“Neden Rahmet Okunsun, Nasıl Ortak Değer Olsun?”

AK Parti iktidarı ve dindar-muhafakâr camia tarafından Mustafa Kemal hakkında son günlerde dile getirilenleri ele aldığı bugünkü yazısında Kenan Alpay, Atatürk’ü Atatürkçülük’ten Mustafa Kemal’i Kemalizm’den ayrıştırma gayretlerini sorguluyor.

Kenan Alpay’ın yorumu:

Atatürk’ü Atatürkçülerin tekelinden kurtarmak” şeklinde özetlenebilecek milli bir strateji yürürlüğe sokulmuş durumda. Bu söylem ve gayretin ne kadar doğru, tutarlı ve faydalı olduğuna ilişkin birkaç itiraz dışında pek bir şey yansımadı kamuoyuna. Medyada Ortodoks Kemalistlerin ve onlarla bitişik nizam hareket eden sol-sosyalist çevrelerin alaycı yaklaşımlarını bir kenara bırakırsak ciddi bir eleştiri hatta kapsamlı bir şüphe dahi dile getirilemedi. Bu eleştiri ve tereddütlerin ifade edilememiş olması yokluğu anlamına gelmiyor şüphesiz.

Atatürk’ü Atatürkçülükten, Mustafa Kemal’i Kemalizm’den ayrıştırma gayretleri yeni değil ama kabul edilmeli ki içinde yoğun bir korku barındıran çıkış yolu arayışlarıydı. Atatürk çok iyiydi, çok güzeldi de çevresi ve yolundan gidenler mi Atatürkçülüğü tahrip edip kirlettiler? Despotik sapma, askeri darbeci karakter ve topluma karşı sergilenen zulümler 1938’de onun ölümüyle mi başladı? İyimserliğe, gönül bağışlamaya ve uzlaşma arayışlarına itiraz edemeyiz ama tarihi yeniden yazmak ne akla ve mantığa uyar ne de siyasal ve toplumsal hayatın adalet üzerinde inşa edilmesine hizmet eder. Siyasal iradenin niyetini, buradan ulaşmak istediği hedefi, bu açılımın sürdürülebilirliğini bir tarafa koyarak gücümüz yettiğince hakikati konuşmaya mecburuz. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun hakikatin üstünü şu veya bu gerekçeyle örtmenin bedelleri hep ağır olmuştur çünkü.

Atatürkçülük Tahrif mi Edildi?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e milletin sonsuz hürmet duyduğu sıklıkla ifade ediliyor. Peki, Atatürk milletine sonsuz bir hürmet duyar mıydı? Benim bu milletle en küçük bir sorunum, hiçbir sıkıntım yoktur diyor muydu? Anlaşılan Atatürk adına sapmanın 1938’den sonra İnönü eliyle ve sonrasında 27 Mayıs’la birlikte bir silsile haline dönüşen askeri ihtilallerle oluştuğu iddiası yine alıcı bulacak bir miktar. Ancak şu sorunun cevabı önemli değil mi? Atatürk bu ülkeyi neden ölüm döşeğine düşünceye kadar Tek Parti rejimiyle yönetti? Milli Mücadele’nin en önemli simalarının kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı ilk fırsatta ve muvazaalı Serbest Fırka’yı 90 gün içinde boğma yoluna girdi? Kemalist Cumhuriyet’in halka dayanmak, halk için çalışmak ve halktan meşruiyetini almak gibi bir endişesi yoktu da onun için. Tepeden inmeci bir modernist cumhuriyet modeli diğer ülkelerde ne yaptıysa, nasıl zecri tedbirlere sarıldıysa Kemalist Cumhuriyet de benzerlerini yaptı en son vakte kadar.

(...)

Yazının devamını okumak için tıklayın: Neden Rahmet Okunsun, Nasıl Ortak Değer Olsun?

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?