Hamza Türkmen’in konuşmacılığını yaptığı konferans Özgür-Der Başakşehir Temsilciliğinin bu dönem ki son konferansıydı. Konuşmasına gençlik tanımlamasıyla başlayan Hamza Türkmen, gençliğin, ergenlikle birlikte biyolojik ve psikolojik açıdan çocukluktan kurtulma süreci olduğunu ve TÜİK’e göre toplumsallaşma sürecine adım atıldığı 14 ile 24 yaşları arasındaki döneme gençlik çağı denildiğini belirtti. Türkmen, Avrupa’da modernite ile birlikte, aydınlanmacı, kapitalist ve seküler bir zihniyetin ve anlayışın oluştuğunu ve vahiyden uzak bu anlayışın insanları bireyci, hazcı ve ahlaki açıdan hiçbir kaygı taşımayan bir hale dönüştürdüğünü ve bu tarz özgürlük anlayışının toplumda ve gençlik arasında yaygınlaştığını vurguladı. Bu hususa örnek olarak ta liselerde gençlere cinsellik dersleri verildiğini, yaz kamplarında ve gezilerde kızların ve erkeklerin yatakhanelerinin bir olduğunu ve eşcinselliğin yasallaştığını gösterdi ve 18 yaşına ulaşan gençlerin ailelerinden ayrıldığını ifade etti. Türkmen, Batı’nın, batı-dışı toplumlara da bunu yaygınlaştırmak istediğine dikkat çekti.
Türkmen, hayatın, batılı paradigmayla değil, vahyi ve sünneti temel alan bir anlayışla yorumlanması ve yaşanması gerektiğini vurguladı. Türkmen, anlam ve adalet arayışının gençlerin fıtri özelliklerinden olduğunu ve bu yüzden gençliğin hayatın anlamının en çok sorgulandığı, adalet arayışının en çok konuşulduğu, ve sorumluluk duygusunun en taze olduğu canlı ve hareketli yıllar olduğunu vurguladı. Türkmen, genç insanın iyiliğe/takvaya ve kötülüğe /fücra meyletme kapasitesi içinde ya fıtratındaki Rabbini birleme ve adalet potansiyelini açığa çıkarttığını ya da fıtratını yabancılaştıran bireyci, hazcı ve dünyevici çağrılara yöneldiğini söyledi. ’’Genç insanın fıtri özgürlükle ifsad edici özgürlük yani adaletle zulümat arasındaki seçimin yapacağını ya da her şeye kayıtsız ve kendini egemen kültürün akışına bırakmış bir çözülmüşlük içinde’’ olacağını belirten Hamza Türkmen gençliğin fıtratındaki tevhid ve adalete yönelmesine imkan sağlayacak öneriler bağlamında şu görüşleri dile getirdi.
‘’Gençliğe uygun ortamların oluşturulması gerekmektedir. Aile istişareleri bu konuda çok özel ve hayati bir öneme haizdir. Gençleri bu istişarelere katmalıyız. Aile içerisinde cemaatle namaz kılmaya çaba gösterilmedir. Gençlerin camiye gitmesi teşvik edilmelidir. Rüşt yaşına ererken, sorgulama yaparken onların eşitlikçi ve adaletçi duygularına cevap verilmesi lazımdır. Gençlere hedef gösterip projeler geliştirilmelidir. Sabikun ve şüheda nesli oluşturulmalıdır ve bunu yaparken de gençlere zemin ve imkan hazırlayacak işler yapılmalıdır. Gençlere rol modeller sunulmalıdır. Sahabe gençliğinden organizasyon yapabilme yeteneği olan Erkam, temsil ve tebliğ yeteneği olan Musab bin Umeyr, sadakat örneği Hz Ali, ilim ve enteellektüel açıdan örnek Hz.Aişe’nin hayatları gençlere anlatılmalıdır. Gençler okuma konusunda teşvik edilmeli bilgi ve tecrübe birikimi yükseltilmeli ve bilginin yanında tanıklığın, adabın ve üslubun önemsenip güzelleştirilmesi gerekmektedir.”
Türkmen, ayrıca gençliğe yönelik kurumların geliştirilmesi gerektiğini belirterek, Ekim 2012’de başlatılan İstanbul Küresel Formu gibi oluşumlarında milli kelepçelere hapsetmeden ve akademik bürokrasiye boğmadan yeniden canlandırılmasının altını çizdi.
Haber: Murat Yürükoğulları