Anadolu Ajansının verdiği habere göre;
Nebatiye şehrinde düzenlenen etkinlikte konuşma yapan Nasrallah, "IŞİD'in destekçilerine tavsiyem, tercihlerini gözden geçirmeleridir. Çünkü tekfircilerin ilk kurbanları onlar olacaklardır. Müstakbel Hareketi liderleri, milletvekilleri, destekçileri kurban olacaktır. Müstakbel’in kendi bakanı diyor, ‘Arsal işgal altında’ öyleyse kalkın bir şeyler yapın. Devlet olduğunuzu kanıtlayın" dedi.
Müstakbel Hareketi'nin içinde yer aldığı 14 Mart Grubu içindeki Hristiyan partilerini de eleştiren Nasrallah, "Hristiyanlara soruyorum, 'Bu destek sizi tecavüzlerden, yağmalardan katliamlardan koruyabilir mi?'" ifadesini kullandı.
Suriye'nin Kalamun bölgesinde IŞİD ve Nusra Cephesi'ne karşı savaşmaya devam ettiklerini söyleyen Nasrallah şunları kaydetti;
"Kalamun savaşı devam ediyor. Sonuna kadar da devam edecek, ta ki Suriye ordusu ve Hizbullah, tüm Lübnan-Suriye sınırını güvene alıncaya kadar. (Lübnan'ın) Arsal bölgesi silahlı terörist grupların kontrolünden kurtuldu. Sadece Arsal kırsalında varlar. Arsal kırsalında da hiçbir terörist ve tekfircinin varlığını kabul edemeyiz. Biz elimizden geleni yapmaya hazırız ama devlet de sorumluluğunu yerine getirmelidir."
"Bazı Lübnanlıların", işgal döneminde İsrail'le birlikte hareket ettiğini belirten Nasrallah şöyle devam etti:
"Bazıları İsrail’i dost görüp, onunla müttefik oldular. Bazıları işbirliği yapmadılar ama direnişin yanında da yer almadılar. Bazı Lübnanlılar da vardı ki onlar direnişin yanında durdular. Direnişi İran ve Suriye’nin ajanı olmakla suçluyorlardı. İslami direniş, üç yıl içinde Siyonist işgale karşı ağır darbeler indirdi. Bunu bütün Lübnanlılar yapmadı. Bazı Lübnanlılar yaptılar. Bize, sadece İran ve Suriye destek oldu."
Nasrallah, Hizbullah'ı IŞİD'e benzetenlere cevap olarak ise "İslami direniş olmasaydı 1982’de güney Lübnan ne olurdu? Bekaa, Beyrut ne olurdu? Direniş olmasa Siyonistler bütün Lübnan’ı işgal edeceklerdi. Şimdi şeref, onur ve haysiyetimizle yaşıyoruz. Topraklarımızda gözü olan saldırganların elini kestiğimiz için bugün böyleyiz" ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan'daki bir Şii camisinin bombalanmasına da değinen Nasrallah, "IŞİD, bu eylemle orada var olduğunu ilan etmiş oldu" dedi.
Nasrallah, Suriye'deki muhalif grupların yeni oluşturduğu Fetih Cephesi'yle ilgili olarak da "Bu tekfircilerin bir kısmına Fetih Ordusu adını vererek makyaj yaptılar. Aslında onlar Nusra Cephesi’dir" şeklinde konuştu.
Her Gün Onlarca Lübnanlı Genç, Suriye’de Ölüyor
Suudi Arabistan'a ait bazı uydu kanallarında IŞİD propagandası yapıldığını ileri süren Nasrallah şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan'ın desteklediği uydu kanallarına bakın. IŞİD’in zaferlerini kutluyorlar. Bu savaş bir var oluş savaşıdır. Tüm Lübnanlıları bu tehditle mücadele etmek için sessizliklerini bozup, harekete geçmeye çağırıyorum. Lübnan’da 14 Mart Hareketi’nin hesap kitap yapmakla ilgili sorunları var. Beşşar Esed yönetiminin zafer elde etmesinden korktukları için Nusra Cephesi’ne bel bağlamış durumdalar."
Suriye'de rejimle birlikte savaşmaya devam edeceklerini söyleyen Nasrallah, "Biz Suriyeli kardeşlerimizin yanında savaşıyoruz. Halep, Şam, Kalamun, Kusayr, İdlip farketmez. Tüm bölgeyi savunmak, Filistin’i korumak için bunu yapıyoruz. Sorunumuz arttıkça oradaki varlığımız da artacak. Biz Suriye’de her yerde olacağız" şeklinde konuştu.
İsviçre'nin Cenevre kentinde 28 Mayıs'ta yapılacak Yemen müzakereleriyle ilgili olarak Nasrallah, "Yemen için Cenevre’de yapılacak olan müzakerelerde siyasi çözüm çağrısında bulunuyorum" ifadesini kullandı.
Nasrallah, Hizbullah'ın Suriye'deki savaşlarına destek vermeyen Lübnanlıları ise şu sözlerle eleştirdi:
"Bazı Lübnanlılara diyorum, 'Utanın, bu bir varlık savaşıdır. Her gün onlarca Lübnanlı genç, Suriye’de şehit oluyor. Ben, henüz seferberlik ilan etmedim. Hizbullah komutanları, seferberlik ilan ederse, on binlerce Lübnanlı savaş meydanına gelecektir."