatma: Netanyahu rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanarak güven ihlali nedeniyle yargılanıyor. Ayrıca, yakın gelecekte mahkemeyi bir şekilde iptal etmesine veya en azından kendisine bir tür dokunulmazlık kazandıracak hükümeti kurmakla da görevlendirildi.”

Ancak Netanyahu, iki yıl ve dört seçimin ardından bile kendisine bu fırsatı verecek sağcı koalisyonu bir araya getiremiyor.

Elbette, iktidarda kalmak Netanyahu'nun yasal sorunlarının üstesinden gelmek için en iyi ve pratik yol olacaktır. Onun bakış açısından, mesele ofiste kalmayı istemek değil. O kalmak zorunda diye görüyor kendisini.

Bu yüzden Başkanlığa oynamayı da planlarına dahil ediyor. Başkan Reuven Rivlin’in görev süresi yakında sona eriyor ve "Bibistler" (siyasi çevrelerin içinde ve dışında bulunan ateşli Netanyahu hayranları için bir lakap) bunu bir fırsat olarak görüyor.

İsrail yasalarına göre, bir başkan vekili yargılanamaz. Netanyahu'yu iktidarda ve mahkeme salonunun dışında tutmak için mükemmel bir çözüm gibi görünüyor.

Ama öyle mi? Bu yasa beraberinde bir açığı barındırıyor: Göreve geçecek olan başkan yargılanabilir. Yani Netanyahu koltuğa oturayım diye yürürken mahkeme sırasına oturabilir. Bu onun için bir risk Netanyahu gözünü karartmış görünüyor.

Bazıları, İsrail Devleti'nin sembolik başkanı olan bir başkanın rüşvetle suçlanmasının mantıksız olduğunu söyleyebilir. İncilciler buna, "Kimin umrunda?" diye cevap veriyor ve ekliyorlar: “Netanyahu'yu işsiz bırakamayız”

İsrailli Netanyahu yanlısı siyasiler, Vladimir Putin'in başbakanlık için cumhurbaşkanlığını Dmitri Medvedev ile takas etmesine izin veren 2008 Rus düzenlemesi gibi bir şeyin planlanabilir olduğunu iddia ediyorlar. Tabi ki Putin, cumhurbaşkanlığından vazgeçmesine rağmen iktidarı elinde tutmuştu.

Netanyahu da benzer şekilde, dokunulmazlığını, affını ve beklediği cezayı veya hapishaneden herhangi bir şekilde kurtulmasını sağlayacak yasa değişikliklerini ve adli şartları güvence altına alarak etkisini uzaktan kullanmak isteyebilir.

Netanyahu iktidarda kalmak ve yerini sağlamlaştırmak için diğer partiler ile de müzakereler yürütüyor. Buna Abbas’ın partisi de dahil. Bu müzakerelerde olumlu bir tablo varmış gibi gösterilse de siyasi tartışmalar sokağa farklı bir şekilde yansımaya devam ediyor.

Filistin’de son yaşanan gelişmeler sadece Netanyahu’nun siyasi açmazlarının bir eseri ve çözümü değil. İşgalci İsrail’in Filistin toprakları üzerinde iddia ettiği “hak talebinin” Ortodoks Yahudiler tarafından “Araplara ölüm” şekliden deklare edilmesi çatışmaların en büyük etkeni oluyor.  

Siyasi flörtleşmelerin sokaktaki karşılığı “ırkçılık” oldu.

Yafa'da yerel Filistinli sakinler ile Arap ağırlıklı bir mahallenin ortasına ‘yerleştirilen’ Ortodoks Yahudi Yeshiva üyeleri arasındaki huzursuzluk ve kavgalar Filistin sokaklarına yayıldı.

Toplumu kızdıran ve birbirine düşüren, düzenin Ortodoks yanlısı doğası değil elbette: Filistinli toprak sahiplerini ne pahasına olursa olsun Yafa’nın dışına atmak ve bölgeyi Yahudileştirme istediğinin siyasi lideri ile hız kazandırılmak istenmesidir.

Siyasi söylemlerin parlamentoda çokça tartışılmasının ardından geçtiğimiz perşembe günü yüzlerce aşırı sağcı ve Filistin karşıtı sözde aktivistler, aşırı sağcı bir İsrailli grup olan Lehava liderliğinde bir yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşleri esnasında da "Araplara Ölüm" sloganları atarak Kudüs'ün Eski Şehri'nde sokaklarda gezindiler.

Ardından sokak aralarında başlayan Ortodoks saldırıları sokaklara taştı. İsrail askerinin de Ortodoksları dağıtmak yerine Filistinlilere müdahale etmesi; Filistinli direniş gruplarını harekete geçirdi.

Bu olaylar, hem Netanyahu hem de Abbas için kötü bir zamanda yaşandı. Abbas parlamentoda Netanyahu’ya başkanlık yolunda veya yargılanma durumunda siyasi yardımda bulunabileceğinin sinyalini vermişti. Son olaylar ise Abbas’ın bu niyetini yeniden sorgulatacak.

Middle East Eye'a konuşan Filistinli bir siyasi de Yafa’daki olayların neticesinde “Abbas’a parlamentoda Netanyahu’nun milliyetçi, ırkçı bloğuna karşı oy kullanmaktan başka seçenek kalmadığını” söyledi.

Ayrıca, Netanyahu'nun Abbas’a “halkın gözünden gizlenmiş bir metres gibi” davranmasından kimsenin memnun olmadığını söylediler. Ancak tüm bunlar, Abbas'ın tamamen taraf değiştirdiği ve “halkının iyiliğine” dayalı kararlar almaya devam edeceği anlamına gelmiyor! Netanyahu her zaman bir yolunu bulmaya çalışarak iktidarda kalma süresini uzatacak ve yargılanmadan kaçacaktır.

Uzun zamandır da "halkın iyiliği" söylemi İsrail siyasetinde gereksiz bir motif olarak görülüyor.

Hükümet ve parlamento tamamen işlevsiz kılındı. Bakanlık büroları boş, güvenlik konuları, Netanyahu ve saz arkadaşları için siyasi bir oyun alanı haline geldi.

İnsanları tanıdıkları bir liderin etrafında toplatacak “iyi bir savaş veya güvenlik tehdidi” gibisi yoktur. Suriye, İran ve Filistin ile girilen “çatışmalar” kime hizmet ediyor?

...

Bir hafta önce, emekli general ve Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü düşünce kuruluşu başkanı Amos Yadlin bir tweet attı: "Netanyahu’nun başka bir hükümet kurma girişimini kolaylaştırmak için başlatılan bir güvenlik krizine tanık oluyor muyuz?"

Bu endişeyi dile getiren tek kişi Yadlin değil. “Çaresiz bir Netanyahu tehlikeli bir Netanyahu'dur” diyenlerin sayısı daha fazla.

Başbakan Netanyahu’nun yeni koalisyonunu kurmak için iki haftadan az bir süresi kaldı. Cumhurbaşkanı Rivlin muhtemelen görev süresini uzatmayacak ve Netanyahu'dan bağımsız bir hükümet kurması talebinde bulunarak karşı bloğa doğru itecek.

“Son bir hatırlatma: Netanyahu'nun iktidara getirdiği ve kendisi pahasına partisinden çıkarttığı isimler, şimdi iktidara yeniden gitmek isteyen Netanyahu’nun yolundaki en büyük engellerden oldular.”

Şiirsel adalet, kaotik siyasi atmosfere hoş bir dokunuş katar.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...