Muş Alparslan üniversitesinde Gazze’ye destek eylemi

Muş Alparslan üniversitesi akademisyenleri İslami ilimler fakültesi girişinde "küresel vicdan hareketine destek" başlıklı bir etkinlik gerçekleştirdiler.

1 Mayıs Çarşamba günü Muş Alparslan üniversitesi akademisyenleri İslami ilimler fakültesi girişinde "küresel vicdan hareketine destek" adlı bir basın açıklaması düzenleyerek Gazze'de siyonist İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırıma karşı başta Amerika olmak üzere tüm Avrupa'ya yayılan öğrenci hareketlerini desteklediklerini deklare ettiler.

Başta Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican olmak üzere birçok akademisyenin yer aldığı basın açıklamasının tam metni:

Gazze’de yaşanan soykırıma karşı başlatılan öğrenci protestoları üniversite hocalarının da desteğiyle büyüyerek devam etmektedir. Columbia Üniversitesinde başlayan protestolar Siyonist hegemonyanın yerelde ve küreseldeki iktidarına güçlü bir darbe vurmuştur. İnsanlığın vicdanı son olaylarla birlikte öğrenci hareketlerinde somutlaşarak insana ve insanlığa dair umutlarımızı yeniden yeşertmiştir. Bu öğrenciler, İsrail’in ve destekçilerinin ahlaksız siyasetlerini ifşa etmiştir. İsrail'i koruyup kollayan emperyalist ülkelerin, İsrail lobisi ile iş birliği yapan üniversitelerinin İsrail’in katliamlarını sürdürmesine dolaylı veya doğrudan aracılık ettiğini anlamışlardır. Bugün soykırımcı İsrail devletini ve ona taşeronluk yapan emperyal yöneticileri korkutan kampüs protestoları tarihe insanlığın yüz akı eylemler olarak geçecektir. Öğrenciler bu vahşetin devam ettirileceğinin farkındalığıyla sorumluluk makamında olan yöneticilerinin de bunu durdurmaya niyetlerinin olmadığını görmüşlerdir.

Bu öğrenciler, Beyaz Saray'daki hiç kimsenin Gazze soykırımını durdurmayacağını, Capitol Hill'deki seçilmiş senatörlerden hiçbirinin Gazze'yi İsrail vahşetinden kurtarmayacağını, hükümetlerinin herhangi bir yerindeki hiçbir kimsenin Gazze'ye yönelik katliamlara dur demeyeceğinin farkına varmıştır. Terörist İsrail Devleti katliamlarına devam ederken öğrenciler mazlum Gazze halkının sesi olmuştur. Böylece halen devam etmekte olan bir soykırımı sona erdirme sorumluluğu üniversitelerin erdemli öğrencilerinin eliyle bir kez daha bütün insanlığa hatırlatılmıştır. Hocaları da öğrencilerini yalnız bırakmamıştır. Bu hocaların kimine ters kelepçe takılmış kimisine yaşlı ve kadın olmalarına aldırış edilmeden şiddet uygulanmıştır. Buna rağmen bu eylemlere daha güçlü bir şekilde katılarak öğrencilerini yalnız bırakmamışlardır.

Açık konuşmak gerekirse bu sorumluluk başta Müslüman halklar olmak üzere bütün insanlığın taşıması gereken bir sorumluluktur. Fakat soykırımı durdurabilecek ciddi ve etkili bir güç devreye girmemiştir. Müslüman halklar ve yöneticiler sorumluklarının gereklerini yerine getirmekten aciz bir durumdayken küresel emperyalist güçler tüm destekleriyle soykırımcı İsrail’in yanında yer almıştır. Dünyanın en güçlü hükümetlerinden hiçbir kimse, Gazze'de süregelen kitlesel zulmü sona erdirme konusunda herhangi bir sorumluluk üstlenmemiştir. Bu soykırımcı rejime yönelik anlamlı eylemler yaratmanın bir grup üniversite öğrencisine düştüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu soykırıma karşı durmaktan sadece üniversite öğrencileri sorumlu olmamalı, aslında sorumluluk sadece onların değil bizim de boynumuzun borcudur. Her birimiz bu dehşeti sona erdirmek için elimizden gelen her şeyi yapmakla sorumluyuz. Hiçbirimiz devam edegelen bu soykırımı tek başına bitiremeyiz ama hepimiz her gün kolektif olarak bunu sona erdirmek için bir şeyler yapabiliriz.

ABD destekli İsrail Katliam makinesi, herhangi bir kişinin ona ölümcül bir darbe indiremeyeceği kadar büyük ve güçlü olduğuna inanabilir ancak hepimiz onun devam etmesini daha da zorlaştırmak için dişlerinin arasına kum taneleri bile olsa atabiliriz. Bunu, muhalefetimizi mümkün olan her şekilde duyurarak İsrail'de uygulanan sadist vahşete kamuoyunun dikkatini çekerek yapabiliriz. Kullanabileceğimiz herhangi bir araç ve platformu kullanarak, insanların emperyal medyanın bu soykırıma ilişkin kamuoyu anlayışını nasıl manipüle ettiğini ve kendi hükümetlerinin bu konudaki sorumluluğunu anlamalarına yardımcı olabiliriz, böylece bu konunun ciddiyetini ve aciliyetini gerçekten fark etmiş olabilirler.

ABD merkezli emperyal imparatorluk büyük ölçüde yumuşak güce bağımlıdır. Bu da işleyişini sürdürmek için iyi bir kamusal imajı sürdürmesi gerektiği anlamına geliyor. Tüm kitlesel medya propagandası, bilginin kontrolü ve manipülasyonu, New York ve Hollywood'daki ana akım kültür üretiminin amacı da budur. Yeterli sayıda insan, emperyal imparatorluğun Gazze'deki ahlaksızlığına dair farkındalığı yayarak onun kamuoyundaki imajını yok etmek için çalışmaya başlarsa, İsrail güdümündeki küresel güç odakları geri çekilmek zorunda kalacak ya da yıllar boyunca sürdürmeye çok fazla enerji harcadıkları yumuşak güç manipülasyon sistemlerinin güvenilirliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu yönüyle Gazze egemen kültür üreticilerinin imajının sarsılmasında, sahte ve çifte standart yüklü imajına yönelik farkındalığın artmasında bir milat olacaktır.

Şunu unutmayalım hangi ölçekte olursa olsun insan davranışındaki tüm olumlu değişikliklerden önce daima bilincin genişlemesi gelir. Gazze'de olup bitenler hakkında toplumumuza bilinç yayarak, emperyalist cinayet makinesinin dişlerine çomak sokabiliriz ve onun ilerlemesini durdurabiliriz.

Bu dünya çok hasta çünkü kimse burada olup bitenlerin sorumluluğunu almak istemiyor. İktidar sahipleri, sorumluluğu başkalarına yüklerken, giderek daha fazla zenginlik ve güce sahip oluyorlar. Küresel emperyalist güçler kendi ülkelerindeki ihtiyaç sahiplerini görmezden gelirken faşist ırkçı İsrail devletini finanse etmeye devam ediyorlar. Küresel kötülük İsrail bu hercümerçten daha fazla insanın vahşice katledilmesinden nemalanarak dünyanın zenginliğini bir sülük gibi emmeye devam etmektedir. Ama aptallaştırmaya çalıştıkları insanlık, küresel vicdani bir duruş ile Gazze sayesinde uyanmaya başlamaktadır.

Muş Alparslan Üniversitesi Akademisyenleri olarak diyoruz ki: Bu dinamiği tersine çevirmedikçe sağlıklı bir dünyaya sahip olamayız ve sorumlulukla ilgili her şey gibi bu da aynadaki yüzle, kendimizle yüzleşmekten başlar. Hepimizin harekete geçmesi ve ahlaksız İsrail Devleti’nin işlediği soykırımı tersine çevirme sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor. Bu sorumluluk bizden ve sizden başlar. Yapabileceğimiz bir şeyler vardır. Söz söyle, Gazze halkının yanında ol, Filistin’i unutma unutturma, onlara yardımlarınla destek ol, insanlığın uyanışına bir Müslüman olarak, bir insan olarak katkın olsun, korkma, atıl, Gazze’nin yanında dur, küresel vicdani uyanışın sesi ol, vicdanı ol.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Muşlu müslümanlardan Gazze'ye destek eylemi
Aziz Mahmûd Hüdayi Vakfı Gazze’ye yardımlarını sürdürüyor
15 Temmuz Şehitler Köprüsüne Filistin bayrağı asıldı
Özgür-Der Gazze’de temiz su dağıtımını sürdürüyor
Özgür-Der Gazze’de temiz su dağıtmayı sürdürüyor