Dün hayatını kaybeden Sağlık-İş Sendikası eski Başkanı Mustafa Başoğlu hakkında yazan Yeni Asya yazarı Faruk Çakır, Başoğlu'nun başörtüsü için verdiği mücadeleyi özetlemiş:
Başoğlu'nun Ardından
Faruk Çakır / Yeni Asya
Gençler belki hatırlamaz, ama çok değil 10 yıl önce akıl almaz bir başörtüsü yasağı uygulanıyordu. Başörtüsü yasağı özellikle 'kamusal alan'da bugün de var, ama 28 Şubat 1997 sonrasındaki uygulama çok daha yaralayıcıydı ve 2000'lerde zirveye ulaşmıştı.
İşte bu yasağa karşı verdiği kararlı ve cesur mücadele ile tanınan, Sağlık-İş Sendikası eski Başkanı Mustafa Başoğlu Hakk'ın rahmetine kavuştu. Bu vesile ile yakınlarına başsağlığı ve sabır temennilerimizi ifade ediyoruz.
Allah rahmet etsin, Mustafa Başoğlu aynı zamanda gazetemizi yakından takip eden ve zaman zaman da yazılar yazan bir isimdi. Başörtüsü yasağına karşı verdiği mücadele ise unutulmaz. Eski bir milletvekili olarak, partili arkadaşlarının başörtüsü yasağına karşı ilgisiz kalmalarına da itiraz ederdi. Hatta çok samimî olduğu kişilerle sırf bu yüzden 'kavga' etmiştir.
İstanbul'a geldiğinde gazetemizi de mutlaka ziyaret eder, görüşlerini ifade edip başörtüsü yasağına karşı yapılması gerekenleri anlatırdı. Yasağın kanunsuz olduğunu ifade eden bir kitapçık, broşür bastırmış ve bunu her yere ulaştırmıştı. Bir İstanbul ziyaretinde (8 Aralık 2001), Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde uygulanan başörtüsü yasağına karşı çıkan öğrencilere destek olmak için okulun önüne gitmişti. Oradaki 'görevli'lerle tatlı-sert tartışmış ve yanında bulunan ve başörtüsü yasağının kanunsuz olduğunu izah eden kitapçığı dağıtmıştı. Tartışma uzayınca Başoğlu ve ona destek veren gazetemiz yazarlarından Şükrü Bulut gözaltına alınmıştı.
Eski bir milletvekili ve bir sendika başkanı olan Başoğlu, "Uyguladığınız başörtüsü yasağı kanunsuzdur" dediği ve oradaki öğrencilere destek olduğu için gözaltına alınmıştı. Olmamalıydı, ama devir "28 Şubat uygulamaları devri"ydi ve bunlar yaşandı. Sivil toplum kuruluşlarının da tepki göstermesi üzerine gözaltına alınan Başoğlu ve Bulut serbest kaldı, ama her zaman olduğu gibi "hak, hukuk, adalet ve demokrasi" bir defa daha yara almıştı.
Başoğlu, serbest bırakıldıktan sonra da gazetemizi ziyaret etmiş ve "Bunlar beni durduracak değildir. Yine bu yasağa karşı çıkmaya devam edeceğim. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağının kanunî dayanağı yoktur. Uygulama kanunsuzdur" demişti. (Yeni Asya, 9 Aralık 2001)
O gün, hem de ilahiyat fakültesinde başörtüsü yasağı uygulayanlar bugün ne düşünüyor? Yasak sona erince kıyamet mi koptu?
Başoğlu, kendisinin de ifade ettiği gibi başörtüsü yasağına karşı mücadelesini son nefesine kadar sürdürdü. "Başörtüsü Yasağı Kanuna Aykırı ve Hukuk Dışıdır" adlı kitapçık, yasağın haksız ve hukuksuz olduğunu ortaya koyan bir çalışma olarak tarihteki yerini aldı. Yasakçılar ise yaptıkları yanlışlarla ve varsa vicdan azaplarıyla baş başa kaldılar.
Uzun süre tedavi gören merhum Mustafa Başoğlu, Salı günü Ankara'da Hakk'ın rahmetine kavuşmuş oldu. Başoğlu'nun meslekî çalışmalarını, meslektaşları değerlendirir. Fakat onun, Türkiye'nin bilhassa başörtüsü yasağının sona ermesi için ortaya koyduğu çalışmalar unutulmayacak. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağının devam etmiyor olmasında onun çalışmalarının da katkısı olmuştur.
Her fani gibi Başoğlu da 'ölüm şerbeti'ni içti. Allah'ın rahmet ve mağfireti, vefat eden bütün mü'minlerin üstüne olsun. Mekânı Cennet olsun inşallah.