Bu ülke son kasırga felaketi sebebiyle yeniden gündeme geldi. Felaketle ilgili haberlerde genellikle Myanmar adıyla anılıyor. Biz de o sebeple başlıkta bu adı kullanmayı tercih ettik. Fakat tahmin ediyorum Türkiye’de bu adıyla daha önce pek tanınmıyordu. Türkiye’de önceleri bölgeyle ilgili gelişmeleri takip edenler tarafından daha çok Burma adıyla tanınıyordu. Çünkü ülkedeki gelişmeleri veren haberlerde Burma adı zikrediliyordu. Üçüncü bir adı da Birmanya’dır.
Güney Asya'da Hindistan'ın doğusunda yer alan Burma (Myanmar)'da 5 milyon civarında Müslüman var ve ülke nüfusunun % 9'unu oluşturmaktadırlar. Burma Müslümanlarının % 51'i Güney Asyalı, % 37'si Burmalı, % 11'i Malay, kalanı da Huidir. Müslümanların çoğunluğu Arakan bölgesinde yaşamaktadır. Arakan bölgesi ülkenin batısında Hindistan ve Bangladeş sınırındadır.
Ülke yönetimi Müslümanları istemediğinden resmî istatistiklerde Müslümanların sayısı gerçek sayılarının yarısı kadar gösterilmektedir. Dolayısıyla Müslümanların sayısı hakkında ülkedeki İslâmî kaynakların verdiği bilgileri dikkate almak gerekiyor. Onların da verdiği rakamlar tahmini olduğundan, gerçek sayıyı belirleme imkânları olmadığından kesin bilgi vermek mümkün değildir. Fakat Müslümanların çoğunluğu belli bir bölgede toplandığından o bölgenin nüfusunun dikkate alınması açısından İslâmî kaynakların verdiği bilgiler gerçeğe daha yakındır.
Burma’da % 5 civarında Hıristiyan var. Nüfusun büyük çoğunluğu, tahmini olarak % 85’i ise Budisttir.
Arakan adının Türkiye’de Burma’nın kendi adından daha çok duyulduğunu ve bilindiğini tahmin ediyoruz. Çünkü ülkedeki askerî cunta yönetiminin baskı uygulamalarından dolayı bu bölgedeki Müslümanlar ağır şiddete, tehcire ve insanlık dışı baskılara maruz kalmaktadır.
Arakan Müslümanları maruz kaldıkları zulüm ve ayrımcı politika sebebiyle Burma’dan ayrılarak bağımsız olmak istiyorlar. Bölgede bağımsızlık mücadelesini yürüten bir hareket var. Fakat Müslüman azınlığın genelinin bu hareketle doğrudan bir irtibatı yok. Zaten destek vermeleri de mümkün değil.
Burma’daki cunta yönetimi Arakanlı Müslümanları sadece ülke sınırları içinde değil ülke dışına çıktıkları zaman da yakın takibe alıyor ve bağımsızlık yanlısı mücadeleye herhangi bir şekilde taraftar olmalarını, bu hareketin mesajını dünya kamuoyuna iletmelerini engelliyor. Örneğin Malezya’daki üniversitelerde tahsil gören Arakanlı öğrenciler cuntanın elini sürekli enselerinde hisseder gibi son derece dikkatli ve çekingen idiler.
Burma’daki cunta yönetimi sadece Arakan’daki bağımsızlık mücadelesinden dolayı değil aynı zamanda İslâm düşmanı olduğundan dolayı Müslümanlara zulmediyor. Bundan dolayı cuntanın baskı ve zulüm uygulamalarından tüm ülke Müslümanları doğrudan etkileniyor. Dinlerini öğrenmeleri ve yaşamaları engelleniyor. Kendilerine oldukça kötü muameleler yapılıyor.
Bundan dolayı diyebiliriz ki Burma’nın birinci büyük felaketi ülkedeki askerî cuntadır. Üstelik askerî cunta felaketi kasırga gibi esip geçen bir felaket değil; kalıcı, sürekli yıpratan, tüm ülkeyi kansere çeviren bir felaket.
Askerî cunta felaketinden etkilenenler sadece Müslümanlar değil. Cuntanın seçkin tabakası dışında bütün herkes etkileniyor ve bir şekilde zarar görüyor. Çünkü cunta tüm halkı sıkı takip altında tutuyor, yönetim aleyhine gelişmeleri engelleme iddiasıyla herkese baskı uyguluyor. Bununla yetinmeyerek ülkenin dış dünyayla ekonomik irtibatını keserek gelişmesini, modernleşmesini engelliyor. Bu yüzden ülkenin genelinde halk yoksulluğa ve geri kalmışlığa terk edilmiştir ki bu da başlı başına bir felakettir.
Burma, zaman zaman doğal felaketlere maruz kalıyor. Ancak son kasırga felaketinin ülkeyi bayağı sarstığı anlaşılıyor. Bizim bu yazıyı yazmamızdan önce yayınlanan haberlerde verilen rakamlara göre en az 22 bin ölü, 40 bin civarında da kayıp vardı. Yüz binlerce insanın evsiz kaldığı bildiriliyordu. Nergis kasırgası birçok şeyi söküp atmış, bazı bölgeleri adeta üstünden buldozer geçmiş gibi dağıtmıştı.
Ülkedeki cuntanın kasırgadan daha büyük bir felaket olduğu gerçeğini yaşanan afet sonrasında izlenen resmî politikada da gördük. Cunta yönetimi felaketin ilk merhalesinde uluslar arası yardım kuruluşlarının ve kurtarma ekiplerinin girişini engelledi. Oysa asıl önemli olan ilk sarsıntıda yapılacak yardımdır. Şimdi yardımlara müsaade ettiği haber veriliyor. Ama ulaştırılmasını yakın takibe alma politikasıyla eğer sıkıntılara yol açmaz ve yardım götürenleri bıktırmazsa!
Yüce Allah’tan Nergis kasırgasından etkilenen Burmalılara yardımcı olmasını diliyoruz.
Vakit gazetesi