Osman Atalay’ın konuyla ilgili yazısı:
Suriyeli Mülteciler İçin 2016 Felaket Yılı Olmasın
Osman Atalay / Yeni Akit
Suriye’de savaştan kaçan sığınmacıların yaşam mücadelesi, insanlık tarihi açısından utanç verici boyutlarda seyretmeye devam ediyor.
1 milyonun üzerinde Batıya göç eden mültecilerin çoğu, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Afrika bölgesinde yaşayan Müslümanlardan oluşuyor.
Sığınmacıların tek hayali Türkiye üzerinden Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan ve Avusturya sınırlarından günlerce yürüyerek Almanya ve İsveç’e varmak, burada da kendilerine yeni bir gelecek kurmak.
Uluslararası Göç Örgütü’nün rakamlarına göre Türkiye üzerinden, ölümü göze alan 821 bin kişi Yunanistan’a geçmeyi başardı.
Bu zorlu göç kervanı sürecinde 5 bin 352 insan hedefine varamadan yolculuk esnasında çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti.
Teknelere, lastik botlara binerek umuda yolculuk esnasında 3 bin 777 (bunun 706’sı bebek) insan Ege sularında boğularak can verdi.
Geçtiğimiz yıl Türk Güvenlik Görevlileri, 90 bin 198 sığınmacıyı Ege sularında boğulmaktan kurtardı.
Avrupa, 2015 yılında en büyük mülteci kriziyle karşı karşıya geldi, Ege sahillerindeki göç hareketliliği ürkütücü boyutlardaydı.
Sahillere vuran çocuk ve kadın cesetleri hiçbir mülteciyi kararından vazgeçiremedi ve bu sayı her geçen gün çoğaldı.
Boğulmaktan kurtarılan bir mültecinin televizyon mikrofonuna “Bu sefer kurtuldum ama en yakın sürede tekrar deneyeceğim” sözü meselenin ne kadar trajik ve çaresiz boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl dünyanın gözleri önünde yollara düşen çoğu kadın ve çocukların göç kervanı Batı’ya yönelince paniğe kapılan Avrupa, maalesef sığınmacı sorununa ciddi ve kalıcı bir çözüm getiremedi.
Sınır Tanımayan Doktorlar, 2015 yılında Avrupa’ya gelen mültecilerin, sığınmacıların ve göçmenlerin ihtiyaçlarına yanıt verme konusunda Avrupa Birliği’nin sınıfta kaldığını ve Avrupalı liderler ile Avrupa Birliği ülkelerinin bu krizin yarattığı sorunlarla başa çıkamadığı gibi, odaklandıkları caydırma politikaları ve birbiriyle uyumlu hale getiremedikleri başarısız uygulamalarıyla, kendi ülkelerinden kaçmak zorunda kalan binlerce savunmasız erkek, kadın ve çocuğun hayatını daha da zorlaştırdığını açıkladı.
2015 yılında özellikle Suriyeli sığınmacıların yaşadığı insanlık onuruna yakışmayacak sahneler asla hafızalarımızdan silinmeyecektir.
Akdeniz ve Ege denizinin çoğunluğu Suriyeli sığınmacılar için koca bir mezarlığa dönüşmesi Avrupa’nın yüzkarası olarak anılacaktır.
2016’da Avrupa’ya, 3 milyon göçmen ve mülteci beklenirken çoğu Suriyeli mülteci ise daha iyi bir yaşam hayaliyle ölümü göze alarak, sığınacakları güvenli bir limana kaçmaya devam edecekler.
2016 yılı mazlum ve çaresiz mülteciler için çok daha zor geçeceğe benziyor.
Türkiye sınırında Suriye topraklarında 5 yıldır, naylon çadırlarda yaşayan 350 bin çocuk ve kadın, insani yardıma muhtaç bir şekilde yaşam mücadelesi vermeye devam ediyorlar.