Kenan Alpay’ın konuyla alakalı yazısı (21 Haziran 2019) şöyle:
Mursi ve İhvan Nefreti, Despotizm Tutkusu
Sorulabilecek en şapşalca, en ahlaksızca soruyu Sözcü’de Emin Çölaşan sormuş: “Mursi acaba bizim şehidimiz midir?” Uzun yıllar boyunca sıraladığı klişe gerekçeleri sıralayıp kendi kendine vermiş cevabı: “(Mursi bizim şehidimiz) değildir, hiç değildir?” Zannediyor ki; şehadet makamı dahi din edindiği Kemalizm’in onayından geçmek zorundadır.
Cehalet ve fanatizm zirveleri zorladığı için Misak-ı Milli dışında verilen savaşlarda şehit olunamayacağını varsayıyor. Bu sebeple feryat ediyor, yırtınıyor; “nasıl olur da Diyanet’in talimatıyla camilerde Mursi için gıyabi cenaze namazı kılınır!” Çölaşan karakter edindiği arsızlığına hiç fasıla vermeden söylemlerine devam ederken militan laikliğin ‘İslamcı-şeriatçı’ suçlamasına da sarılıyor, emperyalist ve despotik rejimlerin İhvan-ı Müslimin’i ‘terör örgütü’ olarak yaftalamasından da medet umuyor.
(…)