Müftülere Nikâh Kıyma Yetkisi ve CHP
Fadime Özkan / Star
AK Parti’nin önerisiyle TBMM’ye gelen ve müftülere nikâh kıyma yetkisi veren kanun teklifi, hararetli tartışmalara rağmen Genel Kuruldan geçerek yasalaştı.
Tasarı yasalaşıncaya kadar ülke, bir kez daha ve pek lüzumsuz şekilde laiklik tartışmalarına maruz bırakıldı.
CHP’nin iddiasına göre, müftülere nikâh yetkisi yüzünden laiklik bu kez kesin elden gidecek.
Ülke muhtemelen çağ dışına itilecek.
Kadınların kazanılmış kimi hakları gözlerinin yaşına bakılmaksızın geri alınacak.
Çocuk gelinlerde ve çokeşli evliliklerde büyük patlama olacak. Ve benzeri...
Bildiğimiz, bıkıp usandığımız ezber, evet.
Gerçek bir gerekçe, taze bir argüman üretme zahmetine katlanılmadan aynı kokuşmuş kalıp her seferinde kamuoyunun başından aşağı boca ediliyor ve kasti çarpıtmayı düzeltmek, ne yapıldığından önce ne yapılmadığını anlatmaya çalışmak da ayrıca yıldırıcı bir hal alıyor.
Üzücü olan ise on yıllardır “laiklik elden gidiyor” diye diye kimi melekeleri deforme edilmiş, algıları ve duygularıyla oynanmış bir küçük toplumsal kesimi yeniden ve yeniden temin etmek zorunda kalmak.
Bir parantez açıp açıkça söylemek gerek belki de artık:
Kötü muhalefet anlayışı yüzünden Cumhuriyet Halk Partisi, kendi tabanı başta olmak üzere toplum sağlığını giderek daha fazla bozuyor!
***
Meclis’te engelleyemediği yasayı AYM’ye götüreceğini açıkladı son olarak CHP.
Demek ki bu bahsi bir süre daha aynı böyle tartışacağız.
Bir özet/kılavuz olması açısından CHP’nin itirazlarını tasnif edip ardından gerçek durumu aktaracağım o yüzden.
CHP’ye göre;
Müftülere nikâh yetkisi verilmesi rejimle hesaplaşmak demek. Hukuk devleti ilkelerine de, kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı. Ayrıca devrim yasalarının değiştirilmemesi ve laikliği koruma ilkesini de ihlal anlamı taşıyor.
CHP’li kadınların ve bazı kadın derneklerinin itirazı ise düzenlemenin küçük yaşta evliliklere ve dini nikâhla yapılan çok eşli evliliklere yol açacağı yönünde.
Hal bu ki;
Müftü, devlet dışı bir alanın adamı değildir, devlet memurlarından biridir ve devletin verdiği bir yetkiyi kanunların çizdiği çerçevede yerine getirmekle yükümlüdür.
Bu nedenle müftünün kıyacağı nikâh, resmi nikâhtır.
“Müftü nikâhı” adlandırması da son derece yanlış ve kasti o yüzden.
Aksini iddia etmek kendini ve tabanını kandırmaya çalışmak demektir ve beyhudedir. Kanunu okuyan herkes hemen, nikâhını müftülükte kıydıran çiftler ise dünya evine girerken görecektir bu gerçeği.
Ne Medeni Kanunun düzenlediği evlenme koşullarında, ne nikâh töreninde bir değişiklik yapılıyor. Kadın ve erkek için nikâh şartları önceden her ne idiyse, yine o.
Dolayısıyla çocuk gelin ya da birden fazla evlilik de söz konusu değil. Bilakis resmi işlemden kaçınıp sadece “dini nikâh” kıydırarak böyle bir yola tevessül edecek olan varsa onların önünü kesen bir düzenleme bu.
Hemcinsleri için endişelendiklerini iddia eden kadın dernekleri de müsterih olmalıdır.
Bazı çiftler nikâh için belediyeye giderken bazıları müftülüğe gidecek, bu da toplumda bölünmeye yol açacak diye itiraz edenler ise bunun bölünme değil demokratik gelişme olduğunu görsünler bir zahmet. Bir devletin vatandaşlarına olabildiğince çok seçenek sunması gelişmiş bir demokrasiye sahip olduğunu gösterir sadece.
***
Aslında buna uyanmaya da başladı galiba CHP.
Üç CHP’li grup başkanvekili TBMM’ye bir kanun teklifi vererek mahalle muhtarlarına da nikâh kıyma yetkisi verilmesini istemişler. Madem köy muhtarları nikâh kıyabiliyor, şehirlerdeki mahalle muhtarları da kıysa ya diyerek.
Eh, üzerinde konuşmaya değer bir öneri. Gelecekse bunlarla gelmeli gündeme CHP.
Katkı olması bakımından ben de şu bilgiyi paylaşayım: TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun sadece yüzde 8’i köylerde yaşıyor. Yüzde 92’si il ve ilçelerde...