Ne istiyorlar?

Ahmet Altan

Bayraklara sarılmış tabutlara kapanmış insanların resimleri önümde duruyor.

Ağlayan kadınlar, kederli erkekler.

Ölen gencecik, babayiğit delikanlılar.

Niye bütün bunlar?

Bu çocukların ölmesi gerekiyor mu?

Hükümet, Kürt sorununu çözmekte kararlı gözüküyor.

Ama bu “kararlılıkla” çelişen bir başka ruh hali daha seziliyor, bir “tedirginlikleri” var.

Çok tepki toplamaktan ve oy kaybetmekten korkuyorlar herhalde.

İçişleri Bakanı, “bölünme sendromundan kurtulmamız gerektiğini” söylüyor.

MHP, gittikçe şiddetini arttırıp seviyesini düşürdüğü bir üslupla “barışın” ülkeyi böleceğini iddia ediyor.

İddiasını anlamak o kadar kolay değil.

Savaş ülkeyi bölmüyor ama barış ülkeyi bölüyor MHP’ye göre.

Savaşın bölemediği ülke neden barışla bölünsün?

Barış, savaştan daha kışkırtıcı bir durum mu?

Eğer bir “bölünme” isteği varsa savaş bu isteği her gün biraz daha arttırmaz mı?

MHP’nin bu iddiası bana pek anlamlı gözükmüyor.

Aslında CHP “barışı” desteklese, MHP’nin anlamsızlığı daha çok ortaya çıkar ama CHP de “savaşı” destekleyince hükümetin hareket alanı daralıyor.

Kararlı adımlar atmakta zorlanıyor.

Sonunda bu barış olacak.

Tedirginliklerle yürünse de sonunda barışa varılacak.

Hükümet de zaten bu yoldan geriye dönmeyeceğini söylüyor.

Zaten bu noktadan sonra “geriye dönüşün” siyasi faturası sanırım çok ağır olur.

Ayrıca hayat da Türkiye’yi barışa zorluyor.

Ne MHP ne de CHP “barışın” önünü kesebilir.

Ama daha fazla çocuğun ölmesine yol açabilirler.

Açıyorlar da zaten.

Bu tabutlar, onların “inadı” yüzünden geliyor.

Şimdi MHP ve CHP’ye sormak lazım:

“Siz barışı istemiyorsunuz, peki ne istiyorsunuz?”

Anlayabildiğim kadarıyla bu iki parti, “PKK teslim olsun” diyor.

Tek “çözüm” olarak bunu söylüyorlar.

O zaman ikinci soruyu soracağız:

“Bugüne dek teslim olamayan PKK niye şimdi teslim olsun?”

Bu savaşın bir galibi olmayacak.

Yirmi beş yıldır süren savaş bu gerçeği herkese gösterdi.

Ne silahla PKK’yı ve onun halk desteğini yok edebilirsiniz, ne de PKK silahla bir zafere kavuşup isteklerini dikte ettirebilir.

Her gün çocukların öldüğü, kimsenin kazanamayacağı bir savaşın içine bu ülkeyi kilitlemek, bu ülkenin ve bu ülkede yaşayan insanların çıkarına mı?

Tabii MHP ile CHP’ye asıl sorulması gereken soru şu:

“Sizin Kürt sorununun çözümü için öneriniz ne?”

PKK, Kürt sorunu demek değil.

PKK yokken de Kürt sorunu vardı.

PKK olduğu için Kürt sorunu çıkmadı, Kürt sorunu olduğu için PKK çıktı.

PKK’yı tümüyle yok etseniz de Kürt sorununu yok edemezsiniz.

Bu ülkede, mevcut durumdan şikâyetçi milyonlarca insan varsa onların şikâyetlerini dinleyip çözmek zorundasınız.

Siyaset, sorunları çözmek için var.

MHP ile CHP’nin “siyasi çözümü” ne?

Anadilinde eğitim yapmak isteyen, anayasada bütün vatandaşların eşit olduğunun belirtilmesini isteyen milyonlarca Kürdü öldürecek misiniz?

Silahtan başka bir çözümünüz yok mu gerçekten?

Ya da silahlı bir baskıyla Kürt halkını “aslında bir sorun olmadığına” mı ikna edeceksiniz?

İkna edemezsiniz.

Edemediniz de.

Türkiye, bu sorunu hakkaniyete uygun bir şekilde çözmek, bütün vatandaşlarını, ırkları ne olursa olsun eşit bir statüye kavuşturmak zorunda.

Bunu ertelediğiniz her gün ölen çocukların sayısı artıyor.

Türk çocukları da ölüyor Kürt çocukları da ölüyor.

Bu ölümlerin bugün görünen nedeni MHP ile CHP.

Bu ölümlerin vebali onların boyunlarında.

“Ölümden ve şiddetten” yana olan bu iki partinin hiçbir çözüm önerileri yok.

Bu partilerin liderliğini yapan iki bencil ihtiyar yüzünden öldürtecek miyiz çocuklarımızı?

İki yaşlı adamın bencil oy hesaplarına kurban edecek miyiz genç insanları?

CHP’liler ve MHP’liler o ölen çocukları düşünürlerse, şu anda hayatta olan birçok gencin bu inat yüzünden öleceğini anlarlarsa, savaşı böylesine istekle desteklemeyeceklerine inanıyorum.

O tabutlarda insanlar yatıyor çünkü.

Barışı engelleyen herkes, o ölüleri ömrü boyunca sırtında taşır.

Bunu taşımak istiyor musunuz?

TARAF