MUSİBETLER İNSANLIĞIMIZI HATIRLATMAK İÇİNDİR!
Bir kez daha deprem acısı yaşadık. Pek çok insanı kaybettik. Allah rahmet etsin. Pek çoğu evsiz barksız kaldı. Her zaman olduğu gibi acılarımızı paylaşıp, yaralarımızı birlikte sarmalıyız. Musibetler her zaman musibet olarak kalmaz. Unuttuğumuz pek çok şeyi yeniden hatırlamamızı sağlar. Örneğin insanlığımızı, insani sorumluluğumuzu yeniden hatırlatır bize. Politik kavgaların katılaştırdığı kalbimizin yeniden merhametle dolmasını sağlar. Açılan mesafeleri yakınlaştırır, bozulan safları yeniden dizer ve sıklaştırır. Acılar; insanlık bağımızı, kardeşlik bağımızı yeniden hatırlatır bize. Ekmeğimizi, aşımızı, merhametimizi, sevgimizi, insanlığımızı yeniden koşulsuzca paylaşıveririz. Paylaştıkça, kucaklaştıkça yeniden, yeniden insanlaşırız.
“Bir musibet, bin nasihatten evladır” derler eskiler. Musibetten insanlık dersi çıkartamayan, insanlıktan daha da uzaklaşanlar da var aramızda maalesef. İnternet sitelerinde Van depremi, “Hakkâri’nin, Diyarbakır’ın başına” diyen iki ayak üzerinde yürümekten başka insanlıktan nasibi olmayanlar da var aramızda. Faşist ideolojinin karanlık çukurunda insanlık dışı hezeyanlar kusanlar da var aramızda. İnsan yüreğini söküp atmış hayasızlar da var aramızda. Kürt olmanın her türlü musibeti uğramak için yeterli olduğunu düşünen alçaklar da var aramızda.
ATV’de program yapan Müge Anlı gibi faşist bir zavallı da var aramızda. Depremin ardından yaptığı programda “Allah da askerimize polisimize zeval vermesin. Onlara taş atanların da elleri kırılsın. Canımız istediğinde kuş avlar gibi taş atıyoruz. Dağlarda vuruyoruz. Sonra bir şey olunca da asker gelsin, polis gelsin diyoruz. Dengeleri kuralım. Zor günlerde canım cicim. Kuş avlar gibi avlamayalım bunları. O kadar kolay değil. Herkes haddini bilecek..." diyecek kadar zavallı biri de var aramızda. Faşizmin histerik, alçakça çığlıklarını kusuyordu ekranlardan. Yıkıntılar altında kalan onca bebekleri, kadınları, yaşlıları göremeyecek kadar vahşileşmek nasıl bir insanlık yitimidir?
ATV yöneticileri çıkıp özür dilemelidirler. Bu ırkçı, şovenist insanlık dışı hezeyanlar karşılıksız kalmamalıdır.
YUSUF TANRIVERDİ
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI