“Modern Dünyada Tesettür” Paneli Yapıldı

Özgür-Der Muş Temsilciliğinin bu haftaki (1.12.2018) konukları Sabiha Ateş Alpat ve Hülya Şekerci idi.

Moderatörlüğünü Zeliha Kartal’ın yaptığı oturum öncesinde Kur’an tilaveti ve Muş Özgür-Der Temsilcisi Erdal Eker’in modern cahiliyeye karşı mücadeleyi vurgulayan kısa konuşması yer aldı.  Panelde Sabiha Ateş Alpat, amelin, hayatı yaşarken yapılan her işin adı olduğunu, her amelin/işin Allah tarafından kabul edilmeyeceğini belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: İnsanlık tarihinin her döneminde ilahi çağrıyı ileten peygamberler gönderilmiştir.  Bütün Peygamberlerin görevi insanları tevhide davet etmek bu konuda da canlı şahitlik yapmalarıdır. La ilahe illa Allah sözüyle özetlenen tevhid bir hayat şeklidir ve insandan istenen de gönderilen hükümler doğrultusunda yaşamaktır. Bunun adına" kulluk" diyor Kur’an...

Allah'tan gelen son mesaj  tüm çağları kuşatan  ve her çağa hitap eden özelliğe sahiptir. Tüm çağlara hitap ettiğinden müminler hangi çağda yaşarsa yaşasınlar emirleri gerektiği gibi ifa etmek,şahitlik görevlerine helal getirmemekle mükelleftirler . Şunu da ifade edelim ki her ibadetin taşıdığı bir ruh  ve bir mesajı vardır. Bağlamından çıkarıldığında o ibadet fasit olur ibadet olmaktan çıkar.Bir kez daha ifade edelim ki Modern çağda yaşamak Allah'ın emirlerinin eğilip bükülmesinin mazereti olamaz.Tesettür emri emredildiği günden bu yana belki de hiç nu kadar mesajından,ruhundan ,bağlamından koparılmamıştı.Niçin? Bana göre üç sebebi var.

Tevhid bilincinin olmaması,iman zafiyeti. "De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!"(bakara:93).İhlassızlık,samimiyetimizi kaybettik.Derdi Allah rızası olan ibadetleri bağlamından nasıl çıkarır ki. Zümer suresinde dinin Allah'a has kılınması emredilmişken. Fatiha da her gün "Biz yalnız Sana kulluk ederiz" ikrarını  tekrar edip dururken.. Bir de İmtihan bilincinin  azlığı.Sadece zor şartlar değil rahat ortamlarda bizim imtihanımızdır. 28 şubatta var olan ruh rahat ortamlarda kayboldu. Adeta tesettür ruhuna Fatiha okundu.

Tesettür  sadece giyim değildir giyim tesettürün  sadece bir parçasıdır.Ve kadın erkek tüm müminlerin muhatap olduğu bir emirdir.Tesettür nedir

1: Öncelikle takva elbisesi giyinilmelidir. Çünkü takva ile olmayınca ne giydiğiniz çok da önem arz etmeyecektir.A'raf 26: Ey insanoğulları, size ayıp yerlerinizi örtecek ve süslenmenizi sağlayacak elbiseler gönderdik. Takva elbisesi bunlardan daha hayırlıdır. Bu Allah'ın ayetlerinden biridir. Ola ki, düşünüp ders alırlar."

2:Bakmak tesettürün bir parçasıdır Nur suresi 30 ve 31...

3:Konuşmak tesettürün bir parçasıdır Nur 19 ve ahzap 32

4:yürümek tesettürün bir parçasıdır isra 37 ve ahzap 33

5:giyinmek tesettürün bir parçasıdır Ahzap 59 ve  araf 26

Davetkar yürüyüşler,konuşmalar hal ve tavırlar varsa üzerinizde 9 kat çarşaf olsa hicap emrini ifa etmiş olmazsınız. Şekilleri değişse de ölçüleri değişmez tesettürün. Modern dünyada yaşıyoruz diye tesettürümüzü modernizme kurban edemeyiz.

Ardından söz alan Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Hülya Şekerci, başörtüsünün Rabbimizin Müslüman hanımlara kesin emri olduğunu, oysa yakın geçmişte başörtüsünün kesin emir olmadığını anlatanlar olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nur Suresi 31. ayette başörtüsünün bağlanma şekli ile beraber çok net, açık kesin bir emir olduğunu görüyoruz. Başörtüsü konusu her ne kadar yeniymiş gibi gösterilse de kadim bir evveliyatının olduğu vurgulandı. Yahudilerde, Hristiyanlarda kadınların örtülü olduklarını, Aristokrat hanımların örtüsüz çıkmadığını halen rahibelerin örtüsünde de görüldüğü gibi. Zannedilenin aksine açıklığın tarihinin çok daha yeni olduğu, modern dayatmanın eseri olarak, çağdaşlık adına moda haline getirildiği anlatıldı. Dolayısı ile başörtüsü ayeti İslam’la gelmiş bir ayet değil, bilakis bu konu ile ilgili bozulmalardan dolayı

Neden başörtüsü örtülür?

1) Kadının incitilmemesi için

2) Kadının tanınması için

İncitilmemesi olayı, kadının evi dışındaki tüm olumsuz dış etkenlerden korunması(yabancıların bakışından, rahatsız edici, rencide edici davranışlardan korunmak için ). Tanınması demek de Müslüman kadının "kimliği" ile tanınması. Tesettürlü bir hanımefendi sokağa çıktığında ‘Ben Müslümanım.’ diye tebliğ ediyor. Başörtüsü Allah'ı, İslam’ı, İslam’ın emirlerini, doğruları, ahlaksızlığa karşı durmayı hatırlatır. İşte bu önemli hatırlatmaları imajınızla verdiğiniz için yasakçılar bu kimliğe karşı mücadele ediyor. "Başörtüsü kimliğimizdir". Bu kimlik bizi birçok şeyden korur.  Başörtüsü İslami kimliği temsil ettiği için, kişi üzerinde bir otokontrol oluşturur.  Ve örtü kişiyi aslında özgürleştirir. Açık kadın topluma kadın kimliği ile katıldığı için cinsiyet ön plana çıkar. Oysa Müslüman bir kadın örtüsü ile, önce kadın değil inanmış Müslüman olarak topluma katılıyor.  İslam başörtüsü ile bitmez. Nur Suresi 31. ayette gözlerimizi, bakışımızı da korumamız isteniyor. Namahreme karşı seslerin inceltilip kulağa çekici bir tarzda konuşulması da tesettüre terstir. Ayakkabıların çok dikkat çekecek şekilde sesli vücut da bununla uyumlu cazibeli hale geliyorsa tesettüre bağdaşmaz. Her halimizle teşhirden uzak olmalıyız.   Bütün bunlarla beraber ve asıl önemlisi "Takva örtüsü" dür. Takva Allah'a karşı sorumluluk bilincinde olmaktır.  Örtüde takva bilincine sahip olmak gerekir. Şekil ve öz arasında bir ilişki vardır, bu ilişkiye dikkat etmeliyiz.”

Son zamanlarda genç kızların örtünme emrini yerine getirme konusunda yaşadığı sıkıntıların  bilgisizlikten kaynaklanmadığını söyleyen Şekerci, batı yaşam tarzına karşı  aşağılık kompleksinin etkisine dikkat çekti. Gençlerin örtünmenin sınırlarının nasıl olduğunu bildiklerini ancak modern kültürün nefsi kışkırtan gösteri kültürüne yenik düştüğünü belirten konuşmacı, “takva giysisi”nin önemine dikkat çekti.

Bu nedenle gençlerin tesettüre girmelerinde yaşadıkları sıkıntıyı göz ardı ederek hikmetsiz ve şekilci yaklaşımların faydalı olamayacağını söyleyen Şekerci, örtünmenin kimlik boyutuna dikkat çekti. “Cilbap” ayetinde örtünmenin incitici bakışlardan korumasının yanında kadının İslami kimliğini ortaya çıkardığını söyleyen konuşmacı örtünmenin modernizme, tüketim kültürüne, yozlaşma ve fesada karşı bir kalkan fonksiyonunu taşıdığını vurguladı.

Panel  moderatörü Zeliha Kartal’da başörtüsünün yasaklandığı süreçten günümüze yaşanan değer kaybının önüne gegçilmesi için özellikle genç kızların kıyafet ve kimlik arasındaki tutarlılığa dikkat etmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

Seminer her iki konuşmacının soruları cevaplandırması ile sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi