Hani hepimiz sırası geldiğinde bu referandumla, 200 yıldır ilk defa halkın birlikte yaşama sözleşmesi olan anayasanın halka sorulduğunu söylüyoruz ya; doğru değil aslında...
İnsanlar kötü anılarını; özellikle de utanç duydukları anılarını bilinçaltına iter; unuturlar; öyle bir şey hiç olmamış gibi yaşarlar. Bu olayda da öyle oldu anlaşılan ki şu anda hepimiz gizli bir konsensüsle 12 Eylül Anayasası'nın da referanduma sunulduğunu unutmuş görünüyoruz. Hani şu yüzde 90 küsurla kabul edilen referandum...
Yıllar yılı bahaneler ürettik:
Faşizm vardı, halk korku içindeydi dedik. İyi de, faşist generaller oy kullanma odalarına giremezlerdi ki... Nitekim, evet verenlerin başına hiçbir şey gelmedi.
12 Eylül öncesi yaşanan kaos ve cinayetler halkı bezdirmişti; herkes kanın durmasını istiyordu dedik. İyi de, "geçici" bir müdahaleyle "kanı durduran" cuntayı desteklemekle onun kalıcı ve faşist anayasasını desteklemek aynı şey midir? Geniş kitleler yürütülen propagandaya kanıp müdahaleyi destekledi diyelim. O faşist anayasayı da desteklemek zorunda mıydı?
Eğer o referandumdan yüzde 90 küsur hayır çıksaydı; Evren ve şürekâsı tarumar olmaz mıydı?
Birçok insan, geçmişi değerlendirirken yaşanan kötülüklerin sorumluluğunu ülkenin yöneticilerine yıkmak; halkların sorumluluğunu es geçmek eğilimindedir. Onlara göre, halk hata yapmaz, ona hata yaptırılır. Bu tutum aslında tıpkı diktatörler gibi halkı rüştünü ispat etmemiş, cezai ehliyeti olmayan çocuk yerine koymaktır.
Ben tarihi, halkların yaptığına inanırım. İyisiyle kötüsüyle her şeyin halkın eseri olduğuna ve hatalarının sorumluluğunu da taşıması gerektiğine...
Böyle baktığımızda kabul etmemiz gerekir ki, 12 Eylül Anayasası'nın referandum sonucu bu halkın tarihinde kara bir lekedir.
Şimdi halkın önünde bir fırsat var: 1980'de yaptığı hatayı düzeltme, bir bakıma "namusu kurtarma"fırsatı... 1980 yılında darbeciye destek vererek bu faşist anayasayı bu ülkenin başına musallat eden halk, hiç değilse şimdi, bu referandumda askeri vesayet rejimine karşı net bir tavır alarak bu hatasını bir ölçüde telafi edebilir. Şimdi kısmi bir düzeltme yapabilir ve daha önemlisi 12 Eylül Anayasası'nı toptan ortadan kaldıracak yepyeni bir anayasanın önünü açabilir.
Ama eğer tersi olursa...
Eğer bu referandumdan hayır oyu çıkar da, askeri vesayetçiler yeniden atak yaparsa; Ergenekon Davası sümen altı edilir ve suç örgütleri yeniden faaliyete geçerse; derin devletin açığa çıkarılması süreci durur ve faili meçhul cinayetler yeniden başlarsa... Türkiye'nin içine girdiği bu göz kamaştırıcı değişim süreci durursa...
Bunun sorumluluğu şunun-bunun değil, halkındır.
Gelecekte halkı çocuk yerine koyanlar belki yine "CHP, MHP ve BDP böyle karar aldı; o yüzden de sonuç böyle çıktı" diye anlatacaklar bugünleri ama bu doğru olmayacak.
CHP'nin, MHP'nin hayır kararı alması ya da BDP'nin boykota gitmesi, bu partilerin tabanlarının sorumluluğunu yok edemez. Hiç kimse kendini "Partim böyle karar aldı, ben de uydum" diye savunamaz.
Ben referanduma beş kala; bu partilerin tabanındaki insanlar başta olmak üzere, herkese tarih karşısındaki bireysel sorumluluğunu hatırlatmak istiyorum.
Tarihi yapan sizsiniz. İyisinin gururunu da, kötüsünün utancını da siz taşıyacaksınız.
Şimdi birey olmanın, özgür bir birey gibi hareket etmenin zamanıdır.
Bundan otuz yıl önce yaptığınız hatayı telafi etme fırsatını kaçırmayın.
BUGÜN