Ali İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit
Seçimden önce “öyle”, seçimden sonra “böyle”!
Seçimden önce, “Azizim, Süleyman Demirel de defalarca hatırlatmıştır, ‘Boş tencere iktidarı götürür’.. Yine ‘Mutfağın deviremeyeceği iktidar yoktur’ cümlesi de, hepimizin kabul ettiği bir gerçektir.”
Seçimden sonra şimdi tartışıyorlar: “Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur söylemi bir ezberden mi ibaret acaba?”
Şunu hiç akıllarına getirmiyorlar: “Mutfağın boş olduğu söylemi acaba bizim yalanımız mıydı? Vatandaş mutfağa bakıyor, mutfakta küçük sıkıntılar var ama. İddia ettikleri gibi tamamen boş da değil..” tespiti ile, yine tercihini “Yaparsa Erdoğan yapar. Düzeltirse Erdoğan düzeltir” diyerek aynı kişiden yana mı kullandı?
Seçimden önce sürekli tekrar yapıyorlardı: “Bu seçimde, ilk defa oy kullanacak 5 milyon seçmen var. Z kuşağının önünde durulamaz. Gençler, ilk defa oy kullanacak seçmen, bu iktidarı götürecek.”
Seçimden sonra söylem değişiyor: “Erdoğan’a seçimi kazandıranlar, ‘yeni seçmen’ler arasındaki yabancılar.”
Hani 5 milyon yeni seçmen, Erdoğan’ı götürecekti.
Şimdi tam aksini söylüyor, kazandıranın yeni seçmenler arasındaki vatandaşlığa geçenler olduğunu söylüyorlar.
Seçimden önce iddiaları şu idi: “Gençlerimiz akın akın yurtdışına gidiyor. Refah içinde yaşayan Avrupa ülkelerinde geleceklerini arıyorlar. Gençlerimiz Türkiye’den umutlarını kestiler.. Anlamıyor musunuz?”
Seçimden sonra, özellikle de yurtdışındaki sandıklarda Tayyip Erdoğan’ın, yurtiçinde aldığı oyların ortalamasının çok üstünde, % 60 oranında oy aldığını görünce, şunu söylüyorlar:
“Erdoğan, sığınmacılar ve yurtdışındakiler sayesinde kazandı!”
Sığınmacılar dedikleri de, topu topu 60 milyon seçmen içinde, 150 bin kişi..
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki oy farkı ise tamı tamamına 2.3 milyon. 150 bin vatandaşlığa geçen ve oy kullanma yaşındaki 150 bin kişi tümü ile Erdoğan’a oy verseler bile, yine seçimin sonucunu değiştirecek bir sayıları olmadığı apaçık ortada iken, “Sığınmacılar kazandırdı” diyebiliyorlar..
Seçimden önce (Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ile), “Hesap soracağız. Yurtdışına kaçacaklar, ama sevinmesinler, yurtdışından getirip yargılayacağız. Akit medyadan da hesap soracağız” diyorlar..
Seçimden sonra (Özellikle Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu’nun ağzından): “Seçimi kazanan Erdoğan’ın daha serinkanlı olaylara yaklaşması, sakin olması, her vatandaşa eşit mesafede açıklamalarını yapması gerekir..” diyorlar.
Seçimden önce, “Seçimi kaybedeceğine kesin gözü ile bakılan Erdoğan’ın, sonuçlar açıklandıktan sonra çıkartacağı maraza merak ediliyor. Erdoğan’ın, 21 yıllık iktidarından sonra, sandıkta kaybetse bile, koltuğu kolay kolay bırakmayacağı ve iç savaş dahi çıkabileceğinden endişe ediliyor” diyorlar.
Erdoğan’ın kazandığı, Kılıçdaroğlu’nun kesin bir mağlubiyet daha yaşadığı açıklandıktan sonra ise, tam da kavga çıkartacak şekilde: “Millet İttifakı kaybetmedi.. Seçimin meşru galibi Kılıçdaroğlu.. Erdoğan devlet imkânlarını kullanarak seçimi kazandı.”
Seçimden önce (Kılıçdaroğlu’nun ağzından), “Londra’ya gittim. Yatırımcılarla görüştüm. Seçim sonrasında Türkiye’ye 300 milyar dolar temiz para getireceğim.”
Seçim sonrasında, “Türkiye yabancıların yoğun taşınmaz alımlarına konu oluyor. 500 bin doları bastıran, bir taşınmaz sahibi olup, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alıyor. İşte Erdoğan’a seçimi kazandıranlar, taşınmaz alıp, vatandaşlığa geçenler” diyorlar. (Aslında bu şekilde vatandaşlık kazanımı, Ak Parti’den yıllar öncesinden bu yana kanunlarda var. Sadece Türkiye’nin kanunlarında değil, dünyanın hemen her ülkesinde, vatandaşlığa geçiş için benzer kurallar var.)
Seçimden önce (Ekrem İmamoğlu), “Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayımız.. Çok güçlü olarak geliyoruz. Seçim için en yoğun çalışan isimlerden birisi de göreceksiniz, ben olacağım.”
Seçimden sonra, “(Kemal Kılıçdaroğlu’nun değiştirilmesi gerektiğine gönderme yaparak), “Değişmez tek kural vardır, o da değişmenin zorunluluğudur.”
Seçimden önce, “21 yıllık süreçte ‘Yap-işlet-devret modeli ile yapılan tüm yolları, köprüleri devletleştireceğiz.. Zengin edilen müteahhitlerden hesap soracağız.”
Seçimden sonra: “Umarız ki, Erdoğan liyakat sahibi kişilerden bakanlarını seçer. Muhalefet partilerine ait belediye başkanlarından intikam almaya kalkmaz. Onlar hakkında soruşturma dosyaları açtırmaz.”
Seçimden önce, (özellikle Temel Karamollaoğlu’nun sözleri ile): “Seçimi Kılıçdaroğlu % 99.99 kazanacak..”
Seçimden sonra, “Erdoğan’ın seçimi kazanması sonrasında, meşru-gayri meşru tartışması, hızla artacak.”
Seçimden önce, “Anayasa Mahkemesi, siyasi iradenin boyunduruğuna girdi. HDP hakkında açılan dava, seçim öncesinde parti kapatma kararı çıkarılarak, Kürt seçmenin oy kullanması engellenecek. Güneydoğu’nun iradesi yok sayılacak. Meclise yansımayacak.”
Seçimden sonra, “Partiyi kapatsaydınız ya. Kapatmazsanız namertsiniz.”
Seçimden önce, “ 21 yıllık iktidarın son günleri.. Erdoğan’ı 14 Mayıs akşamı uğurlayacağız.”
Seçimden sonra.. “Erdoğan kaybederek kazandı.” (Ali Sirmen, Özdemir İnce, Ataol Behramoğlu’nun dilinden): “Seçimin meşru kazananı Kemal Kılıçdaroğlu. Seçimi kaybetmedik, sadece üzgünüz.”
Seçimden önce, özellikle Selahattin Demirtaş: “Güle güle Erdoğan. 14 Mayıs akşamı seni uğurlayacağız. Senden hesap soracağız.”
Seçimden sonra (Selahattin Demirtaş), “Günü geldiğinde, hepinize adil davranacağıma söz veriyorum!”
Seçimden önce (özellikle Ekrem İmamoğlu): “Belediye başkanı olduğum İstanbul’a da geleceğim. Şimdi çok daha önemli bir görevimiz var.. Anadolu’yu turluyorum. Cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi önemli bir görev için çalışmalara katılıyorum..”
Seçimden sonra, “Aylardır kızıma vakit ayıramıyordum. İlk fırsatta eşim Dilek ile Beren’in (kızı) voleybol maçına gittik, takımını alkışladık.”
Seçimden önce, (Mahmut Tanal), “Herkesin sorununu not ettik. Çözmek için geliyoruz.”
Seçimden sonra (Mahmut Tanal), “Oy verdiğiniz AKP yapsın. Engelleyen mi var?”
Seçimden önce, “Benim adım Kemal. Geliyorum.. Seçilmemizi engellemeye gücünüz yetmeyecek. ”
Seçimden sonra “”İktidarın devletin tüm imkânlarını kullanarak seçilmemizi engelledikleri açıktır.”
Seçimden önce, “Avrupa’nın da, ABD’nin de desteğini alarak, iktidara geliyoruz.”
Seçimden sonra, “Dış güçler, Erdoğan’ın galibiyetini kutladılar.”
Seçimden önce: “LGBTİ haktır. Kimse bizi engelleyemez. (Ramazan günü, Ramazan ayının kutsiyetini ayaklar altına almak amacı ile Ramazan ve sonrasındaki Şaban ayına gönderme yaparak ve iki erkeğin evlenebileceği imasında bulunarak) Ramazan ile Şaban’ın aşkına kimse engel olamaz. Her yerde olacağız. Kimse bizi engelleyemez.”
Seçim mağlubiyeti sonrasında (Çiğdem Anad’ın kaleminden): “LGBTİ+’lı bireyler ne yapmalı şimdi, vatandaşı oldukları yerde yaşama hakkı bulamıyorlarsa ölsünler mi?”