Hanefi Avcı’nın yazdıklarından rahatsızlık duyan “Cemaat”, kontrolündeki yargıyı harekete geçirmiş...
Fincancı katırlarını ürküten bu polis müdürünü “uzaktan yakından alâkalı olmadığı” bir “sol terör örgütü”ne monte etmiş...
“Cümle âlem ibret alsın” diye yapmış bunu;
“Cemaate dokunanı aha yakarlar böyle!..”
¥
Bu zırvalara ancak Ergenekon medyası inanır.
Ha bir de, Cemaate tutunacak başka dalı kalmadığı için yanaşan “eski tüfek, sözde aydın liberaller!..”
İzliyorsunuz;
Bu ikinci kesim, gayet şirin bir görüntü veren “Cemaat şeffaflaşmalı” talebine yaslanarak nasıl da saldırmakta!..
¥
Meselenin kaynağına dönelim...
Hanefi Avcı, bir kitap yazmış...
İki kere okuduk, üçüncüsünde altı çizili yerlere döndük...
Bir dilekçenin “geciktirilmesinden” başka bir mevzu yok.
“Cemaat” birtakım operasyonlar yapıyormuş!..
Bürokrasideki dengeleri bozuyor, devlet görevlileri arasına nifak sokuyormuş!..
Ben elimdeki bilgileri de hesaba katarak şöyle okudum:
Uzun yıllardır, “Cemaat”i yok etme operasyonları yürütülüyordu.
Ortaya çıkartılan “darbe planları”, esasen AK Parti’yi, şu partiyi, bu partiyi değil...
Statüko karşısındaki en organize hareket olan “Cemaat”i bitirmeyi hedefliyordu.
“Cemaat” bitirildiği takdirde, “potansiyel tehlike” olarak görülmekle birlikte hiçbir zaman “organize tehlike” haline gelemeyecekleri bilinen “diğer oluşumları” tüketmek çok daha kolay olacaktı.
“Cemaat” bunu gördü ve tedbirini aldı!..
Bir başka ifadeyle meşru müdafaa hakkını kullandı!..
Bunu “hukuki sınırlar içinde” sağlamak için de elinden geleni yaptı!..
¥
“Cemaat”, bu durumu gösteren bilgi kırıntılarından bazıları -çarpıtmalarla- kamuoyuna yansıdı diye...
Hem de, “Bu kitabı yazdığım için başıma çok şeylerin geleceğini biliyorum” demek suretiyle “tedbirini almış olan” bir polis müdürünü niçin içeri aldırtsın?..
Hem de...
Tartışmaların iyice soğuduğu,
“CHP’nin türban açılımı”,
“Yeni Anayasa”, “AK Parti-DTP buluşması” gibi konuların gündemin ilk sıralarına çıktığı günlerde...
Niçin Hanefi Avcı’nın ve dolayısıyla iddialarının yeniden gündeme gelmesine yol açacak bir atraksiyonda bulunsun?..
¥
Hanefi Avcı’nın “sol terör örgütü” mensuplarıyla ilişki halinde olduğu iddiasına dayanak yapılan “ses kayıtları” hakkında değerlendirmede bulunmak istemem.
“Avcı” gibi bir ismin sol terör örgütüyle birlikte hareket ettiği iddiasını komik bulmam.
Avcı takip altında olduğunu bildiğinden, “Ergenekon medyasının desteğini” alabilmek için Gülen Cemaatini suçlama yolunu seçmiş olabilir...
Bilemem.
“Emin olmadığım konularda” ahkâm kesemem.
¥
Bildiğim şu ki:
Bu işte, “Cemaat” ciddi mânâda mağdur edildi.
Bu “Cemaat”ten devleti ele geçirmekte olan bir “terör örgütü”nden bahseder gibi bahsediyorlar.
Gizli planlar da onu göstermiyor muydu:
“Cemaat evlerine bombalar, silahlar yerleştirilip baskın yapılacak. Türkiye’nin ne büyük bir badireyle karşı karşıya olduğu yönünde bir kanaatin oluşması sağlanacak!..”
¥
“Cemaat”, aslında bir “terör örgütü” olsaydı, illegal faaliyetlere bulaşmış olsaydı, çökertmek kolay olurdu.
Bağnazlıkla mücadelenin bütün meşru ve ilmi yöntemlerini kullanan, şiddet değil, karşılıklı anlayış ortamı oluşturmaya çalışan bir “Cemaat”, statükonun işine gelmiyor.
Ve şunu tekrar ifade edelim ki; son zamanlarda “Ergenekon medyasına” paralel olarak Hanefi Avcı üzerinden “Cemaat”e vuran “eski tüfek sözde aydın liberaller” de, “Cemaat”in kendilerine ihtiyaç duymayacak kadar gelişmesinden, güçlenmesinden ve en önemlisi de kaliteyi tırmandırmasından rahatsızlık duyduklarını ortaya koyuyor.
¥
Bana gelince...
“Cemaat”in bazı sıkışık dönemlerde, özellikle 28 Şubat sürecinde sergilediği tavırlardan bazılarını tasvip etmesem de...
Böyle bir yapının varlığını Türkiyem için büyük bir kısmet olarak görüyorum.
“Adam” dediğin, kaliteden rahatsız olmaz!..
CEMAAT VE CİNAYETLER
Bunları yazarken aklıma geldi...
Hatırlarsınız, birilerine göre...
Necip Hablemitoğlu’nu da “Cemaat” öldürmüştü!!!..
Niçin öldürmüştü?!..
O gün...
Reha Muhtar’ın Ateş Hattı’nda bir sapkın kadın...
“Çünkü” demişti...
“Çünkü, Hablemitoğlu, Cemaat’in bazı gizli faaliyetlerini ortaya çıkartıyordu!..”
¥
Orada da sorduk...
“Bir Cemaat; tam da her şey istediği gibi gidiyorken...
İktidara istediği parti gelmiş, medyada, bürokraside istediği türden operasyonlar yapma imkânına kavuşmuşken...
Birden bire, böyle bir cinayetle gündeme gelmek ister mi?..
Ülkenin siyasi bir cinayetle gerilmesi, Cemaatin işine gelir mi?..”
¥
Düşünebiliyor musunuz.
Türkiye’yi bütün dünyada şanla-şerefle temsil eden bir “Cemaat”, aydınları katletmekle, yargıyı ele geçirip birilerinin hayatını kaydırmakla suçlanıyor.
Suçlanır da...
Şöhretlerini büyük ölçüde bu “Cemaat”e borçlu olan “eski tüfek sözde aydın liberal takımının” da bu ameliyeye kısmen katılmasına ne demeli?!..
“Kerhen destek” bazen böyle sırıtıyor galiba!..
VAKİT