Muş ilinde faaliyet gösteren Eğitim-Bir Sen Muş Şubesi, İnsan ve Yaşam Derneği, Lale-Der ve Has-Der adlı sivil kuruluşların başkanları ve üyeleri, 24 Mayıs 2012 tarihinde saat 12:00’de “Muş Akademi Derneği öncülüğünde” bir araya gelerek, Suriye’de yaşanan zulümlere karşı tepkilerini ortaya koydu.
Basın açıklamasının tam metni:
Suriye’de katliamın, vahşet ve zulmün boyutlarının her geçen gün artmakta olduğuna şahit olmaktayız. Aylardır uyguladığı tüm baskı politikalarına karşı halkın direnişini bastıramayan Baas rejiminin insanlık dışı yöntemlerle gerçekleştirmekte olduğu cinayetler, bundan otuz yıl önce Suriye’nin Hama kentinde yaşanan ve on binlerce insanı ölümüyle sonuçlanan katliamı aratmamaktadır.
Dün Hafız Esed’in yaptığı katliama gözlerini yuman dünya, bugün de sistematik bir biçimde Suriye halkının katledilmesini seyretmektedir. Baas rejimi katliam zincirine her gün yenilerini eklerken Suriye halkının feryadı uluslararası diplomasi koridorlarında boğulmakta. İçeriksiz kınama mesajları, göstermelik girişimler ve uluslararası siyasi çıkar hesaplarıyla etkisizleştirilen kararlardan öte bir tavır sergilenememektedir.
Suriye'de yönetim karşıtı gösteriler sürerken, bir yandan da kan akmaya devam ediyor. Şiddetin giderek arttığı ülkede, ölü sayısı artarken, çıkan olayların bilançosu da gittikçe ağırlaşıyor. Suriye İnsan Hakları Komitesinin verdiği bilgilere göre, 15 Mart 2011 tarihinden 1 Ocak 2012 tarihine kadarki süre zarfında ülke genelinde 7 bin 191 kişi hayatını kaybederken, 18 bin tutuklu ve 20 bin kişinin ise kayıp ve akıbeti bilinmiyor ve maalesef bu soykırım hız kesmiyor.
En son Suriye’deki yönetimin öğrencilere yönelik kanlı müdahalesi de Türkiye’deki vicdanları derinden yaraladı. Halep Üniversitesi'ne bitişik öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin, 2 Mayıs 2012 tarihinde düzenledikleri Baas rejimi karşıtı protestoların dağıtılması için gerçek mermiler kullanıldı. Kaçarak kurtulmaya çalışan öğrenciler ise takip edildiler, dövüldüler ve gözaltına alınarak işkencelere maruz kaldılar.
Şüphesiz Suriye halkı diktatörlük rejimine karşı özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkarken birtakım uluslararası kuruluşları ya da komşu devletleri kendisine dayanak olarak seçmiş değildi. Aylardır en değerli âlimleri, gençleri, yaşlıları, kadınları, çocukları zalim Baas çetelerince katledilen Suriye halkı, ödediği büyük bedele rağmen zulme ve zillete boyun eğmeme kararlılığından taviz vermezken, insanlık onuru ve özgürlüğü için en gür bir biçimde haykırdı ve haykırmaya da devam ediyor.
Muş’taki sivil kuruluşlar olarak biliyoruz ki, Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, maruz kaldıkları bu vahşete tepki vermek insan olmamızın gereğidir. Bir halkın yok edilmesi, stratejik hesaplarla görmezden gelinemez.