Nesin sen ey CHP?!

Abdurrahman Dilipak

CHP sabahtan, AK Parti’nin yanlışını söylemekten başka ne yapıyor?
Bir fikri, bir çözümü var mı?
Sadece “Hayır” diyor. Sadece karşı çıkıyor, eleştiriyor, tehdit ediyor.. AK Parti ne yaparsa yapsın onu yargıya taşıyor.. Ergenekon’un avukatlığına soyunuyor.
Baykal’ı bitiren hastalık buydu, Kılıçdaroğlu da aynı yoldan ilerliyor..
Yeni bir söylem geliştirmedi, bilinen CHP hastalığı. Kulisçilik ve siyasi dedikodular üretmek… Bitip tükenmek bilmeyen bir öfke ve ihtirasla karşısındakine saldırmak.. Suçlamak..
Bu ülkede nerede ise olumlu ne yapılıyorsa, CHP’ye rağmen yapılıyor.. Bütün kazanımlar, CHP’nin gölgesinin o şey üzerinden kaldırılmasına bağlı.. Çünkü CHP’nin gölgesinin düştüğü yerde ot bitmiyor. Onun için “geldi İsmet gitti kısmet” demiştir insanlar..
CHP, toplumun zihninde varlık vergisidir.. CHP tehcir, tenkil, tediptir. CHP İstiklal Mahkemeleri’dir.. CHP din karşıtlığıdır, Türkçe ezan ve dinde reform projesidir. Kur’an kursu, İmam Hatip karşıtlığıdır.. CHP başörtüsü zulmüdür, CHP darbe, CHP derin devlet, CHP olağanüstü hal, sıkıyönetimdir. CHP demokrasi karşıtlığı, faşizm muhibliği, resmi tarih yalancısı, resmi ideoloji misyonerliği, fişleme, işkence, jandarma dibçiğidir.
CHP değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen yasa demektir..
CHP ekmek karnesidir.. CHP “açık oy gizli tasnif”tir.. Tek particiliktir.. Ergenekon’un avukatlığına soyunmadır. CHP Yuvacık Barajı’dır.. CHP Çankaya Belediyesi’dir. CHP hukukçuluğu Seyfi Oktay, Mehmet Moğultay hukukçuluğudur.. 27 Mayıs şakşakçılığıdır.. CHP Hitler, Musolini, Stalin hayranlığıdır..
Bütün bu geçmişi ile hesaplaşmadan CHP hâlâ nasıl toplumun önüne çıkıp onlardan oy isteyebiliyor ve bu kadar oy alabiliyor, anlamak zor..
Artık Dersimliler, Hataylılar, Sıvaslılar oynanan bu kanlı ve kirli oyunun farkına varmaya başladılar..
Kürtler, solcular, oynanan bu oyunu görmeye başladı..
CHP’ye bugün gönülden oy veren tek topluluk var, bazı emekli subaylar, dünkü ve bugünkü Ergenekoncular ve Sabataylar. Bir de Masonlar.. CHP iktidarından medet uman kirli sermaye ve CHP döneminde bir baltaya sap olduğunu düşünen kimi bürokratlar.. Başka kim CHP’ye oy verir ki?. Diğer oy verenler, hatta daldıkları derin uykudan uyanmayan kalabalıklardan oluşuyor sanki.. CHP’ye oy verenler, büyük ölçüde siyasi fobileri olan ve korkusu umuduna baskın çıkan cahil halk yığınlarıdır.. Hani “bir gece aniden irtica gelir de, karımızın başını zorla örttürürler ve biz ağız tadı ile içkimizi bile içemeyecek olursak, bir de geçmişin intikamını bizden almak adına hesap sormaya başlarlarsa bizim halimiz nice olur” diye düşünen adamlardır.. “Halaskar zabitan” takımının korkusu da aynı..
CHP yöneticileri karnından konuşuyor sanki. Hem ne olmaması gerektiğini söylüyorlar. Ne olması gerektiği konusunda sanki bir fikirleri yok gibi. Sürekli ne olmadıklarını söylüyorlar. “Peki siz kimsiniz?” sorusunun cevabı yok.. Sol-sosyalist, sosyal demokrat olduklarını filan söylüyorlar da, daha çok faşiste benziyorlar.. Kimse CHP’yi sol olarak görmüyor artık. CHP’nin solculuğu kendinden menkul..
Kemalistliği de öyle. “Gandi Kemal Kemalizmi” ile bu kadar oluyor. Baykal Kemalizmi neydi sanki.. Hem zaten bu memlekette resmen Kemalist olmayan bir politikacı var mı? Herkes çağı geçmiş, içi boşalmış da olsa, “Atatürk ilke inkılablarına bağlılık yemini” etmeden milletvekili, bürokrat mı olunuyor?. Türkiye’de gerçekte tek parti vardır. CHP dışındakiler CHP’nin alt kuruluşları gibidir. Zaten bugün siyasetteki derin kriz de bundan kaynaklanıyor..
Kimin Kemalizmi asıl, kiminki taklit. Atatürkçülük patenti CHP’nin elinde mi?
Kemalizmin kaç çeşidini gördük biz. Perinçek’in Atatürk’ü ile Masonların Atatürk’ü aynı kişi mi? Ya da CHP’nin Atatürk’ü ile Adnan Hoca’nın, Erbakan’ın Atatürk’ü aynı kişi olabilir mi? Demirel’in Atatürk’ü ile DİSK’in Atatürk’ü ya da?.. “Hangi Atatürk”! Bu soru sorulalı çok oldu! Üstelik bu soruların hiçbirinin cevabı da yok.. CHP’nin Atatürk’ü Mustafa Kemal Atatürk değil, sadece KAMAL ATATÜRK’tür..
CHP İstiklal Harbi’ni veren geleneğin mirasçısı değil ama mesela İstiklal Harbi’nin resmi tarihini yazan, onun üzerine resmi ideoloji kılıfını giydiren partidir.. CHP için “İrtica ile mücadele istila ile mücadeleden daha elzem ve zor bir hadisedir”.
CHP derin devletin parlamentodaki Truva atı olma iddiasından vazgeçmelidir..
Derin devlet var mı ya da nedir sorusunun cevabını arayanlar CHP’ye bakmalıdırlar. Onun görünen yüzü, vitrini CHP’dir bana göre.. CHP’nin bu işlerin avukatlığına soyunmasına bakmayın siz, ilişkiler daha köklü ve derindir.. Kılıçdaroğlu sistem içinde kapıdan girişte müracaat bankosunda oturan danışma memuru gibi duruyor orada sanki.
CHP derin devletin işgüderliğini yapıyor gibi duruyor.. CHP orayı değil orası CHP’yi yönetiyor gibi sanki.. CHP derin ve kayıt dışı siyasetin sıçrama tahtası, koruma kalkanı, illüzyon dolabı gibi bir şey. Çok amaçlı kullanılabiliyor.. Derin media, derin sermaye işaretini CHP’nin derin ilişkilerinden damıtarak alır..
Bugün Türkiye’nin siyasi krizinin, ekonomik krizinin, kimlik krizinin, hukuk ve yargı krizinin, insan hakları krizinin, mafia ve çetenin arkasında derin devletin kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı siyaset unsurlarının eli vardır..
Bu milletin tarihini, geleceğini çaldılar.. Dini, dili, kültürü, geleneği, kimlik kodları ile oynamaya çalıştılar.. Aynı ülkenin evlatlarını Türk-Kürt, sağcı-solcu, ilerici-gerici, Sünni-Alevi diye birbirine karşı kışkırtıp, birileri onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalıştılar..
Bu karanlık, kirli, derin oyuna dikkat etmek gerek..
Milletin temel değerlerine karşı “topyekun savaş” başlatanların kimler olduğunu, bu işlerin “Amiral gemisi”nde kimlerin oturduğunu görmek gerek.. Ulusalcı geçinip, Siyonist faşistlerle aile bağları kurup, onları İslam’a ve Müslümanlarla savaşa çağıran, eğer onlar seçim kazanırlarsa ülkeyi terk etmeleri için vasiyette bulunanlar kimler, onları iyi tanımak lazım.. Siyasi emellerini ve şahsi çıkarlarını bir avuç tufeylinin çıkarları ile tevhid edenleri tanıyoruz artık.. Uyuşturucu kullanan, kaçaktan ve yağmadan, kamu kaynaklarının yaptıkları vurgunlarla şişmanlayan bu yağmacılardan siyaset, bürokrasi içinde her yere dal budak salan bu kadrolardan kurtulmadıkça bu ülkede yaşayan kimseye huzur yok..
Türkiye’nin asıl sorunu bu kadrolar.. CHP’yi aşmadan bu kadrolarla yüzleşmek de mümkün değil..
CHP Türkiye’nin önündeki aşılması gereken en önemli engeldir.
Selam ve dua ile.

VAKİT