Yasin Hayal Trabzon'daki McDonalds şubesinde bomba patlattığı için 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış, ancak cezaevinde geçirdiği 11 aylık süre göz önüne alınarak dosya Yargıtay'da vakit geçirirken sanığın da açık havada dolaşması uygun görülmüştü.
Düşünün, ortada 6 kişinin yaralandığı bombalı bir olay var ama mahkeme sanığın salıverilmesine karar veriyor.
Bu salıverilme hikayesinin nedenini de bulup yazmıştım.
Çünkü, Hayal'in avukatları bombalama eylemine ilişkin bir Yargıtay kararını emsal göstermişlerdi. Mahkeme de bu "emsal"in üzerine olayda yaralananların şikayetlerini geri almasını, sanığın sabit ikametgah sahibi olmasını ve duruşmalarda sergilediği iyi hali de koyarak "tutuksuz yargılama" kararı almıştı.
Yasin Hayal'e Trabzon 1.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kesilen 6 yıl 6 ay hapis cezasının dökümü şöyleydi:
Patlayıcı madde imal etmek suçundan 3 yıl 4 ay.
Patlayıcı atmak suçundan 10 ay.
Mala zarar vermek suçundan 10 ay.
6 kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan 20 ay.
Yargıtay 3 yıl 4 aylık cezayı onamış, diğer cezalar için sanığın yeniden yargılanmasına karar vermişti.
Yargıtay bozma kararında, olayda yaralanan 6 mağdur için verilen toplam 20 ay hapis cezasına itiraz ederek her mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiğini belirtiyordu.
Nihayet geldik birkaç gün önce Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden çıkan yeni karara.
Buradan çıkan cezaların dökümü de şöyle:
"Kişilerde korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak" suçundan 10 ay.
"Zarar ve ızrar" suçundan 10 ay.
Olayda yaralanan 6 kişiden her biri için 3 ay 10 gün.
Gördüğünüz gibi böylece Yargıtay'ın gönlü yapılmış oluyor.
Önceki kararda 6 kişi için toplam 20 ay hapis cezası kesilmişken, bugün her kişi için 3 ay 10 gün olmak üzere toplam 20 ay.
Kolay hesap doğrusu. 20/6= 3 ay 10 gün.
Sonuca gelecek olursak:
Demek ki bu memlekette özellikle küçük yaşta insanların toplandığı bir köfteci dükkanına bomba atmak suçunun cezası bundan ibaret. Bomba atılmış, 6 kişi yaralanmış, Allah korumuş kimse ölmemiş ve cezası bu kadar.
Tam de "model ortaklık"a uygun bir suç ve ceza dengesi doğrusu…
Demek "kişilerde korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak" suçunun bu memlekette karşılaştığı ceza "10 ay"cık.
Olayda yaralanan her kişi için kesilen ceza ise "3 ay 10 gün"cük sadece.
Sanki mahkeme heyeti "Siz de köfteciye gitmeyip karnınızı evde doyursaydınız" diye akıl yürütmüş.
Oysa besbelli ki bu eylemin adı dünyada "terör eylemi" olarak geçiyor. Terörizm-terör eyleminin tarifi tam da bu, yani "sivil halka" yönelik bombalı vs saldırılar değil mi? "Tedhiş" yani eskilerin deyişiyle.
Sizi bilmem ama benim fikrim şöyle:
Bu kararda karşımıza çıkan suç ve ceza dengesinin ne "model ortaklık"a ne de en basitinden vatandaşlarının güvenliğini gözeten bir ceza hukuku ile bağdaşması imkansızdır.
Bu suç ve ceza dengesi çerçevesinde mi vatandaşların güvenliği sağlanacak? İnsanların çocuklarını yanlarına alarak güven içinde köftecinin yolunu tutmaları bu dengenin üzerine mi inşa edilecek? Kimse bu dengeyi kabul edebileceğimizi, bir "terör" eylemine ilişkin kesilen bu mini minnacık cezalarla kendimizi huzur içinde hissedebileceğimizi sanmasın. Üşenmesem bu kararın altına bu ülkede kimin hangi eylemden dolayı ne kadar hapis cezasına çarptırıldığına ilişkin örnekler de eklemek isterim ama gerek yok çünkü farkındasınız.
YENİ ŞAFAK