Mülteci Karşıtı Irkçı Söylemler İnsanlık Suçudur!

Yasin Aktay halkın karşısına çıkan muhalif liderlerin inandırıcılık adına nasıl geçmişlerini inkar ettiklerine değindiği “İnce’den ince’ye laf olsun torba dolsun” başlıklı yazısında, Suriyeli mültecilere yönelik kışkırtıcı söylemlerine de değinmiş.

Yasin Aktay’ın yazısının konuyla ilgili olan bölümünü ilginize sunuyoruz:

“…SURİYELİLERE KARŞI POPÜLİST KIŞKIRTMA

Muharrem İnce’nin de Meral Akşener’in de Suriyeliler için söyledikleri, mesela. Her ikisi halkın Suriyelilerden aslında rahatsız olduğu izleniminden hareket ederek, halkı Suriyelilerden kurtarmanın telaşına düşmüş. Bir seçim kampanyasında, ne olursa olsun, asla sapılmaması gereken bir yol bu. Bu noktada girişilen popülizm sizi doğrudan faşizmin kıyılarına atar.

“Esad’a ne özel bir kinim ne de özel bir sevgim var. Kardeşim Esad’dan Kanlım Esed’e geçmemeliyiz” diyor İnce. Sanki o noktadan bu noktaya biz geçtik. Esad’la iyiyken, en azından Beşşar’ın sicilinde katliam yoktu. Sonra oldu. Kendi halkından 1 milyon insan öldürdü. 12 milyonu da içerde veya dışarıda yerinden edilmiş. Bu kadar cürmü işlemiş biriyle işleri nasıl normalleştirecek İnce? Buna dair hiçbir açıklama yapmadan sadece torba dolduran boş laf ediyor.

Daha tehlikeli bir söylemle konunun üzerine gidiyor İnce: “4.5 milyon Suriyeli Türkiye’de yaşıyor. Bayram’da gidiyor 72 bin kişi, 1 hafta 10 gün kalıyor, sonra geri dönüyor. Eğer sen gidip 10 gün kalıp geri gelebiliyorsan kal orada devamlı. Ne diye geliyorsun, tatile mi geliyorsun? Demek ki şartların uygun. Gittikten sonra kapatırım kapıyı kalırsın. Burası aşevi mi? Benim ülkemin insanları işsiz” diyor.

Tam da halkı kışkırtma dili bu. Neresinden bakarsanız ırkçılık, neresinden bakarsanız cahilce. İnsanlıktan nasibi olmayan bu ifadeleri Türkiye halkı mı İnce’den istiyor? Hayır. İnce, bu sözleri yabancı düşmanlığına düçar bir kesimin aklına karpuz kabuğu düşürmek suretiyle kışkırtıcılık yapıyor. Yaptığı neresinden bakarsanız insanlık suçu.

Doğrusu, mültecilik gerçeği ortaya çıktıktan sonra bu tür haller elbette olur. Şartlar elverir, gider gelirler de. Buna AB ve BM mülteci haklarında da “aile birleşimi” başlığı altında çok açık bir yer var ve aslında işin aslını söylemek gerekirse, Türkiye bu konuda AB ile anlaşmada sonra bu standartlardan bir miktar sapmış durumda. Yani aile birleşimi konusunda İnce’nin kışkırtmalarına konu olacak daha çok mesafe kat etmemiz, ülkemizdeki mültecilere daha çok imkan tanımalıyız.

Tam da bugün AKPM’de Suriyeli mültecilerle ilgili, Paris’te, katılmakta olduğum Göç Komisyonu’nda böyle bir rapor görüşülüyor. Raporda daha fazla AB ülkeleri ama bir yandan da Türkiye’nin mültecilerin aile birleşimi haklarına daha fazla riayet etmesi gerektiği söyleniyor.”

 

Yorum Analiz Haberleri

Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...
“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil