“Modern Toplumda Nasil Bir Aile?”

Nehir Aydın Gökduman Diyarbakır’da “Modern Toplumda Nasil Bir Aile?” konulu bir sunum yaptı.

Daha çok çocuk edebiyatı üzerinde çalışmalarıyla öne çıkan Nehir Aydın Gökduman Diyarbakır Özgür’Der'de "Modern Toplumda Nasil Bir Aile?” konulu bir seminere katıldı. Program, Muhammed Ali Bars’ın okuduğu Kur’an tilavetiyle başladı. Zelal Şenyiğit’in yazar hakkında verdiği kısa bilginin ardından seminere geçildi.

PEYGAMBERLERLE BAŞLAYAN AİLE İMTİHANI

Aile ve buna bağlı tartışmaların bize özgü olmadığını; Hıristiyanlık ve Yahudilikte olduğu gibi diğer seküler çevrelerce de geçmişten bu yana tartışma konusu olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Gökduman, aile kavramanı önemseyen hiç kimsenin bu sorumluluktan beri olmadığını söyledi. Ciddi imtihana tutulduğumuz alanlardan biri olduğunu peygamberlerden örneklerle anlattı. Bu imtihana peygamberler dâhil herkesin dâhil olduğunu; ilk sınavdan Hz. Adem’in oğulları Habil ve Kabil arasındaki anlaşmazlıkla başladığını anımsattı. Benzer şekilde Hz. Nuh’un oğlu ve karısıyla, Hz. Yakup’un kardeşleri tarafından kuyuya atılan çocuğundan dolayı gözlerini kaybettiğini, Hz. İbrahim’in eşini çölün ortasına bırakmak zorunda kaldığını, Hz. İbrahim’in çok sevdiği oğlunu kurban etme sınavından geçtiğini, Hz. Muhammed’in vefat eden çocuklarını kendi elleriyle toprağa gömdüğünü söyledi. Bu ağır imtihanlara rağmen isyan etmediklerini, rablerine küsmediklerini bunun bizler için güzel örnekler olduğuna dikkat çekti.

MODERN AİLENİN ORTAYA ÇIKIŞI

Aile kavramının yozlaşmasının nedenlerinin son yüz yılda aranması gerektiğini dile getiren Gökduman, modernizmin bize nasıl sirayet ettiğinin köklerine baktığımızda kilisenin ve feodalitenin baskısı altında inleyen halkın arayışı olarak ortaya çıktığını ve zamanla dünyaya yayıldığını belirtti. Osmanlının çöküşüyle, Fransız ihtilaliyle, rönesanstaki reformlarla Batı’nın kendisini ayağa kaldırıp laiklik dediği yönetim biçimiyle kiliseyi kendisinden ayırıp tamamen dünyevileştiği bir dünya kurulduğuna işaret etti. Ruhban sınıfına ait bir din algısına sahip, dinleri tahrif edilmiş, kanlı mezhep savaşlarına sahne olmuş, kilisenin otoriter baskısı altında inleyen Batı’nın ya da Hıristiyan dünyasının dinden uzaklaşma çabasının bir yere kadar anlaşılabileceğini ifade eden konuşmacı,  İslam toplumlarına, Müslümanlara uymadığını örneklerle anlattı. Bunun beraberinde getirdiği çürüme ve yozlaşmaya dikkat çekti. Batı’daki aile yapısının geldiği noktanın vahim olduğunu; aile yapısının ortadan kalktığını bu anlayışın modernizm ve çağdaşlık adına Müslüman toplumlara dayatıldığını anımsatarak, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

DİZİLER VE SOSYAL MEDYA AİLEYİ ÇÜRÜTÜYOR

Batılılaşmanın en çok aileyi etkilediğini, toplumun yapısının ve özellikle ailenin dönüştürülmeye çalışıldığını ve buna karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısı yapan Gökduman, bu çözülmeyi, “bireycilik”, “bana necilik” ve “tüketim” alt başlıkları altında açtı. Ben, benim hayatım, benim yaşamım gibi gizemli sözcüklerle benciliğin yaygınlaştırıldığı, bunun aynı zamanda Allah’a isyan anlamına geleceğinin unutulmaması gerektiğini belirtti. Kur’an’da biz dendiğinin altını çizdi. Ben anlayışının egoyu şişirdiğini ve bu ben merkezli anlayışın bencil ve sorumsuz insanlar anlamına geleceğini söyledi. Konuşmacının dikkat çektiği bir diğer hususta sosyal medya, diziler ve bunların aile üzerindeki etkileri oldu. Bana necilik ve tüketim çılgınlığına dikkat çeken konuşmacı, çocuklarımızı başarıya odaklamak yerine maneviyata odaklamanın önemi üzerinde durdu. Eşlerin birbirlerinin rakipleri değil tamamlayıcıları olduklarının altını çizdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi