Namazı sevebiliyor muyuz?

Mehmed Göktaş, namazın ehemmiyetini hatırlattığı yazısında Müslümanların ibadetlerine göstermesi gereken hassasiyete değiniyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Namazı sevebiliyor muyuz?

Kendi kendimize şöyle bir düşünüp soralım ve samimi olarak cevap verelim; Bir Müslüman olarak namazı seviyor muyuz? Her zaman için namaz kılmayı seven bir insan mıyız?

"Namaz vakti gelse, ezan okunsa, namaz kılsam, canım namaz kılmak istiyor..." diyor muyuz hiç?

Midemizin açlık hissettiği ve bir şeyler yemek istediği gibi günün belirli vakitlerinde namazın açlığını hissedip namaz kılma arzusu geliyor mu içimizden?

Karnımız iyice acıktığı zaman yanımızdakilerin konuştuklarını anlamaz duruma gelerek aklımızı yemeğe taktığımız gibi, namaza olan açlığımızdan dolayı da aynı durum meydana geliyor mu, kafamızı namaza taktığımız oluyor mu?

Bazen canımız bir şey istediğinden dolayı belirli bir öğün olmadığı halde mutfağa girip bir şeyler atıştırdığımız gibi, farz olan vakitlerin dışında gönlümüz namaz kılmak istiyor mu, durup dururken iki rekat namaz kıldığımız oluyor mu?

Sözü uzatmadan söyleyelim; Allah Teala ile beraber olmayı arzuluyor muyuz?

Ezan sesi bizde nasıl bir etki yapıyor, ezanı duyduğumuzda çok müthiş bir müjdeli haber almışçasına gözlerimizin ışığı parıldıyor mu?

Ezanın sözlerini tahlil ettiğimiz oluyor mu, tekbirler, tevhidler ve şehadetler kulağımıza ulaştığında ruhumuzun derinliklerine kadar ulaşıyor mu?

Mesela her defasında olmasa bile bazen “Eşhedü enne Muhammeden rasûlullah” diye fezalara yükselen ve kıyamete kadar yükselecek olan bu sözle Allah (cc) öksüz ve yetim bir kulunun şanını nasıl da yüceltmiştir diye düşündüğünüz oluyor mu?

"Biraz sonra Allah Teala ile beraber olacağım, Rabbimin huzuruna varıp samimi bir şekilde kendimi O'na arz edeceğim, O'nun Kelamını O'na okuyacağım ve O da beni dinleyecek.

Her taraftan üzerime çullanan ve içerisinde boğulduğum şu atmosferden kurtulacağım, beni boğmaya çalışan şu karanlıktan sıyrılacağım, hepsini arkama atacağım, beni yaratanın huzuruna varacağım, O’nunla yüz yüze geliyor gibi olacağım, O'na halimi arz edeceğim. Şu anda ne kadar mutluyum, ne güzel!"

Evet, bu ve benzeri duygu ve düşünceler geçiyor mu içimizden?

Samimi olarak cevap verelim. Sonra bu düşüncelerimiz bir bir gerçekleşiyor mu? Yani, Allah Teala'nın huzuruna vardığımızda O’nunla gerçekten sağlıklı bir bağlantı kurabiliyor, beraber olabiliyor muyuz?

Bunun en önemli belirtisi olarak da O’nunla olan bu beraberliğimizi uzatmak istiyor ve uzatıyor muyuz? Kıyamımızı, kıraatimizi, rükûmuzu, secdemizi ve son oturuşumuzu, yani her bir rüknü kendi içerisinde uzatıyor muyuz?

Evet, sırf Allah Teala ile olan beraberliğimizden dolayı uzatabiliyor muyuz rükünlerimizi, yani namazımızı?

Uzatmayalım, namazı sevebiliyorsak bütün meseleler hallolmuş demektir.

Bu duygularla Cumanız mübarek olsun!

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı