Ne kadar zalimsiniz; keşke ölseniz!

​​​​​​​Asparagas paylaşımlarıyla bilinen bir şovmen, yanında bilmedikleri her konuda ahkam kesen iki profesör şu an çocukları kıyımdan geçirilen bir halkı çekiştirmekle meşgul.

HAKSÖZ-HABER

Gazze’de çocuklar işgalci İsrail’in barbar saldırılarıneticesinde öldürülürken, “Mevzular Açık Mikrofon” adlı YouTube yayınında Filistinlilerin toprak satıp satmadığı tartışılarak Siyonizm propagandası yapıldı.

Programın yapımcısı Oğuzhan Uğur, geçtiğimiz günlerde konuyla alakalı ırkçı bir motivasyonla kaleme aldığı bir metni Twitter hesabından paylaşmış; aralarında birçok tarihçinin de olduğu çok sayıda kişi Uğur’a tepki göstermişti.

Uğur, kendinin aslında ne kadar haklı olduğunu ve Filistinlilerin toprak sattığını teyit ettirmek için konuk olarak aldığı Prof. İlber Ortaylı ve Prof. Celal Şengör’ü konuşturuyor.

Program tanıtım videosu tam da bu konunun tartışıldığı bölümden seçildi ve Gazze’de büyük bir katliam yaşandığı ana denk getirilerek yayınlandı.

Oldukça laubali bir şekilde soruya cevap veren Prof. Celal Şengör, her zamanki cehaletini izhar ederek “Büyük ölçüde toprak satılmıştır. Satılmadı diyen zır cahillerdir.” dedi. . Prof. İlber Ortaylı ise işi daha da ileri götürerek “Eskiden ‘Filistinli’ demek arazi satıp yaşayan insan demekti. İki harp arası Filistinli tipi arazi satar, sattıkça Beyrut'ta harcar...” dedi.

Yüzlerce masum insanın tonlarca bombalarla bedenlerinin parçalandığı, fosfor bombalarıyla yakıldığı bir vasatta dahi Siyonizm amigoluğu anlamına gelecek edepten mugayir bir çadır tiyatrosu sergilemek tam da isimleri zikredilen zevata yakışırdı. Yahudi ve hatta Siyonist tarihçilerin bile gülüp geçtiği iddiaları tarihî bir gerçekmiş gibi sunupakıllara zarar tespitlerini laubali bir şekilde dile getirirken delilin tabiî ki bir önemi olmuyor.

Birçok tarihçi bu tartışmanın açıldığı günden bu yana toprak satışlarının yok denecek kadar az olduğunu belgelerle ortaya koyuyor. Bu yok denecek kadar az olan satışlar arasında ipotek sebebiyle zorla sattırılan arsaların olduğunu da belirtiyorlar. Ancak ahlaki zaaflarıyla malul bu iki profesörden biri olan Şengör, zerre ihtisas sahibi olmadığı konularda yaptığı fâhiş hatalara birini daha eklerken Ortaylı da her ortama göre konuşan gevşek yapısıyla ne ahlaktan ne vicdandan ne de insanlıktan nasiplendiğini gözler önüne seriyor. Çocuklar ölürken bu zevat kan deryası içinde direnmeye çalışan bir halkı çekiştiriyor; zehirli dilleriyle bir kavme yönelik nefret tohumları ekmekten çekinmiyor, utanmıyor.

Şovmen Uğur da sosyal medyada aldığı dersi bu iki profesörü hedeflediği biçimde konuşturmak suretiyle adeta içini rahatlatıyor. Filistinli çocuklar gönül rahatlığıyla ölebilir artık; üzülmeye, hislenmeye, merhamet etmeye hacet yok! Zira dedelerinin dedeleri topraklarını Yahudilere sattılar! Bu söylemin ve beyhude tartışmanın Siyonistlerin zulmünü örtmesi de cabası!

Hâsılı kelam olarak Ortaylı’nın “Ne kadar cahilsin, keşke ölsen!” şeklindeki klişeleşmiş sözünü vicdanını Siyonizm amigoluğuna kurban edenler için uyarlamış olalım: Ne kadar zalimsiniz, keşke ölseniz!


Filistinliler toprak sattı mı?

Filistinlilerin toprak satması iddiası hakkında konuşan tarihçi-yazar Mustafa Armağan, İLKHA'ya verdiği röportajda özetle şöyle diyor:

Söylemler neyi anlattığından ziyade neyi örttüğü ile değerlendirilmeli. Söylenen şey aslında bir başka gerçeğin üzerini örtmek için şal olarak kullanılmaktadır. O şal neyi örtüyor? Gerçekte toprak satma olayı çok cüzi miktardadır yani bütün Filistin topraklarının yüzde 0,9'u kadardır. Çeşitli sebeplerle toprak satmış olabilir; zorda kalmış olabilir. Bu yüzde 0,9 gündeme getirilerek yüzde 99,1 gasp yoluyla, şiddet yoluyla, vahşet yoluyla, köyleri yakarak, insanları katlederek; (Deyr Yasin Katliamını hatırlayalım ya da 531 köyün 1948'de nasıl boşaltıldığını, '24 saat içerisinde boşaltacaksınız boşaltmazsanız hepinizi kurşuna dizeceğiz' diyerek) böylece bu insanların toprakları alındı. Bugün dünyada 10-12 milyon Filistinli var. Bunlar niye gitti? Topraklarını satarak kaçtıkları için mi bugün diasporada yaşıyorlar? Filistin'de 4 milyon, dışarda yaklaşık 7 milyon Filistinli var. Bunların herhangi birisine sorsanız; 'Vatanınıza mı dönmek dışarda mı yaşamak istersiniz?' tereddütsüz hiçbirisi aksini söylemeyecek, vatanlarına dönmek isteyecektir. Eğer toprak satmış olsalardı nereye dönmek isteyeceklerdi, bir suçluluk psikolojisi içermeyecek miydi? Söylememiz gereken argüman, ahlaki ve mantıki olarak; ahlaki olarak böyle birşey söylenemez, dedenin suçu toruna atılamaz ikincisi burada gerçekte İsrail’in işgal ederek hatta katliamlar yaparak binlerce köyün, şehrin yaşayanlara 'buradan gideceksiniz' demesiyle binlerce kişi Ürdün'e, Suriye'ye, Lübnan'a, Mısır'a kaçtı. Bu milyonlarca insanın neden yurtlarını terk ettiklerinin mantıklı bir açıklamasını yapmak gerekir. Bu mantıklı açıklama; tamamen İsrail’in bugün Gazze'deki 2 milyon insanı nasıl Mısır'a yahut başka yere, denize dökmek dahil yok etmek istiyorlarsa diğer Filistinlileri de aynı yöntemlerle ve aynı mantıkla temizlemek üzere kurulu politikasıydı. Şimdi bunu görmeyeceksin, 70 yıldır yapılan belki 1 milyon insanın katledilmesi, yaralanması, bebeklere varıncaya kadar öldürülmesini hiç gündeme getirmeyeceksin; 'Kahrolsun İsrail' demeyeceksin ama kalkıp 'orada toprak sattılar' diyeceksin. Toprak satma olayının ötesinde bir işgal var.

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm