Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yargılandığı "hapishane baskınları" davasının salı günü yapılan ilk duruşmasında basına yansımayan diyaloglar ortaya çıktı.
Polis Akademisi binasında kurulan mahkeme salonunda, Mısır Devlet Televizyonu tarafından canlı yayınlanacağı duyurulan duruşmada, Başsavcı Vekili'nin iddianameyi okumasının ardından Mursi'nin savunmasına ait yalnızca 4 saniyelik bir görüntü kamuoyuyla paylaşıldı.
Mursi ve diğer sanıkların sesleri, Mahkeme Heyeti Başkanı'nın isteğine göre dışarıya verildi. Ses geçirmeyen cam kafesin ardından konuşan Mursi ve Mahkeme Başkanı Şaban eş-Şami arasında cereyan eden ve basına yansımayan diyaloglar ise şu şekilde:
Mursi: Sen ey hakim! Benim kim olduğumu ve burada ne yaptığımı biliyor musun? Hiçbir şey duymadığım bu mahkeme de neyin nesi? Kimden, neden korkuyorsun ey hakim? Eğer korkuyorsan gelmeyeceksin.
Hakim: Otur Muhammed Mursi. Ne istiyorsan söyleyeceksin.
Bu sırada savunmayı yapmak üzere Mursi'nin heyeti söz hakkı aldı. Mahkeme başkanı, salondaki seslerin Mursi'ye, cam kafesteki sesin de salondakilere iletilmesi için ses sistemlerini devreye soktu.
Mursi, konuşmasının duyulduğundan emin olabilmek için, sesini duyup duymadıklarına dair salondakilere yönelttiği soruya "Evet" cevabını aldıktan sonra konuşmaya başladı.
Besmele ile sözüne başlayan Mursi, "Ne olursa olsun tüm yetkilileri selamlıyorum. Cumhurbaşkanı olarak, anayasa ve kanunlara uygun bir şekilde yargılanma işlemimin yürütülmesi halinde bana vekalet etmesi hususunda Dr. Selim el-Avva ile önceden anlaşmıştık. 3 Temmuz 2013'te orduya bağlı Cumhuriyet Muhafızları Karargahı'nda gözaltına alındım, 5 Temmuz'da ise bilmediğim bir yere götürüldüm" dedi.
Mursi, tutulduğu meçhul yerde yaşadıklarına dair ise şunları kaydetti:
"Beni götürdükleri yerde yanıma soruşturma hakimleri geldi. Beni sorgulamak istediler. Onlara, bu işten uzak durmalarını ve Mısırlı hakimlerin halkın son vereceği bu komedinin bir parçası olmamaları gerektiğini söyledim. Burada hain, yargı kisvesine sığınıyor. Ey yargı mensupları, beni düşmanınız kılmayın. Bu yargılama yasal değil. Referandumla kabul edilmiş ve uygulamaları cumhurbaşkanı tarafından belirlenen anayasamızla (2012 Anayasası) çelişiyor."
Mursi konuşmasının devamında, mahkeme heyetinin, yargılama sürecine ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadığını savunarak, "Bu mahkeme benim nerede olduğumu bilmiyor. Kurul buradan ayrıldıktan sonra bana dair hiçbir bilgiye sahip olmayacak" diye konuştu.
"Ben seni hakim olarak kabul ediyorum benimle iletişim kurmalısın. Bu yargılamanın adaletine güvenmiyorum. Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun" şeklinde tepki gösteren Mursi'yle hakim arasında yeni bir diyalog başlıyor:
Hakim: Sen sanık Muhammed Mursi'sin.
Mursi: Ben Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi, peki sen kimsin?
Hakim: Ben Ceza Mahkemesi başkanıyım.
Mursi: Adın ne?
Burada hakim susuyor ancak Mursi sormaya devam ediyor: Bana cevap ver. Adın ne?
Hakim (alaycı bir ifadeyle): Bilmiyorum.
Mursi: Bilmiyor musun? İsmini bilmeyen hakim, kanunları bilir mi?
Bu sırada hakim ses sistemini kapatarak, Mursi'nin sesinin salondakiler tarafından duyulmasını engelliyor.
Savunma heyeti, Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci'nin konuşma hakkı olduğunu belirterek heyetten izin talep etmesi üzerine Biltaci'nin bulunduğu cam kafesten ses dışarıya veriliyor.
Davanın işleyiş sürecine itiraz eden Biltaci, "Dünyanın hiçbir yerinde hatta askeri mahkemelerde dahi ses geçirmeyen cam kafes yoktur. Biz en basit haklarımızdan dahi mahrumuz. Siyasi bir intikamla karşı karşıyayız. Tek kişilik hücrelerde tutuluyoruz. Ailelerimizle dahi cam bölmelerin ardından telefonla ve istihbarat elemanlarının gözetiminde iletişim kuruyoruz. Başsavcılığın bu konuda bilgisi olmasına rağmen harekete geçmedi. Bize taraflı bir şekilde düşman gibi davranılıyor" ifadelerini kullandı.
22 gün boyunca açlık grevi yaptığını hatırlatan Biltaci, iddianamede yer verilen suçlamalara değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hamas, Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları, Mısır-Gazze sınırını 60 kilometre ihlal etmiş, Sina'da tarama yapılmış, Mısır'ın merkezine araçlar getirilmiş. Peki, ordu neden sessiz kalmış tüm bu durumlara? Neden hareket geçmemişler ülkeyi kurtarmak için? Madem söz konusu kişilerle işbirliği yaptık neden bizim yürüttüğümüz siyasi faaliyetlere, seçime ve referanduma izin verildi? Eğer bir işgal varsa ben bu işgale sessiz kalanların ve gevşek davrananların yargılanmasını talep ediyorum. Bu bir skandaldır."
Hüsnü Mübarek rejimine son veren 25 Ocak devrimi sırasında Vadi'n-Natrun Hapishanesi'nde meydana gelen firar olaylarıyla ilgili açılan davada, Mursi'nin yanı sıra Müslüman Kardeşler Teşkilatı yetkililerinin de aralarında bulunduğu 131 sanık yargılanıyor.
AA