“Mumcu Suikastında Medya Bizi Yanılttı”

Mumcu öldürüldüğünde medyanın peşine takılarak dindarları suçladıklarını vurgulayan Sol Güçbirliğinden özeleştiri.

Uğur Mumcu öldürüldüğünde medyanın peşine takılarak dindarları suçladıklarını vurgulayan Sol Güçbirliği Kurulu Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, “Medya Mumcu öldürüldüğünde dezenformasyon yağmuruna başladı. Aynı tetikçi Alparslan Arslan’ın Danıştay baskını sonrası yapılan haberler gibi dindar kesim suçlandı. Biz de maalesef onların peşine takıldık. Bu olayların derin devletin eserleri olduğunu görüyorum” dedi.

ASLAN DEĞİRMENCİ'nin haberi:

19 Yıl önce bugün bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, çeşitli etkinliklerle anılırken, saldırının ardından dindarları suçlayan açıklamalara imza atan dönemin Sol Güçbirliği Kurulu Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, ‘Milat’a özeleştiri yaptı.

Medya bizi yanılttı

Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu öldürüldüğünde medyanın peşine takılarak dindarları suçladıklarını vurgulayan Prof. Dr. Hatipoğlu, “Medya Mumcu öldürüldüğünde dezenformasyon yağmuruna başladı. Aynı tetikçi Alparslan Arslan’ın Danıştay baskını sonrası yapılan haberler gibi dindar kesim suçlandı. Biz de maalesef onların peşine takıldık” dedi.

Şimdi yüzleşme zamanı

“Bugün süreci analiz ettiğimde Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu suikastı ile Sivas Madımak Oteli katliamı, Maraş olayları, Gazi Mahallesi gibi olayların derin devletin eserleri olduğunu görüyorum” diyen Hatipoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ergenekon gibi yapılar tankların Sincan’dan çıkması için bu eylemleri ortaya koymuş, medya bizleri kandırmış, darbeye giden yollar sonuna kadar açılmış. Biz itiraf edip, süreç ile yüzleşmek zorundayız. Yeni karanlık operasyonları böylece önlemiş oluruz. Eski alışkanlıklarımızı bir kenara bırakarak, kolaycılığa kaçarak İslamcıları suçlamaktan vazgeçmeliyiz. Devlet içinde çıkar mücadelesi veren karanlık yapıların oyunlarını bozmalıyız.”

Arkadaşlarımı kurban seçmişler

Toplumda kutuplaşmayı artırmak, laik-antilaik çatışmasını başlatmak için derin yapıların sürekli yeni senaryolar arayışı içinde olduklarını vurgulayan Hatipoğlu, “Biz yıllarca tersten estirilen rüzgara kapılıp, bu senaryonun bir parçası olduk. Kendi adıma devam eden çete soruşturmaları ile nasıl bir hatanın içine düştüğümü anladım. Ortaya koyulan karanlık senaryoların İslamcı kesimle alakasının olmadığını gördüm. Devam eden çete soruşturulmaları derinleşirse, arkadaşlarımı kurban olarak seçenlerin deşifre olacağını düşünüyorum. Mumcu suikastı devlet içerisine yuvalanmış çetelerin işidir. Bu çetelerin deşifre olması an meselesidir. Mumcu cinayeti, tüm faili meçhul cinayetlerde kilit konumundadır. Bu cinayet çözümlendiği takdirde birçok cinayetin de çözümleneceğine inanıyorum” diye konuştu.

Medya mensupları konuşmalı

Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu suikasti ile ilgili olarak çok derin bilgilere sahip olan kişilerin bugüne kadar sessiz kalarak, yeni cinayetlere ve kaos planlarına kapı araladıklarını vurgulayan Hatipoğlu, “Artık vicdanları ile hareket ederek, sırlarını mezara götürmek yerine kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Bu insanlığa yapılan çok büyük bir hizmettir. Yani cinayetlerin önünü kesmek için atılacak adım ülkenin istikrarı için büyük anlam taşıyacaktır. Sadece o dönem bizi yanıltan haberlere imza atanlar bile kim tarafından yönlendirildiklerini açıklasa karanlık sürecin aydınlatılması için büyük yol kat edilir” dedi.

MİLAT

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu