HAKSÖZ HABER
Kemal Kılıçdaroğlu’nun gafları bir dönem Türkiye’nin gündemindeydi. Zaman içerisinde farklı bir siyaset tarzı benimseyen Kılıçdaroğlu toplumdaki karşılığını yenilemeyi bir nebze başardı. Bunun siyaseten başarılı bir iş olduğunu ifade etmek gerekiyor!
Her seçimde kaybeden siyasi lider imajından sıyrılmak için kendisini geri çeken Kılıçdaroğlu artık Erdoğan’ı doğrudan hedef almama yoluna gitti. Zira Erdoğan-Kılıçdaroğlu mücadelesi olduğunda kazanan belliydi!
Birkaç senedir ise siyasetin değişen dinamikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçici olarak benimsediği siyasetten tarzından yavaş yavaş sıyrıldığını gösteriyor. Şimdilerde bir “Cumhurbaşkanı” edasıyla konuşan Kemal Kılıçdaroğlu belli ki 2023’e doğru kendisine yeni bir zemin inşa etmek istiyor.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu daha fazla görünür hale geldikçe falsolu noktalarda daha fazla görünmeye başlıyor. İşin özünde her zaman yapılması gereken buydu! Kılıçdaroğlu’nın iktidara yakın medya tarafından karikatürize edilmesi CHP’nin işine yaradı. Bunun yerine yapılması gereken Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına müsaade edilmesiydi. Konuştukça görüntüyü kaplayan cila da dökülecek ve ortaya bildiğimiz Kemal Kılıçdaroğlu çıkacaktı. Bunun örneğini mülteci meselesinde çok sık gördük zaten!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu sefer de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan ihalede yolsuzluk yapmak ile suçladı! Kılıçdaroğlu çok ciddi bir iddia olarak yolsuzluk ithamını ispat etmekle mükellef durumda şuan… Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu iddiaya karşı 250 bin TL'lik manevi tazminat davası açarak cevap verdi. Cumhurbaşkanının Avukatı Hüseyin Aydın'ın açıklamaları şöyle:
"Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki davalının konuşması sırasında göstermiş olduğu Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasını havi evrak ile peşkeş çekildiğini iddia ettiği ihale arasında hiçbir bağlantı bulunmamaktadır. Davalının göstermiş olduğu evrak 20 Mayıs 2019 tarihli olup Kuzey Marmara Otoyolu’na ilişkin 1 Temmuz 2016 tarihinde imzalanmış bulunan Uygulama Sözleşmesi’nin 27.2 maddesi uyarınca yapılması gereken bir işleme dair Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yetki verilmesinden ibarettir. İşbu belge, herhangi bir ihalenin yapılmasına veya herhangi bir ödemenin yapılmasına ilişkin değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir ihalenin herhangi bir şirkete verilmesine veya herhangi bir ödemenin yapılmasına dair bir imzası da söz konusu değildir. Davalının bahsetmiş olduğu 3 Nisan 2018 tarihli ihale ise Bursa Hızlı Tren ihalesi olup davalının buna ilişkin beyanları da tamamen gerçek dışıdır. Davalının dile getirmiş olduğu aynı ihalenin iki yıl sonra daha yüksek fiyata verildiği hususu gerçeği yansıtmamaktadır. Her iki ihale kapsamında yapılacak işler birbirinden farklıdır. 2018 yılında yapılmış olan ihale, Bursa- Yenişehir- Osmaneli güzergahında hızlı tren işine ilişkindir. Bu iş Yenişehir- Bursa arasındaki yaklaşık 56 kilometrelik kısımda yalnızca üst yapı işleri ve kalan yaklaşık 50 kilometrelik kısımda hem alt yapı hem üst yapı işlerinden oluşmaktadır. Yani toplamda 106 kilometrelik bir işe tekabül etmekte ve yaklaşık maliyeti 3 milyar 200 milyon Türk Lirası’na baliğ olmaktadır. Söz konusu ihale yasal gerekçelerle iptal edilmiştir."
Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında yayınladığı videoda kendisine belge yağdığını öne sürmüştü. Bu belgelerden bazılarını gösteren ancak içeriği ile bilgi paylaşmayan Kılıçdaroğlu, "Bugün bu belgelerden sadece bir tanesine şahit olmanız için davet ettim. 3 Nisan 2018. Bir açık ihale yapılır. Bu ihaleye 15 firma katılır. İhalenin bedeli 3 milyar 198 milyon 743 bin 127 lira. Ama kazanan firmaya bu ihale verilmez neden? Çünkü 5'li çeteden değil. Bu nedenle ihale iptal edilir ve aynı iş yeniden ihale edilir. 21 Ağustos 2020'de ihale açılır. Aynı iş bu kez 3 milyar 200 milyona değil 9 milyar 449 milyon 995 bin 834 liraya 5'li çeteye peşkeş çekilir. Saraydaki şahıs ne için imza atıyor anladınız mı?" sözleriyle 6 milyar liralık yolsuzluk iddiasını gündeme getirmişti.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "Cumhurbaşkanı ve Bakan ihaleye imza atmaz" diyerek iddiaları cevaplandırdı. İhalede ortaya çıkan fiyat farkını da izah etti:
Netice olarak Kemal Kılıçdaroğlu kendisine verilen belgeleri artık topluma açıklamak zorunda! Zira herkesin bildiği üzere müddei iddiasını ispatla mükelleftir!