BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Yüksek Müzakere Komitesi (YMK) üyeleri ile Pazartesi günü BM ofisinde buluşmasının ardından görüşmelerin nesmen başladığını duyurdu ve şu sözleri sarf etti:
"Muhalefetin buraya gelmesi Suriye görüşmelerinin resmen başladığı anlamına geliyor. Resmî olarak başlıyoruz. Yarın rejimi de dinleyeceğim. Suriye halkı sahadaki durumda ilerlemeler görmeyi hak ediyor. Muhalefetin talepleri meşru. Görüşmelerin en acil hedefi devamlılığını sağlamak ve herkesin görüşmelerde kalması, ayrılmaması. Tutuklu çocuk ve kadınların listesini isterdim. Bu konu farklı şeyler olduğunu göstermenin bir yolu."
Mistura, Ceyşül İslam'ndan (İslam Ordusu) Muhammed Alluş'un başmüzakereci olması talebine ise "Ben insanlarla değil bana ne söyledikleriyle ilgileniyorum. Ben arabulucuyum, rejimi ya da muhalifleri kimin temsil ettiğini tartışmam." yanıtını verdi.
Mistura, en acil hedefinin, görüşmelerin devam etmesi olduğunu söyledi. Temsilci, yarın da rejim heyetiyle bir araya gelecek.
Suriyeli muhalifler, kuşatmaların kaldırılmasını, bu bölgelere acil insani yardım yapılmasını, sivillere yönelik bombardımanın durdurulmasını istiyor.
Mistura muhalefetin bu endişelerini anladığın, çocuk ve kadın tutukluların listesini istediğini söyledi ve rejmin kadın ve çocuk tutukluları bırakamasının birşeyler olduğuna dair bir işaret olacağını vurguladı.
‘Rejimin yanıtını bekleyeceğiz’
Muhaliflerin Söcüsü Salim Muslat, toplantı sonrası şu açıklamayı yaptı:
"BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi ile görüştük. Bizim buraya gelme amacımız olan konuları ele aldık. Yani 2254 sayılı BM’nin kararı; kuşatmaların sona erdirilmesi, sivillere yönelik bombardımanın durdurulması, tutukluların serbest bırakılması. De Mistura’nın verdiği mesajlar olumluydu. Bu konuların uygulanmasını görmek istiyoruz. Sanırım rejimin temsilcileri yarın Sayın de Mistura ile bir araya gelecek. Onların bu konudaki yanıtını bekliyoruz. Bu adımların uygulanması BMGK’nın 15 üye ülkesinin sorumluluğu. Biz bu adımların uygulanması için buradayız. Bu bizim için çok önemli. Halkımızın çektiği acının sona ermesini istiyoruz."
Muslat, "Zebadani bölgesinde varılan barış anlaşmasından tutumunuz nedir?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Söz ettiğiniz barış anlaşmaları, silah ve açlık silahı kullanılarak dayatıldı. Rejim, barış anlaşmasının uygulandığı bir bölgede, orada kalmayı tercih eden erkekleri tutukladı ve kalanları aç bıraktı. Bu tarz barış anlaşmaları çok etkili değil. Biz tüm Suriyelilerin sorunlarını halledecek köksel bir çözüm istiyoruz. İstisnasız tüm kuşatmaların sona ermesini istiyoruz. Kuşatma altında 18 bölge var. Kuşatan taraf ne olursa olsun, kuşatmaların arkasındaki gerçek neden, rejim. 2254 sayılı kararın uygulanması çok önemli. Çünkü bu uluslararası arenanın ciddiyetini gösteriyor. Bu yüzden herhangi bir müzakerede yer almadan önce bu konuyu bugün konuşmak istedik. BM kararında yer alan 3 ana konu; kuşatmaların sona erdirilmesi, Kadın ve çocuk başta olmak üzere tutukluların serbest bırakılması ve Rus ve rejim bombardımanının durdurulması bizim için çok önemli."
"Biz tüm Suriye halkının çektiği acıya değindik. Suriye halkının büyük bir bölümünü temsil eden isimlerin bizimle birlikte olmasından gurur duyuyoruz. Acımız birdir. Arapların Kürtlerin acısı birdir. Suriye’nin Müslümanlarının ve Hıristiyanlarının acısı birdir. Tüm Suriyeliler için bir ülke istiyoruz. Bugünkü toplantı insani durumu ele almak içindi. İş buradan başlar ve biz bunun için geldik. Karşı tarafın iyi bir niyetinin olduğunu görürsek siyasi sürecin başarısı için çabalayacağız.Şu an bilfiil kuşatma altında olan bazı bölgeleri biliyoruz. Ancak rejimin başka bölgeleri de kuşatmaya niyeti var. Dahası çoğu kentleri tamamen imha ediyor. Halep’in mesela büyük bir kısmı yıkıldı. Kente, sivillere ve alt yapıya yönelik büyük ihlaller yapıldı."
Muslat'a, Suriye rejiminin temsilcisi Jaaferi'nin de insani durumla ilgili adımların masada olması gerektiğini söylemis de hatırlatıldı. Muslat buna şu yanıtı verdi:
"İnsani durumla ilgili adımlar Riyad bildirgesinde yer aldı. Referans olarak aldığımız Riyad bildirgesini bir kenara bırakacak olursak. Bu maddeler 5’i BMGK’da daimi üye, 15 ülkenin imza attığı uluslararası bir kararda da yer aldı. Maalesef bu karara imza atan bazı ülkeler Suriye halkına yönelik suçlar işliyor. Karşı tarafın sözleri onu bağlıyor ancak bizim için bu adımlar bir uluslararası meseleden ibaret. Ülkeler imza attığı adımları uygulamakla mükellef. Bu müzakere konusu olmayan insani durumla ilgili adımlar."
Kaynak: Al Jazeera