“Modern Batının Bunalımı ve Kur’an’ın Çağımıza Mesajı”

Araştırmacı yazar Ramazan Yazçiçek Van Merkez İmam Hatip Lisesi konferans salonunda “Modern Batının Bunalımı ve Kur’an’ın Çağımıza Mesajı” başlıklı bir sunum yaptı.

Program  Merkez İmam Hatip Proje ve Fen  Lisesi  Müdürü Söleyman YAVUZER’in sunumuyla başladı. YAVUZER ; Okulumuzda her hafta cumartesi saat 10.00’da birbirinden değerli misafirlerin ağırlandığını beyan ederek sözü Ramazan YAZÇİÇEK Hocamıza verdi.

Ramazan YAZÇİÇEK ;  katılımın yoğun olduğu konferansta özetle şunları söyledi . Sebat ve sabırla ilim öğrenilir,  taşın çocuğu olanları  Allah  İbn Hâcer el-Askalanî kılıyor.  İbn Hâcer yüzlerce eser yazdı. Yazdığı eserlerin sayısı hakkındaki kayıtlar ve rakamlar muhteliftir. Verilen rakamlar 150-300 arasındadır. Aslen Filistin’li olan  İbn Hâcer ‘in Hayatı irdelenmeli  ve örnek alınmalıdır. Bu gün Askalan  (Filistin’de bir yer) ve  Bağdat işgal altındadır. İşgalciler ise batılı emperyalistlerdir.  İslam coğrafyasındaki  yıkım ve işgallerin batının bunalımının bir sonucu olduğunu belirterek batının yıkıcı yüzünü  ABD-AB  ve Siyonist İsrail eliyle filistinde ve islam coğrafyasında yarım asrı geçen bir yıkımın ve işgalin fotoğrafıdır,  şeklinde konuştu.

Modernleşme kültürel yabancılaşmadır;

Konuşmamda öncelikle temel bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Modern düşünce ve yaşam tarzı, insanlık için bugün tek kelimeyle bunalım üretmektedir. Diğer taraftan insanlık İslam ile yeni bir başlangıca gebedir. Dün olduğu gibi bugünde de İslam, insanlığın kurtuluşunun yegane reçetesidir. İnsanlık, islam’ın tarih sahnesine yeniden dönmesinin sancılarını çekmektedir.

Kuran’ın ifadesiyle, Allah’ın hükmünün dışında yaşama dair aranan çözümler, “Cahiliye”dir. Ve İslam’ın dışında güdülen her bir dava cahiliye davasıdır.

Modern dünyanın tükenişi aynı zamanda batını tükenişidir. Bugün insanlık modernliğin kuşatması altında bu kuşatmanın akşamdan sabaha olmadığını bilmek zorundayız.

Dünyevileşme ,  tüketim kültürü ve popülizm , modern dünyanın ifsad serüveninin önemli sac ayaklarıdır. Kuran da bildirilen güç odakları vardır;  firavun (hegemon güç), Karun (sermayedar), bel’am (bilgici) temsil etmektedir.  İnsanlık ,  tarih boyunca hak – batıl mücadelesini hep bu güç odakları ekseninde yaşamıştır. Paylaşımlarımızın da bu bütünlük zemininde düşünülmesi gerekmektedir.

Dünyevileşme çağın vebası olarak bireyden aileye doğru ifsad etmeye devam etmektedir.  Değerler çözülmekte imarın yerini  ifsad,  inşanın yerini ise tahrip almaktadır. Kuranın tabiri ile  “ ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak “  tam da bu durumu izah etmektedir.  Bu bozmanın diğer adı , yeryüzünde ortalığı fesada vermektir. Allah Rasulü (sav), “altın ve gümüşe (dünya malına) kul olanlar mahvolmuştur.” Diye buyurmaktadır.

Gelir dağılımında sefaleti yaşayan günümüz toplumlarına televole-pop kültürü dayatması , psikolojileri bozan önemli bir unsurdur. Spor adına yapılanlar ise daha bir içler acısı… futbol-putubol- bir çılgınlık arenasına dönüşmüştür.

Modern dünyanın yaşadığı düşünsel  bunalımın nedenlerini bilme zarureti vardır.

Modern dünyanın yaşadığı düşünsel   bunalımın nedenlerini bilme zarureti vardır. Bunalımın seyir haritasında diyebileceğimiz serüveni bilmek ,  öncelikle antik aydınlanma , reformlar ve Rönesans kaynaklı talepleri bilmekle mümkündür. Modernizm,  rasyonalizm , hümanizm, bireyselleşme , küreselleşme , ateizm ve de deist taleplidir. Bu kısaca şu demektir : hayatı , varlığı Allah merkezli görmeyip , madde , eşya , insan merkezli görmek ; farklı bir ifadeyle bu , anlamdan soyutlanmış Allah(sız)  bir varlık, Allah(sız)  bir hayat telakkisi , tasavvuru demektir.

Türk aydını , batılı anlamda (!)  bile “aydınlanma “ fikrini kavrayabilmiş değildir. Kant, aydınlanmayı “insanoğlunun rüştüne ermesi, yani  kendi aklını kullanmaya cüret etmesi “ olarak tanımlıyordu. Fert ve toplum olarak (kavim) kendi aklını kullanmak! Aydınlanmanın kendi tanımı budur. Türk aydını ise batı aklını kullanmaya aydınlanma diyor.”

Huntington’ın “ medeniyetler çatışması  dünya barışının karşısındaki en büyük tehlikedir. Ve medeniyetlere bağlı uluslar arası düzen bir dünya savaşına karşı en büyük güvencedir.” Diye özetlediği  tezi , doğru okunduğunda görülecektir ki , “ uluslar arası düzen “ denilen yeni dünya düzeninin kriterleri hem medeniyetler çatışmasının müsebbibi hem de mütereddidi olan batı tarafından belirlenmektedir.

İdlib te eset  zalimi tarafından kimyasal gazla katledilen çocuklar, bebekler, bugüne ertelenen hesaplar üzerinden katledildiler. 3 yaşındaki Suriyeli bebek aylan kurdinin cesedi sahile vurdu. Sahile vuran bir bebek cesedi miydi sizce, yoksa denizin bebek cesetlerinde kirlerini dışarı attığı insanlığımız mı ?  Modern dünya bir bebek cesedinde kıyıya vuruyor. Ya enkaz altında kalıpta bulunamayan cesetler, parçalanarak toza dumana karışan insan uzuvları ..! Aman ALLAHIM .. herhangi bir şeyden bahseder gibi bahsetmek bile iliklerime kadar titretiyor beni !  Mensubu olduğum insanlığımdan utanıyorum!

Modernleşmenin  ve küreselleşmenin  özünde bir “ sömürgeleştirme” olduğu unutmamak gerek. Kapitalizme karşı çıkarken küresel  emperyalizme karşı çıkmamak anlaşılır gibi değil!

Ramazan YAZÇİÇEK  hocamız kurandan alıntı yaparak sürdürdüğü verimli sunumunun sonunda soru cevap faslı ile noktaladı.

Programın sonunda  Merkez İmam Hatip Lisesi karşısında bulunan Özgür Der Van Şubesi’nin açmış olduğu  kitap kafe ye ziyarette bulunan Ramazan YAZÇİÇEK  keyifli  bir muhabbet ile programını sonlandırdı.

HABER: ERCAN BOZKURT  

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi