Türkiye'den, toplamda 300'e yakın sorunun gönderildiğini ifade eden Muhaysini, Tahriru'ş Şam Heyeti'nden ayrılma nedeni, Türkiye'nin İdlib'e olası müdahalesi ve Osmanlı hakkındaki birçok konuda görüşlerini açıkladı.
Suudi Arabistanlı ilim adamı, atalarının Osmanlı Devleti'ne bağlı Reşid Devleti'nden olduğunu söyledi.
Türkiye'nin İdlib'e olası müdahalesi
Türkiye'nin İdlib'e yönelik olası askeri müdahalesi hakkında yöneltilen bir soruya cevap veren Muhaysini, "Belde halkını ilgilendiren ileriye dönük meseleler hakkında konuşmak istemediğini" söyledi. Suriye'de bulunma nedenini mazlumlara yardım etmek şeklinde açıklayan ilim adamı, konu hakkında bölgedeki grupların söz sahibi olduğunu ifade etti.
"Bizleri, Suriye'ye 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen halkımızı savunmak için geldik. Bu yüzden kendimize şu yolu seçtik. Bu da belde halkını ilgilendiren ileriye dönük genel meseleler hakkında asla konuşmamaktır. Tıpkı Şeyh Abdullah Azzam, Komutan Hattap ve diğer cihat önderlerinin yaptığı gibi... İleriye dönük kararları belde halkına bırakmak. Suriye'de halkın acısını dindirmeye çalışan gruplar var. Allah'tan, Suriye kuzeyinde bulunan grup liderlerine Ehli Sünnet için hayırlı olanı ilham etmesini ve yönlendirmesini diliyorum"
'Soyumuz Osmanlı'ya bağlıydı'
Soyunun Suudi Arabistan'da bulunan Şemmar kabilesine dayandığını bildiren Muhaysini, bu kabilenin geçmişte Osmanlı Devletine bağlı Reşid Devleti'nin bir parçası olduğunu söyledi. Reşid Devleti'nin, "İngiliz destekli" olarak tanımladığı Suud Hanedanı'yla girdiği savaşın ardından yıkıldığını hatırlattı.
"Soyumuz Şemmar kabilesine dayanır, o da Tai kabilesinin bir uzantısıdır. Suudi Arabistan'ın Necd bölgesinde bulunan bu kabile (Şemmar) Osmanlı'ya bağlı Reşid Devleti'nin bir parçasıydı. Ancak bu Reşid Devleti, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz destekli Suud Hanedanı'nın saldırısıyla yıkıldı."
Suudi Arabistanlı davetçi, Osmanlı Devleti yıkıldığında beri İslam dünyasının parçalanma ve ayrılıklar içerisinde kaybolduğunu ifade etti.
Dr. Abdullah Muhaysi'nin Türkiye'den gelen soruları yanıtladı
'Hiçbir gruba düşman değilim'
Tahriru'ş Şam'dan ayrılma gerekçesinin çoğu kez sorulduğunu bildiren Abdullah Muhaysini, "Tahriru'ş Şam'a bütün grupların birleşmesini sağlamak amacıyla katıldığını ancak ayrılma nedeninin diğer gruplarla savaşılmasından kaynaklandığını" söyledi.
Suriye'ye geldiğinden beri birleştirici olmak amacıyla hiçbir gruba katılmak istemediğini belirten ilim adamı, Tahriru'ş Şam'dan ayrılmasının ardından yeniden bağımsız olarak çalışmalarına devam edeceğini dile getirdi.
"Suriye'ye geldiğimden beri tercihim ve kararım hiçbir gruba katılmamaktı. Sebebi ise grupları birleştirmeye çalışmak ve iç çatışmaya engel olmaktı. Birleşme zamanı geldiğinde bazı gruplar kabul etti, bazıları etmedi. Biz de birleşime (Tahriru'ş Şam) katıldık. Diğer grupların da HTŞ'ye katılıp birleşmenin tamamlanmasını umuyorduk. 7-8 ay boyunca HTŞ kaldık ta ki HTŞ ile Ahraru'ş Şam arasındaki savaşa kadar. Bu savaşa muvafık olmadım. Müslümanlar arasındaki hiçbir savaşa muvafık değilim. Müslüman kanını haram kabul ederim. Bu yüzden bağımsız olmaya karar verdim"
Tahriru'ş Şam'dan ayrılma gerekçesinin sızdırılan ses kayıtlarıyla ilgisi olmadığını söyleyen Muhaysini, "Suriye'deki hiçbir gruba düşmanlığım yoktur. Onları birleştirmek için çalışıyorum." dedi.
Kaynak: Mepa News