Muslim Şişani İle Çeçenistan ve Suriye Cihadı Üzerine

Risale dergisi, Suriye savaşının önemli komutanlarından Muslim Şişani ile bir röportaj gerçekleştirdi.

Nusret Cephesi tarafından çıkarılan El Risale dergisi, Suriye savaşının önemli aktörlerinden Emir Muslim Şişani ile özel bir röportaj gerçekleştirdi.

“Emir Muslim Şişani, Cihatta geçirdiği uzun yılların ardından yaşamını kılıçların gölgesinde sürdürmeye devam ediyor. Şu an Suriye’nin kuzeyinde tağuti Beşşar Rejimine ve şer ortaklarına karşı savaşıyor, Allah onların hepsini yok etsin. Emir Muslim ve arkadaşları Suriye’ye vardığından bu yana Allah’ın izniyle müminleri savaşa teşvik ediyor. Şeytani düşmanlarının kalbine korkuyu yerleştirdiler ve Rablerinin rızasına ve ebedi mutluluğa doğru çıktıkları yolculukları devam ediyor.

Şam Mücahitleri, yeryüzünde Allahın kanunları en üstün olsun diye yorulmadan çaba sarf ediyor. Bu yüzden Ramazan’da yaptığımız dualarımızda Allah’ın onları düşmana karşı sabit tutması ve amellerini kabul etmesi temennisi ile hatırlayalım.

El Risale: Esselemualeykum ve rahmetullahi ve berekatuh

Emir Muslim: Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatuh

El Risale: Hemen konuya girelim. Hattab rahimehullah, maşallah, herkes onu seviyor ve ondan bahsediyor. Nasıl da birisiydi! Allah amellerini kabul etsin.

Emir Muslim: Amin.

El Risale: Biliyoruz ki onunla çok vakit geçirdiniz. Hattabla Çeçenistan’da beraber olmak nasıl bir şeydi?

Emir Muslim: Hattabla ve onunla birlikte olan kardeşlerle tanışmak ve benim ve birçok kişinin hayatında önemli değişikliklere neden oldu. O zamanlar cihat sürecinin başladığı dönemlerde Çeçenistan’da ve diğer bölgelerde İslami bilgi oldukça azdı. Şimdi dönüp bakıyorum da çoğumuz küffara karşı cihat ederken namaz bile kılmıyorduk. Yaşlılarımız bize şehitlerin faziletlerinden bahsediyordu biz de sadece Allah yolunda öldürülmekle şehit olacağımıza, hesaba çekilmeden Cennete gireceğimize inanmıştık.

Sonraları; uzun zaman önce Ürdün’e göçmüş Çeçen asıllı Şeyh Fethi, Hattab, Alim Ebu Ömer Seyyaf, Ebu Velid, Ebu Cafer ve diğer kardeşlerin gelişi ile Çeçenistan’daki durum değişti. İnsanlar İslami dersler almaya ve onu kavramaya başladı ve işler yavaş yavaş gelişim gösterdi. Allah’a hamd olsun ki ben de Hattab’ın bizzat kendisinden aldığımız eğitimler süresince İslam’ı iyiden iyiye kavramıştım. O ve diğer Arap kardeşler bize İslamın güzelliklerini sadece sözleri ile değil hareketleri ile de gösterdi. Ve onların örnekliği nedeniyle çok sayıda genç ve yerel liderler cihada katılmaya ve destek vermeye başladı.

Bu süreçte, cihatta baş göstercek hiçbir fitnenin kaygısını taşımıyorduk, çünkü biz problemlerin İslami hikmetle nasıl çözüme kavuşturulacağına ilk elden tanıklık ediyorduk. İşte bu, bizim bu insanlara derinden güven duymamız ve kendilerini ve bizi ihlasları nedeniyle sapkınlığa götürmediklerine inanmamızın nedenidir.

Hayatımın bu kısmını en güzel günlerim olarak değerlendiriyorum, çünkü daha öncesinde dinimden hiç bu kadar mutmain olmamıştım. Bu kardeşler şehit edilince sanki toprak ayağımızın altından kayıp gitmiş gibi oldu. Bu dünyanın birçok aldatıcılığına karşı mücadelede bir başımıza bırakılmıştık. Bu kıymetli kardeşleri kaybetmek hepimize çok ağır geldi ve düşünebildiğim tek şey, sahabenin Resulullahın sav irtihalinden sonra ne hissettiğiydi.

El Risale: Bir birey olarak Hattab nasıl biriydi?

Emir Muslim: Hattab, çok sade biriydi. Şaka yapardı, çok gülerdi ve insanlarla iyi ilişkiler ve dostluklar kurardı. Aynı zamanda karakteri ve varlığı nedeniyle de saygı görürdü. Halkımızın adetlerini öğrendi ve şunu belirtmeliyim ki bizim halkımızın çok çetin davranış prensipleri vardır. Ve eğer bu adetlere uymamış olsaydı, asla onların saygısını kazanamazdı. Giyiniş tarzımıza da uyuyordu.

Çeçenistan’da, halk, insanları genellikle giyinişine göre değerlendirir. Aynı zamanda kültürümüzde yaşlılar gençler üzerinde çok etkilidir. Bu yüzden kim onların saygısını kazanırsa gençleri de kazanır. Hattab, bu saygıyı kazandı fakat bu, cihadı destekleyen ve sünneti harfiyen uygulayanların ‘Vehabi’ olarak yaftalandığı bir yerde kolay olmadı. Halk, bizim fikirlerimizin onların adetlerine yabancı olduğunu düşünüyordu. Yine de avam, meselelerini Hattab’a götürüyordu ve o da ihtiyaç duyduğu işlerde onlara yardım ediyordu; işte bu onun sufi ve cahillerden saygı görmesinin ve sevilmesinin nedeniydi.

El Risale: İyi bir öğretmen ve rehber miydi?

Emir Muslim: İnsanları çok iyi anlar ve herkese uygun bir yöntemle yaklaşırdı. Üç aylık yoğun eğitim süresince bana hiç aldırış etmediğini anımsıyorum. Fakat eğitimin bitmesinin ardından bir gün arabasını durdurup onunla beraber gelmemi istediğini hatırlıyorum. Beni hiç tanımadığı için çok şaşırmıştım ve bir yandan arabayı sürerken diğer yandan bana önceki hayatım hakkında soruyordu. Nerde yaşadığımı, ne yaptığımı ve benzeri şeyler sordu. Birden arabayı durdurdu, dışarı çıktı ve hızlı bir şekilde telefonla bir yeri aradı. Yolumuzun geri kalan kısmında bana ana hedeflerimizin ne olduğu ve ne için çaba sarf ettiğimiz yönünde açıklamalarda bulundu. Bana o arabada söylediği her şey geçen bunca zamana rağmen kelimesi kelimesine halen aklımda. Beni bir amaç için hazırladığını ve bu daveti bu yüzden yaptığını düşünüyorum.

Sonra benden Türkiye’den gelen kişilerin ve eşyaların Gürcistan ve Osetya’dan aktarılması konusunda kendisine yardım etmemi istedi. Benden yardım istediği için onurlanmıştım ve mutlulukla kabul ettim.

Merkeze döndüğümüz zaman arabadan indiğimde Hattab, bana bakıp gülümsedi. Bana yüzümün kızardığını ve kardeşlere görünmememi söyledi. Heyecandan yüzüm kızarmıştı. Sonunda kendimi bir mücahit gibi hissediyordum ve gitmeye hazırdım. Hattab ve diğerlerinin yanında Allah yolunda çaba sarf etmeye hazırdım. Bugünden sonra Hattab’ın yakınında yer almaya başlamıştım.

El Risale: Ondan öğrendiğiniz en önemli ders nedir?

Emir Muslim: İslami ilmi saymazsak ondan öğrendiğim en önemli ders, insanlarla nasıl muamele edileceği idi. Günümüzde gençlerimiz genellikle bu maharetten yoksunlar. Bir yerde cihat başlarken insanlar Mücahitlerin dünyanın en iyi insanları olarak görüyor. Evet bu, doğru. Allah yolunda savaşmak için çıkmış birinin başka bir şey olması mümkün müdür? İnsanlar Sahabe kıssalarını okuor ve Mücahitleri onlarla kıyaslıyor. Ve sonra Mücahitlerin Sahabe gibi olmasını bekliyor.

Fakat birçok gencin cahil ve halka karşı sabırsız olması nedeniyle, kanlarımızla kazandığımız her şeyi kaybediyoruz.

Mücahit, bir balık gibidir; halk ise deniz gibi, denizin daha geniş olması mücahidin yüzmesi için daha kolay olacaktır. Daha çok insanın mücahitleri sevmesi, mücahit için daha geniş imkanlar demektir. Fakat bir süre sonra mücahitler güçlü olduklarını zannediyor bu nedenle kendileri dünyanın gerçek efendileri, diğer insanlar da köleymiş gibi hareket ediyorlar. Peygamberimizin kendi zamanındaki müşriklere karşı bile yapmadığı şekilde zayıf Müslümanlara karşı büyük saygısızlıklar gösteriyor ve incitiyorlar. Kafirler hiçbir girişimde bulunmadan sadece bunu kullanarak insanların fikirlerini kendilerine çekiyor. Bizimle beraber olmak isteyen insanları geri çeviriyoruz ve bu, büyük bir problem.

İslam alimlerinin gençlere İslamın insanlarla muamele ahlakını ve doğru İslam etiğini öğretmenin üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum.

El Risale: Beraber kaç operasyona katıldınız?

Emir Muslim: Hattabla çok sayıda büyük operasyona katıldım. Fakat aslında ben Ebu Cafer’in sonra da Ebu Velid’in komutasındaydım. Size hatırladığım özel bir anımı anlatayım. 2001 yılıydı, Şamil Basayev ve Hattab, Şali bölgesindeki bazı yerleşim yerlerini ele geçirmek için büyük bir operasyon planlamıştı. Bundan önce Vedeno’yu almıştık, yaklaşık iki hafta boyunca içini ve dışını muhasarada tutmuştuk. Bu operasyonda Allah’ın fazlıyla 16 kişilik bir grupla düşman konvoyunu yok ettik. Operasyon, yol kenarına döşenen bir mayının patlatılmasıyla başlamış, düşman çabucak takviye kuvvet istemişti. Ağır silahlı çok sayıda kafir olay yerine vardı, biz de bu yüzden destek istedik. Dağların eteğindeki Evtari Köyü yakınlarındaki hazır tüm mücahitlerden yardım talep ettik.

Ardından Şali’ye saldırmayı planladık. Şali, bulunduğumuz bölgeden uzak bir yerdeydi ve karanlıkta 7, 8 kilometre kadar sürünerek gitmemiz gerekiyordu ki bu operasyon için düşündüğümüz amacımızı gerçekleştirip geri dönecektik.

O zamanlar Ebu Velid komutasındaydım ve bu operasyonda benim yardımımı istemişti. Bölgeye ulaştığım zaman, Şamil, Hattab, Ebu Velid ve diğer bazı emirler oradaydı.

Hattab, bir harita çıkardı ve keşif yapmak için gitmek zorunda olduğu bir kasabayı gösterdi. Görevimiz, düşmana pusu kuracak 40 kardeşin geçeceği yolun güvenliğini sağlamaktı. Aramızdan on kişi bu keşif görevine koyuldu. Varmadan önce kasabada bir kardeşle bir görüşme ayarladım ve kontrol noktalarında kullanmak için bir sahte pasaportu da yanıma aldım.

Kasabaya vardığımda kardeşle buluştum ve biraz atıştırmak için bir cafeye gittik. Herkesi tutukladılar ve hepimizi kumandanın ofisine götürdüler.

Birkaç saat sonra gitmemize izin verdiler ve hamdolsun görevimi tamamlayarak merkezimize döndüm. Olayı olumsuz tepki verebileceğini düşünerek Ebu Velid’e söylemek istemedim fakat arkadaşım kendisine hakim olamadı.

Ebu Velid, Hattabla beraber çadırda oturuyordu ve olay kendisine aktarılınca dışarı çıktı ve seslice bağırmaya başladı: “En iyi tarassutun kim olduğunu herkes biliyor mu? İşte bu adamdır” diyerek beni gösterdi. Sonra kardeşlere beni kasabanın civar bölgelerine gönderdiğini benimse doğrudan kasabaya nasıl girdiğimi anlatmaya başladı. Hattab, Ebu Velid’in yaptığı yorumlara gülüyordu. Bu, Hattab’ın beni ikinci bir göreve göndermek istediği zamandı fakat Ebu Velid, gitmeme izin vermemişti. Bu, benim dikkatsizliğimin cezasıydı fakat elhamdülillah Şali başarılı geçmişti ve sadece bir kardeş şehit olmuştu.

El Risale: Hattab şehit olduğunda Mücahitler nasıl devam ettiler? Hepinizi gitmekten alıkoyan neydi?

Emir Muslim: Hattab’ın şehadeti büyük bir darbeydi ve tabi ki hepimizi etkiledi. İrtihalinden önce Hattab, şehit olması durumunda uygulayabileceğimiz bir sistem kurmuştu.

Şehadetinden sonra görevi Ebu Velid devraldı ve onun yanında yer alarak ona yardım ettik. Elhamdulillah o zamanlar çoğumuz İslam’da sebatkar ve sonuna kadar kararlıydık.

SURİYE SERÜVENİ

El Risale: Suriye’ye dönelim. Maşaallah bir süredir Suriye’desiniz. Burada, Suriye’deki cihadı Çeçenistan’daki cihatla karşılaştırıldığında nasıl buluyorsunuz?

Emir Muslim: Çeçenistan cihadı, fiziksel olarak zordu, fakat orada burada karşı karşıya olduğumuz gibi bir fitne yoktu. Buradaki zihnen yorucu. Peygamberimizin kişinin mümin olarak kalkıp fakat kafir olarak geceleyeceğini ve tam tersinin de olacağını bildirdiği hadisi aklıma geliyor. Ve diğer bir hadis, aklı az gençlerin bu fitneyi taşıtacağı…

Bu gençler, Allah tarafından buyrulan temel kurallara tabi olmuyorlar. İslamın hükümlerini ilim sahiplerinden sormuyorlar.

Çeçenistan’da biz, daima bizden daha hikmetli olanlardan nasihat alırdık. Fakat mücahit liderlerin büyüklerinden sonraki süreçte durum kötüleşti. Ekranlara çıkıp açıklamada bulunan, halka mevcut durumu anlatan ve onlara cihadı öğreten Cevher Dudayev, Şamil Basayev ve Hattabtı. Fakat şimdi medyada geri kalanlarımız için her şeyi berbat eden tecrübesiz gençleri görüyoruz. Hayatlarını cihatta geçirmiş olan daha bilgili mücahitleri dinlemek istemiyorlar. Çeçenistan’da adetlerimiz gereği biz, yaşlılarla herhangi bir meseleyi tartışamazdık.

Şimdiki yeni nesil genç mücahitler, İslami terbiye, güzel ahlak yoksunluğu ve tecrübesizlikleri nedeniyle önceki nesil mücahitlerin yaptığı büyük işleri mahvettiler. Evet bu çok üzücü ama gerçek.

El Risale: Suriye Rejimine karşı savaşmak mı daha zor yoksa Rusya’ya karşı mı?

Emir Muslim: Tabi ki Rusya’yla daha zor. Fakat burada, Suriye’de hepimiz birleşirsek Allah’ın yardımıyla kolayca Beşşar Rejimini hallederiz. Aramızdaki tefrika bizi zaferden uzaklaştırıyor.

El Risale: Fetih Ordusu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Emir Muslim: Bu özel oluşum hakkında detaylı bilgiye sahip değilim fakat Müslümanların herhangi bir birleşme faaliyeti beni mutlu eder.

El Risale: Suriye cihadında sizi en çok zorlayan şey ne oldu?

Emir Muslim: Müslümanlar arasındaki fitne.

El Risale: Suriye’ye gelmek isteyenlere tavsiyeniz ne olur?

Emir Muslim: Suriye’ye gelmek isteyenlere Kuran ve Sünneti sadece sözleriyle değil amelleriyle de takip etmelerini tavsiye ediyorum. Eski mücahitlerin ne dediğine kulak asın ve onların tecrübelerinden dersler çıkarın. Kuran, ‘bilmiyorsanız, zikir ehline sorun’ der. Peygamberimizin hadisinde ‘alimlerin peygamberlerin varisleri’ olduğu ifade edilir. Diğer bir hadiste ise ‘Şam’da, Yemen’de ve Irak’ta ordular olacağı ve Şam’dakine katılınması eğer elden gelmiyorsa Yemen’dekine katılınması’ buyuruluyor. Fakat bugün çok sayıda kişinin Irak’a gittiğini görüyoruz.

Allaha hamd olsun ki Şam ve Irak hakkında çok sayıda hadis var. Ve eğer az bir ilim gördükten sonra kendisini alim zanneden bu gençleri değil de doğru ilim adamlarını takip ederseniz aklınız karışmayacaktır. Ve cahillikleri nedeniyle meseleleri birbirine karıştırıyorlar ve insanları yanlış yola yönlendiriyorlar.

Günümüzde iki kutup görüyoruz, bunlardan biri ilim, tecrübe ve hikmet kutbu, diğeri ise tecrübesiz genç nesil. Bu gençlerin çoğu internette saygın mücahitler hakkında kin ve iftira dolu videolar izliyor ve bu vaizlere hayran olup onların peşinden gidiyorlar. Biz Çeçenlerin bir sözü vardır: ‘testi içindekini döker.’

Buradan Kafkas Mücahitlerine seslenmek istiyorum: Size ne oluyor? Büyüklerimize saygısızlık edip nasihatlerini görmezden gelmek bizim adetlerimizden değildir. Biz her zaman büyüklerimize saygı gösterir, onların nasihatlerini dinler, onların tecrübelerinden dersler çıkarırız; bunların hepsi İslam öğretisi ve ahlakının gerektirdikleridir. Bunu bir düşünün inşallah.

GELECEĞE BAKIŞ

El Risale: Cihatta geçen yaklaşık 30 yılın ardından, yorgunluk hissediyor musunuz? Hiç ‘bu kadar yeter, ben artık koltuğuma çekileyim, gençler savaşsın’ diye düşündüğünüz oldu mu?

Emir Muslim: Cihattaki hiçbir amelimin Allah tarafından kabul edildiğini henüz bilmiyorum, o halde nasıl rahat edebilirim? Önümüzde şeytanın birçok hilesi var ve o bizi kandırıp saptırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Rabbimin rızasını aramaktan yorulmadım, bu benim yolum.

El Risale: Gelecek hakkındaki planlarınız nedir? Kendinizi ‘Çeçenistan’a yürüyor ve onu özgürleştiriyor’ olarak görüyor musunuz?

Emir Muslim: Buraya Allah’ın dinini yeryüzünde yükseltmek ve Suriye halkına yardım etmek için geldim. Bu insanları seviyorum. Sade ve konuk severler. Burada tecrübelerimi paylaşmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi deniyorum. Belki yakında Çeçenistan’a da sıra gelecek. İnşaallah tecrübelerimi ve burada öğrendiğim güzel şeyleri yakında Çeçenistan’daki halkıma yardım etmek için kullanırım.”

Kaynak : infocenter.media

Röportaj Haberleri

Suudi Arabistan'da İslam, sekülerleşme ve Bin Selman reformları
“Filistin özgürleşmediği sürece, bu travma asla geçmeyecek”
Netflix abonelerine yalnızca eğlence değil "politik görüşlerini" de satıyor
Nazmul İslam: Bangladeş’te devrim bir süreç esas mesele şimdi başlıyor!
"Sinvar’ın yolunu sürdüreceğiz"