Muş Özgür-Der’de “Aile” Konulu Seminer

Özgür-Der Muş Temsilciliğinin 2018-2019 dönemi etkinliklerinin ilk konuğu Haksöz yazarlarından Murat Kayacan, Muş Eğitim-Bir Sendikası seminer salonunda “Modern Dönemde Aile: Sorunlar ve Çözümler” adlı bir seminer verdi.

Program, İlyas Sayım’ın Kur’an tilavetiyle başladı.

Kayacan, modernizmin Sanayi Devrimi (18.-19. yüzyıllar) ile birlikte geleneksel olanı kötüleyen içinde yaşanılan dönemi ön plana çıkaran hatta ölçü alan bir akım olduğunu hâlbuki hakikatin sadece günümüzde söz konusu olabileceği görüşünün doğru olmadığını belirtti.

Modernizm yüzde yüz batıl ve zararlı olmadığını söyleyen Kayacan, kadın haklarının biraz da modernizmin etkisiyle gündeme geldiğini, bazı aşırılıkların yaşanması söz konusu olsa da geleneksel yapıdaki gayri islami unsurların sarsılmasına modernizmin bir katkısı olduğunu ve dengenin İslam ile bulunabileceğini ifade etti.

Batı’da dinin, modernizm ile nüfuzunu yitirdiğini; ancak dünyada İslam’dan daha iyi bir direniş noktasının görünmediğini söyleyen Kayacan sözlerini şu noktalara dikkat çekerek sürdürdü:

- Osmanlı’nın son dönemindeki İslamcıların “Batı’nın tekniğini alma” ancak değerlerini kenara koyma yaklaşımlarını mümkün görmeyen, teknolojinin değerleri de getireceğini düşünenler var. Belli bir ölçüde etkisi olabilirse de karamsar değilim, İslam’a uygun şekilde kullanabiliriz (Facebook, twitter vs.).

- Yine Osmanlı’nın son döneminde “Batı’nın değerlerini alalım.” diyenler de oldu. Abdullah Cevdet’ten (ö. 1932)şöyle bir şey aktarılır: (Tarık Zafer Tunaya'nın sadeleştirmesiyle):"... diğer bir olumlu tedbir, kanımıza kan ilave etmektir. Ben bu sistemi inceliyorum, sonucu Sağlık Bakanlığı'na sunacağım. Bunun ana çizgileri: İtalya, Almanya gibi müthiş derecede artan ve taşan milletler vardır. Bunları Türkleştirmek şartıyla arazi veririz. Sosyal durumları layık olan bu adamlar Türkler'le evlenerek, akrabalık ve karşılıklı ilişkiler kurarak Türk ırkı içinde kaynar. Diğer şart da, Anadolu içine gelecek ve kanlarını kanımıza katacak bu göçmenlerin ziraat ve ziraat sanayiinde bilgili olmaları ve bir miktar sermayeye sahip bulunmalarıdır."

- Modernizm kendisini kadın üzerinden inşa ediyor. Filmlerde değişimin öncüsü kadındır daha özelde “modern görünümlü” kadındır. 1932’de Keriman Halis Belçika’da dünya güzeli seçilmiştir. Bu hanıma Atatürk “Ece (kraliçe)” adını vermiş. Yani teşvik var. Günümüzden örnek verecek olursak Mersin’de 2010 yılında 3 Mart 2010 yılında bir grup kadın “Çarşafları yırtın!” eylemi yaptı.Başörtüsünü atan muzır kadın heykeli sadece Azerbaycan'da yokmuş. Meğerse Bulgar bir heykel yontucusunun marifetiyle (!) yapılmış ve Edirne'de de dikilmiş!

- İslami kesimde de bu açıdan sıkıntılar var. Bir hanım kız başörtüsü ve pardesü almak için mağazaya gitse “Anne modeli mi?” deniyor. Yani yaşlılık imasıyla vazgeçirme gibi bir durum var.

- “Müslüman aile yaşam biçimi” diye bir şeyden söz edebilir miyiz? Evet. “Kâfirun suresindeki ‘Sizin dininiz size benim dinim bana.” Bunu akla getiriyor. Bir de Kur’an’daki ahlak ilkeleri bir özgünlük içeriyor.

- “Aile deyince ne anlamalıyız?” Kur’an’da aile ve usra değil, geçmez âl ve ehl geçer. Aile hukuku Kur’an’da çok belirgindir. Evlenme, boşanma, miras, örtünme vs. epeyce konuya Kur’an yer vermektedir. Kur’an hem kötü aile hem de iyi aile bireylerinden örnekler vererek okurlarına doğruyu kavratır.

- “Dünyada ve Türkiye’de aileyi korumaya dönük çalışmalar var mı?” BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 16/3. maddesinde “Aile toplumun doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.” denilmekte.Artık devlet televizyonları da aileyi korumaya çalışıyor. Dizilerde başrol oyuncular evleniyorlar çocukları, torunları oluyor.

- “Evliliği ekonomik anlaşma gibi görenler var, onlar hakkında ne denebilir?” Evliliğin temeli para değil sevgidir. Aile, şirket değildir.

- “Evlenirken zenginlik, güzellik, soy, din hangisi merkeze alınmalı?” Hatice zengindi ama Resulullah onunla zengin diye evlenmedi. Sayılan unsurlar evlilik öncesi dikkate alınabilir ancak eş adayının dindarlığı merkezde olmalıdır. “Falancalardan kız aldım.” diyerek soy bağını esas almış olanlar; Nuh’un oğlunu, İbrahim’in babasını unutmamalıdır. Asıl olan takvadır.

Kayacan’ın konuşmasını bitirmesinin ardından konu dinleyicilerin interaktif katılımıyla soru-cevap şeklinde devam etti ve bir daha ki programda Erdal Eker’in “Lüks Yaşam İslam’ın Neresinde?” konusunu anlatacağı duyurusu yapılarak seminer sona erdirildi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi