Şimdilerde Planking adı verilen, spora ilişkinmiş gibi duran hareketler gündemde. Kelime olarak “kalaslar” anlamına gelen Planking, uygulamada “yüzükoyun yatmak” fiiline karşılık geliyor. Herhangi bir yerde, mümkünse en münasebetsiz yerlerde yüzükoyun yatan insanlar, hareketlerini fotoğraflayıp internet üzerinden dünya ile paylaşıyorlar. Metroda, tuvalette, çatıda, iki direk arasında, dağda, tepede, bayırda, tren raylarında, mutfak rafında, uçak motorunda, suyun içinde, basketbol potasının üzerinde yüzükoyun yatarak bekliyor insanlar. Bu hareketin sınırı zekâ ile doğru orantılı ve gençler bu sınırı zorlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Sosyal paylaşım sitelerinde on binlerce taraftar çeken Planking grupları hızla büyüyor. Avustralya’da başlayıp tüm dünyaya yayılan Planking, ilk kurbanını da aynı ülkeden aldı. 20 yaşındaki Acton Beale, balkonda Planking yaparken düşüp hayatını kaybetti. Sonrasında yine Avustralya’da, hareket halindeki arabanın üzerinde yüzüstü yatmaya çalışan Simon Hallam, araçtan düşerek ağır yaralandı. Türkiye’ye de sıçrayan Planking, ilk olarak “İnternetime Dokunma” eyleminde görüntülenmişti.
Yüzükoyun yatan çocukların büyük bir kısmı başkalarının düşüncelerini önemsemediklerini, içlerinden geldiği gibi davrandıklarını, dünyaya başkaldırdıklarını söylemeye çalışıyorlar aslında. Mesele, bir grup çocuğun yahut gencin olduk olmadık yerde yüzüstü yatması değil. Sorun, modern insanın büyük boşluklar bırakarak yaşadığı hayatını anlamlı bir şekilde dolduramaması.
Teknoloji, hayatımızda köklü değişikliklere neden oluyor. İngilizceye her sene beş bin yeni kelime ekleniyor ve bu sözcüklerin büyük çoğunluğu teknolojiye ilişkin. İnteraktif dünya, kendi dilini yarattı, evrilen bu dil giderek hepimizi kuşatıyor. Her şeyi aç kurt gibi tüketiyor modern insan. Psikolojik ve ahlaki hedonizmin sınırlarını zorlayan yeni teknonesillerin duvara toslaması an meselesi. İşte o gün, şarjlarının bitip, hard disklerinin dolduğu, boğazlarına kadar virüslere battıkları gün bir simülâsyonun içinde debelendiklerini ve hayatla hiç alakalarının olmadıklarını görecekler.
İnsanoğlunun boş vakitleri üzerinde manipülatif rol oynayan interaktif aygıtlar, gençlik üzerindeki en etkin unsur haline geldiler. Tamamen yapay bir zemin üzerine, uçucu, değişebilir ve öznellik üzerine kurgulanan bu sistem içerisindeki gençler de reflekslerini, düşüncelerini bu sanallık üzerine inşa ediyorlar. İçinde bulunduğumuz zamanlarda, Flash Mob, Planking’in dışında daha pek çok köpükten ibaret olan zekâ ürünü post modern organizasyonla karşılaşabiliriz. Hayatlarını statüleri, sosyal paylaşım ağlarındaki takipçileri, reytingleri, imajları paralelinde inşa eden teknonesil, kapitalizmin çarkına kürdan bile sokamadan, bir emekçinin alın terini silemeden, içinden gelerek bir marşı bağırarak söyleyemeden, emperyalist emeller uğruna ateşe verilen dünyaya bir gram su dökemeden kendi anlamsızlıklarında yok olacak ve hayatın geri dönüşüm kutusunda hatırlanmayı bekleyecekler.
Not: Konuyla ilgili paralel bir yazı, “Bir ‘Meczup Oluşumu’ Olarak: Flash Mob”: http://haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=15551