HAKSÖZ HABER
Almanya’nın Neuss şehrinde İslami çalışmalarını sürdüren İrşad Kitabevi’nin bu haftaki konuğu Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’ydı. Fahrettin Sönmez sunuş konuşmasında küresel ifsadın farklı formlarda kendisini görünür kıldığına dikkat çekerken ifsada karşı mücadelenin imani bir sorumluluk olduğunu kaydetti.
“İnsanlık tarihi boyunca var olan ifsada karşı mücadele eden, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ahlaklı ve erdemli insanlar hep var olmuştur. Resuller ve öncü şahsiyetlerin gayret ve çabaları genellikle bu hattı oluşturmanın mücadelesi ile geçmiştir. Bu hat sayesinde ifsada karşı ıslah ekolunu ve anlayışını toplumlara örneklik sunan bir miras bırakmışlardır. İfsad edenlere karşı mücadele, Kur’an ve hadislerde, insanlığın barış ve huzurunu korumak için önemli bir görev olarak sunulmuştur. İslam dininde kötülükten sakındırmak, iyiliği teşvik etmek, adalet ve merhamet gibi yüksek değerleri yaymak esastır. Bu ilke ve duruşta insanlık tarihi kadar eski olup, birçok ayet ve hadisle desteklenmektedir.”
Rıdvan Kaya, modern dünyanın dayattığı ifsada karşı Müslümanların birliktelik şuuru içerisinde hareket ederek varlık gösterebileceğini ifade etti.
“Yaşadığımız dünyada atmosfere genel bir huzursuzluk havası hakim. İnsanlar gergin ve çoğu zaman huzursuz. Ancak bu mutsuzluk hayat şartları itibariyle geçim sıkıntısı yaşayan, sahip olmak istedikleri şeylerin eksikliğini hisseden insanların yaşadıklarına benzer bir huzursuzluk değil. Nitekim iş, para, sağlık, ev, araba, vs. imkânları açısından bir eksikliği olmayanları da kapsayan bir huzursuzluk söz konusu. Bu durumun en temel sebebi insanların Allah’ı zikretmekten onu hatırlamaktan ona ibadetten uzaklaşmasıdır. Oysa insanlar mükemmel varlıklar değildir, eksiklerle zaaflarla maluldürler. Birbirlerinin desteğine ve uyarılmaya muhtaçtırlar. Ancak ne yazık ki insanlar özgür olmayı kimseye muhtaç olmamak şeklinde tanımlıyor muhtaç olmayı ise zaaf olarak algılıyorlar!”
Sorunun kaynağını doğru tanımlama gereğine dikkat çeken Kaya bu yapıldığı vakit çözüme dair adımların da daha net bir şekilde atılabileceğine işaret etti.
“Modern zamanlarda ilişkiler kırılgan hale geliyor dostlukları zayıflıyor, aile sarsılıyor… Modern hayat tarzının beslediği istiğna duygusu ve tahammülsüzlük belirleyici hale geliyor. Bireyci hayat felsefesi de insanlarda sorumluluk bilincini zayıflatıyor. Soruna dair çerçeve çizerken ifsadın ölçeğini ve dayatılan yaşam şeklini doğru bir şekilde tanımlamak zorundayız. İman eden insanlar içinse çözüm nettir. Yaşadığımız her türlü ihtilafı Allah’a ve Resulüne götürmek ve vahyin hükmünü gönül rahatlığıyla içselleştirmekle mükellefiz. Müminler için dostluğun düşmanlığın, mümkün ile imkânsızın ölçüsü Allah’ın rızasıdır. “
Gazze direnişi dair son gelişmeler konuşulduktan sonra program soru-cevap kısmıyla sona erdi.