Neden Bir Gece Ansızın Gelebiliriz? - 02.05.17
Ceren Kenar / Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sincar operasyonu ile ilgili “Vakti saati geldiğinde ne yapacağımızı biliriz. Bir gece ansızın gelebiliriz. Türkiye’nin DEAŞ’a yönelik operasyonda elde ettiği başarı bölgede oynanan oyunu ifşa etti” sözleri tabii olarak sadece Türkiye değil uluslararası gündemin önemli bir gündem maddesi hâline geldi.
Türkiye’nin Sincar’a yaklaşımının ne olduğunu bu köşede defalarca işledim. Tekrara düşmek pahasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin arka planını açalım.
Öncelikle şu sorunun cevabını vererek başlayalım: Sincar neden önemli ve Sincar’da neler oluyor?
Sincar, Kuzey Irak’ta dağlık bir alan. Stratejik anlamda önemi yüksek. Türkiye, Suriye ve Irak üçgeninde lojistik açıdan kritik bir bölge. Irak Kürdistan’ı ile Suriye arasında, Türkiye’ye çok yakın bir alan.
Bu bölge 2014’te DEAŞ saldırısına uğradı. Musul’da Irak ordusundan kalan askerî mühimmat ve silahlarla yüklü DEAŞ karşısında Peşmerge direnemedi. Sonuç trajik oldu. Sincar bölgesindeki Yezidilere karşı katliamlar gerçekleşti, Yezidi kadınlar “seks kölesi” olmaya zorlandı.
2015’in Kasım ayında Peşmerge ve Yezidi militanlar bölgeyi DEAŞ’tan kurtardı.
Tüm bunlar olurken, PKK fırsatı değerlendirdi ve Sincar’a bu karışıklık içinde konuşlandı.
Hem Irak Bölgesel Kürdistan yönetimi, hem de Türkiye bu meseleyi ciddi bir güvenlik sorunu olarak görüyor. Sincar’da konuşlanan PKK’lılara Bağdat’ın maddi destek sağlaması, Bağdat hükûmeti ile Türkiye ve Bölgesel Kürdistan yönetimi arasındaki ilişkilerin gerilmesi ile sonuçlandı. Zira PKK’nın amacı Sincar’ı “İkinci Kandil” yapmak. Ve böylelikle Türkiye, Suriye, Irak hattında bu stratejik bölgeye hâkim olup, önemli bir askerî üs edinmek.
Ancak mesele bundan ibaret değil.
Sincar, İran’ın bölgede kurmaya çalıştığı bir lojistik hat açısından hayati önemde.
İran’ın amacı İran’dan Akdeniz’e ulaşan, Irak ve Suriye’den geçen kesintisiz bir kara hattına hâkim olmak. Bu hem askerî, hem ekonomik açıdan İran’ı bölgede inanılmaz güçlendirecek bir girişim.
İran bu amacına ulaşmak için Hizbullah, Haşdi Şabi ve PKK gibi taşeronlarını kullanıyor.
Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasındaki kritik vurguya dönelim: “Türkiye’nin DEAŞ’a yönelik operasyonda elde ettiği başarı bölgede oynanan oyunu ifşa etti.”
İran ve PKK, bölgede DEAŞ ile savaş bahanesi ile kendi gündemlerini ve demografik planlarını uygulamaya çalışıyor. Obama hükûmeti bugüne kadar bu planlara ses çıkarmadığı gibi zımnen destek de verdi. Sonuç bölgede on yıllar boyu sürecek bir kaos ateşinin çıkması oldu. Mezhep ve etnik gerilimin yükselmesi sadece bu bölgedeki sivillere değil, Türkiye’nin millî menfaatlerinin de aleyhine.
Dolayısıyla, Türkiye’nin Sincar’a müdahalesi, hem bu bölgenin, hem Türkiye’nin menfaatlerinin, hem de Bölgesel Kürdistan Yönetimi gibi Türkiye’nin müttefiklerinin lehinedir.
.....
Not: Türkiye’nin en iyi gazetecilerinden ve kanaat önderlerinden biri olan Yıldıray Oğur artık gazetemizde yazamayacak... Yıldıray, Türkiye’de “nesli tükenen” bir gazetecilik anlayışını korumaya çalışan, okurlarına saygısını her yazısına harcadığı emek ile gösteren bir yazar olarak kendini defalarca ispatladı. Sadece kaleminin gücü ve araştırmacı kimliği ile değil, entelektüel namusu ile hak ettiği bir okur kitlesini yakaladı. Sadık bir okuru olarak onun eksikliğini çok hissedeceğim. Tıpkı tüm Türkiye gazetesi okurları gibi.