Birileri yine iş üzerinde. Birtakım saldırılar ve tehditler yine havada uçuşuyor..
Gözümüzün önünde kirli bir oyun oynanıyor.. İran Körfez’de ABD’ye değil, Körfez ülkelerine meydan okuyor.. Körfezi kapatırım blöf.. Kapatsa, bütün dünyanın tepkisini çeker, dünya ayağa kalkar.. İran’ın doğusunda Afganistan’da ABD’nin askeri tahkimi var. Batısında Irak’da öyle.. Güneyde 3 deniz filosu.. İran aslında ablukada. Ama sadece Malatya’daki erken uyarı sistemi öne çıkarılıyor..
Sanki uydu izlemesi yapılmıyormuş, Awacslar, U2’ler, İHA’lar devrede değilmiş gibi. AB de Türkiye’yi bu tartışmanın içine iteklemek için getirdi bu üssü buraya kurdu.. Maksat dostlar alışverişte görsün kabilinden bir şey bu.. Birilerinin Kuveyt’teki ABD üssü, ya da Katar ve Umman’daki ABD üsleri konusunda neden hiçbir yorumunu duymayız!
Haritayı önünüze koyun ve İran’la İsrail arasında bir koridor çizin bakalım, hangisi Türkiye’den geçer.. Hangisini Türkiye üzerinden izlemek ve hava savunma araçları ile vurmak icab eder?..
Durup dururken Somali açıklarında terör nereden kaynaklandı hiç düşündünüz mü?.. İki sebebten. Bir: Hürmüz’ün, yani Kızıldeniz’in girişinin kontrol edilmesi gerekiyordu, İki: O bölgedeki İran’dan gelen kota dışı petrol ve İran gemileri ile yapılacak silah ticaretinin kontrol edilmesi gerekiyordu.. Bir anda orada Kaideciler, korsanlar falan çıkıverdi. BM, NATO devreye girdi.
İran petrolüne kota uygulanıyor. Ama İran’dan kota dışı ciddi petrol çıkışları var. Global petrol kartelleri, açık denizlerde yok pahasına bu petrolleri alıyor.. İran petrolü bu şekilde ucuza kapatılıyor.. İran’a kayıtdışı giren bu paralar yine İran için sorun oluyor..
Bölgedeki tüm askeri operasyonların faturası Irak’a Kuveyt’e çıkarılıyor. Yani ABD’nin bölgedeki askeri harcamalarının faturası yine bu bölgedeki devletlere ödetiliyor..
İran ve Arap dünyası, Türkiye arasında sorun olsun ki, bu yağma düzeni devam etsin..
Tekrar başa dönersek, ABD tek başına ya da yanına İsrail’i, İngiltere’yi alarak İran’a saldıramaz.. Irak’da, Afganistan’da perişan oldular. İran bu ülkelerle kıyaslanamayacak kadar büyük ve güçlü bir ülke.. İran da ABD’ye ve İsrail’e saldıramaz. O zaman, 3 taraftan birden saldırıya uğrar ve büyük ölçüde yara alır, ülke tahrip edilir.. Batının ve İsrail’in, en büyük umudu, bir Şii-Sünni, Arap-Fars savaşı çıkarmak.. Her iki tarafı birbirine kırdırmak..
İran, Suriye ve Irak politikasındaki anlaşılmaz tavrı ile, Arap ülkelerini ABD’nin kucağına itiyor ve Rusya’yı yanına alarak İslam dünyası ile arasına mesafe koyuyor..
Bugünki İran yönetimi, İmam Humeyni’nin takrib politikasından hızla uzaklaşıyor.. Tam da Batının İran’ı yalnızlaştırma politikasına çanak tutuyor Ahmedinecad yönetimi. Suudi Arabistan üzerinden İran’a yönelik Selefi kışkırtmaları tuzağına düşüyor.. ABD ve İsrail’in İran karşıtı söylemleri, sadece ortalığı kızıştırmaktan ibaret bir siyasi şov. İsrail de İran’a saldıramaz. Bunun kendisi için bir son olduğunu bilir.. İran bu tecrit, baskı ve yalnızlaştırma politikasına uzun süre direnemez.. Sanki İran’ı bölmek istiyorlarmış gibi bir kanaat oluşmaya başladı bende..
Azerbaycan’ın adını Kuzey Azerbaycan olarak değiştirme girişimi de bunun işareti sayılabilir..
İran zaten yamalı bir bohça gibi.. Azerbaycan, Kürdistan, Huzistan, Belücistan gibi parçalardan oluşuyor.. Belücistan feodal bir bölge. Huzistan, Arap Şiasının ağırlıkta olduğu bir bölge.
Birileri bu süreçte Irak’ı bölmeye karar vermişse, ister misiniz, Huzistan bölgesi, Irak Şiası ile birleşsin ve yeni bir devlet oluşsun.. Irak Kürdistanı da Irak Kürdistanı ile birleşir o zaman.. Huzistan ve Azerbaycan da İran’dan ayrılırsa, İran diye geriye fazla bir şey kalmaz..
İran bu süreçte, özellikle Suriye konusundaki politikası ile Rusya’yı yanına aldı ama İslam dünyası ile arasına mesafe koydu.. Bu durum iç politika dengeleri açısından da İran yönetiminin elini güçlendiren bir durum değil. Hizbullah’ın da pozisyonunu güçlendiren bir durum değil bu.. Aksine İsrail için bu gerilim bir umuda dönüştü.
Türkiye’nin Batıya yaklaştığını iddia edenler, İran’ın nereye kaydığına da bakmaları gerek.. Ergenekoncuların, Türkiye’ye, Batıdan ayrılıp İran, Rusya, Çin blokuna yaklaşması tavsiyesi bugün gelinen noktada ayrı bir anlam kazanıyor. Bu arada Suriye sorununun çözümü için İran’ın haklı kaygılarının giderilmesi, Rusya’nın Suriye ile ilgili hayati öneme sahip stratejik önceliklerinin dikkate alınması ve Fransa’nın garantörü olduğu bölgedeki gayrimüslimlerin gelecekleri konusunun dikkate alınması gerek.. İran’ın da, İhvan’ın, Türkiye’nin ve Arap dünyasının kaygılarını, beklentilerini, dikkate alması gerekir.. İran, Suriye’deki Şahlık rejiminin kötü bir kopyası olan Baas rejiminin suç ortağı olamaz..
Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT