HAKSÖZ HABER
Tefsir üzerine çalışmalar yapan Mustafa Öztürk birçok tartışmalı konunun merkezinde yer aldı. Kur’an vahyinin İslam düşünce tarihinin hiçbir evresinde görülmeyen bir şekilde indirgemeci ve kompleksli değerlendirmelere tabi tutulduğu tarihselcilik eğiliminden hareketle düşüncelerini şekillendiren Öztürk en sonunda soluğu sol-Kemalist mahallede buldu!
İnsanların düşünceleri en başta kendilerinin kurtuluşuna veya helakına vesile oluyor. Öztürk’ün düşünceleri de öncelikle kendisini bağlıyor ancak şuan içine düştüğü durum her şeyden önce bir insan için üzücü. Müslümanlara sırt döndükten sonra var olabilmek adına İslam düşmanlarına yaranmak tek kelimeyle mide bulandırıcı!
Mustafa Öztürk, Mustafa Kemal övgüsü ile başlayan yolunu sekülarizme ve laikliğe methiyeler düzerek sona erdirmişe benziyor. Halk TV’de katıldığı programda sol-Kemalistler ellerini ovuşturarak konuşturmaya çalışırken Öztürk, Gülşen isimli rezilin hakaretleri hakkında hiç utanıp sıkılmadan şunları dile getiriyor:
Sözün bağlamını Gülşen açıkladıktan sonra onun bir mizah bağlamında söylediğini ve özür diledeğini söyledi. İmam hatiplerde bundan çok daha büyük espriler yapıldığını söyledi.
Senli benli konuşma ortamında söylenmiş ama şaka bağlamında söylenmiş. Ama derbest edip götürülüyor. Topyekün bir mahelle kışkırtması bu, bana ve Sezan Aksu'ya yapılana benziyor.
… Bu bir sokağa dökme için kışkırtıldığını halk biliyor. Herkes sandığı bekliyor ben de bekliyorum. Sekülerizmin kendisi bunların sayesinde gelcek. Ben imam hatip kökenliyim sekülerizme kurban olayım evresine gelmişim. İyi ki laiklik var. Laiklik benim nefes yolum. Olmasa beni tazir yoluyla katlederler.
Allah ıslah etsin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Mustafa Öztürk düşüncelerini bir kenara bırakarak bugün bulunduğu konumun insan şeref ve haysiyetine uygun bir mertebede olup olmadığını bir düşünmeli! Belki özeleştiri bir şeylerin düzelmesine vesile olur!