HAKSÖZ HABER
Mübarek diktasının devrilmesinin ardından yapılan dört seçimde de Müslüman Kardeşler ve Selefilerin toplumsal desteğini arttırarak çıkması karşısında ulusalcı, liberal ve sol-sosyalist örgütlerin sokaklarda yakma-yıkma ve şiddet olaylarını tırmandırarak askeri darbe seçeneğini devreye sokmaya çalıştığı görülüyordu.
ABD ve İsrail tarafından olduğu kadar Körfez emirlikleri ve AB’den de açık-örtülü destek alan İslama ve İslamcılara muhalif kesimlerin Türkiye’deki dostları da bu süreçte heyecana kapılmış ve askeri darbeyi büyük bir özlemle beklemeye başlamışlardı.
Dün Cumhuriyet, Aydınlık, BirGün, Sol, Yurt, Evrensel gibi sol-sosyalist gazetelerin manşetlerini süsleyen neşeli, coşkulu manşetlerin bugün yerini iyiden iyiye küçültülerek verilen sıkıcı, melankolik haberlere dönüşmesi çok hoş bir tablo olarak duruyor karşımızda.
Mısır Ordusu’nun Muhammed Mursi’ye verdiği muhtıraya bel bağlayan, Türkiye’de olduğu gibi Mısır’da da askeri darbeden ve darbe siyasetinden medet uman utanmaz, arlanmaz ve ders almaz sol-sosyalist hareketlerin içinde debelenip durduğu zavallılık hakikaten zevkle seyredilmeye değer.
Askeri muhtırayı reddeden sadece Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi değil Mısır’ın Müslüman halkı ve İslami hareketlerdir. İhvan, Selefiler, Cemaati İslami, İslami Cihad gibi hareketlerin askeri cuntaya yaltaklanan sol-sosyalist, liberal ve ulusalcı çetelere, Baltacılara karşı sükûnetli ama kararlı duruşudur. Sol-sosyalist, liberal ve ulusalcı hareketler Türkiye’de olduğu gibi Mısır’da da postal parlatarak iktidar yolunu açmaya çalışırken İslami hareketler onurlu, şerefli ve adaletli bir siyaseti ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Cumhuriyet Gazetesi dipte küçük bir haberle “Mısır’da Mursi’ye Baskı Artıyor” demiş ve eklemiş ABD ve BM Mursi’ye “demokrasi sandıktan fazlasıdır” demişler. Muhtıranın reddedilişi Kemalist Cumhuriyetçilerin canlarını çok sıkmış anlaşılan. Bir önceki günün coşkulu resmi ve manşeti yoktu gazetede.
Doğu Perinçek şebekesinin Aydınlık’ı ne muhtırayı reddeden Mursi’yi ne de Mursi’ye destek için askerin müdahalesine karşı çıkan milyonları görmüş. Küçük bir haberle iki gazetenin manşeti ve dans eden Mısırlılar bahsiyle moral bulmaya çalışmış.
En komik olanı hiç şüphesiz ki TKP’nin Sol’u. Fatih’in mirası Kasımpaşa Tersanesi’ni bekleyen akıbet için dökülen hüzünlü gözyaşları Mısır’ı sular altında bırakmış anlaşılan. Dünkü haberlerinin tersine küçük ve nötr bir başlıkla verilmiş haber: “Mısır Bıçak Sırtında”. Ama nasıl bir bıçak sırtı belli değil.
Sol Gazetesi, askerin muhtırasını yüzüne çarpıp reddeden Mursi’nin ve milyonlarca Müslümanın itirazını es geçmiş. Küçük de olsa bir ümit peşinde. Belki darbe mümkün olur diye temenni ediyor. Bunun için sokak ve meydanlardaki Mısırlıları sadece ve sadece Mursi muhalifi sol-sosyalist, liberal ve ulusalcılardan ibaret sayıyor. Mısır’ın Müslüman halkını ve onlara öncülük eden İslami hareketleri yok sayarak, görmezden gelerek yol alabileceği hülyaları kuruyor. TKP’nin Sol gerçekçiliği, sosyalist ütopyacılığı işte böylesi bir çirkin zavallılığı işaretliyor.
ÖDP’nin BirGün’ü “Diktatörün Zor Günleri”nden bahsediyor ama muhtırası reddedilen ordunun ve orduya, ABD’ye, AB’ye güvenerek meydanlarda sergilediği şiddetle, saldırganlıkla siyaset ve toplumu vesayet altında tutabileceğini zanneden laik-Batıcı muhaliflerin tabansızlığı, gayrı meşruluğunu hiç anmıyor.
CHP’nin Yurt Gazetesi ise “Mısır’da İsyan Büyüyor, Çember Daralıyor” haberiyle diğerlerine oranla daha gerçekçi bir haberle çıkmış okurlarının karşısına. Hem Mursi’nin askeri muhtırayı reddeden tavrını hem de Mursi’yi destekleyen yüzbinlerin sokağa döküldüğünü haberleştiren Yurt’un bir gün önceki coşkusundan bir eser kalmamışsa da saçmalama ve perdelemede diğer sol-sosyalist yayın organları kadar kendini kaybetmemiş gözüküyor.
Askeri muhtıra ve darbelere, askeri cunta ve ABD-İsrail adına siyaset yapmaya muhalif pozları sergileyen sol-sosyalist ve Kemalistlerin durumu esasen böyle. Darbeyi ve darbecileri İslam ve Müslümanlara karşı her zaman sahiplenir, destekler hatta teşvik ederler.
Özelde Türkiye’deki genelde İslam coğrafyasındaki sol-sosyalist hareketler insan ve topluma saygılı, ahlak ve hukuka sadık değildir. İktidar aşkı gözünü kör etmiş bu ulusalcı sol-sosyalist hareketlerden ne kadar ve nereye kadar tutarlılık ve hakkaniyet beklenir sizce?