Müslümanın milliyeti itikadıdır!

Türkiye’de artan ırkçılığa karşı Müslümanların itikadi hassasiyetleriyle karşılık vermeleri gerekiyor!

HAKSÖZ HABER

Müslümanlar tarih boyunca din ile inşa ettikleri bağın yerine hiçbir şeyi koymadılar. Bu husus öylesine etkili oldu ki cahiliyede kavmiyetçiliğin ötesinde soyculuk anlayışına sahip olan insanlar ailelerini karşılarına alarak daha önce tanımadıkları kendilerinden farklı kültür ve sosyo-ekonomiden insanları kardeş bildiler.

Bu hassasiyetlerden neşet eden kültürle Müslümanlar insanlığa örnek işlere imza attılar. Misal olarak bütün eksiklerine rağmen Osmanlı tecrübesi Müslümanların kendi içlerinde ve gayri Müslimlerle bütün farklılıklarına rağmen uzun yıllar huzur ve güven içinde yaşayabildiklerinin kanıtıdır.

Müslümanların kan, toprak, soy  vb. dünyevi şeylere değil de inanca dayalı esaslardan hareketle ilişki kurmaları onların kardeşliklerini bütün bağlardan daha güçlü kıldı. Aziz şehid Seyyid Kutub, Yoldaki İşaretler’in “Müslümanın Milliyeti Akidesidir” başlıklı bölümünde yer alan şu satırlar Müslümanlar için hayatın merkezinde ne olduğunu çok başarılı bir şekilde izah ediyor:

“…İslâm, insanları göğe uzansınlar diye toprak bağlarından, yüceler yücesine yükselsinler diye de kan prangalarından kurtarmıştır. Müslümanın özlemini çektiği, savunduğu vatan bir toprak parçası değildir. Müslümanın tanıdığı millet, egemen ulus değildir. Müslümanın aşireti sığındığı, savunduğu kan bağından ileri gelen aşiret değildir. Müslümanın bayrağı, aziz bildiği, uğruna şehit olduğu bayrak, herhangi bir kavmin bayrağı değildir. Müslümanın istediği, elde ettiğinde bundan dolayı şükrettiği galibiyet herhangi bir ordunun zaferi değildir… Zafer diğer bayrakların değil, akide bayrağının altındadır. Cihad başka amaçlar için değil, yalnızca Allah'ın dini ve şeriatı galip gelsin diyedir. Herhangi bir ülkeyi değil, belirtilen şartlar dâhilinde İslâm ülkesini savunmaktır. Ne bir ganimet, ne bir şöhret, ne bir toprak ya da ulus ne de çoluk çocuk için değil, sadece Allah için.”

Modern zamanlarda ise insan yeniden tanımlandı ve kan, soy, ırk kutsandı. Şeytani vehimler ideolojiler olarak insana dayatıldı. Netice olarak ortaya herkesin birbirinden nefret ettiği düşmanca bir atmosfer çıktı.

Son yıllarda Türkiye’de müthiş bir dezenformasyonla desteklenen ırkçı saldırılar söz konusu. Müslümanların bu saldırılar karşısında kardeşlerinin hukukunu savunmaları ve insanlara ırkçılığın hastalıklı bir yaklaşım olduğunu anlatmaları gerekiyor!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!