“Mısır'daki İdamlarla Avrupa'nın 'Adalet, Demokrasi, Halkın İradesi Balonu' Patladı”

TBMM İSİPAB Türk Grubu Başkanı Atalay, Mısır'daki idamlar hakkında, "Bu gelişmeler Avrupa'nın 'balonunu" da patlatmış oldu. Avrupa bundan sonra ne söylerse hiç kimse saygı göstermeyecek." dedi.

TBMM İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı Orhan Atalay, Avrupa Birliği (AB) liderlerinin, idamlarla gündeme gelen Mısır'da Arap ülkeleriyle ortak zirve düzenlemesine tepki göstererek, "Venezuela hadisesi ve Mısır'daki idamlardan sonra, Amerika ve Avrupa ülkelerinin adalet, demokrasi, özgürlük, halkın iradesi ve seçimlerle ilgili söyleyecekleri her şeyin çok açık bir yalan olduğu bütün dünyaca tecrübe edildi. Bu gelişmeler Avrupa'nın 'balonunu" da patlatmış oldu. Avrupa bundan sonra ne söylerse hiç kimse saygı göstermeyecek." dedi.

Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mısır'da, son olarak 9 gencin idam edilmesinin dünya genelinde ciddi bir hassasiyet oluşturduğunu belirterek, bu idamların ilk olmadığını, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin darbe yaptığı tarihten bugüne kadar idam edilenlerin sayısının 150'ye yaklaştığını, idam edilecek 600'e yakın da mahkumun bulunduğunu söyledi.

Mısır'da özellikle İhvan-ı Müslim'in toplum tarafından kabul görmesinden bu yana ülkede gerilimler yaşandığını, dünyaca ünlü çok sayıda alim, düşünür, edebiyatçı ve entelektüelin idam edildiğine dikkati çeken Atalay, "Mısır denilince akla ilk gelen çağrışımlardan birisi zindanlarıdır, bir diğeri de idamlarıdır." ifadesini kullandı.

Gerçekleşen son 9 idamın sosyal medya aracılığıyla dünyada duyulduğunu dile getiren Atalay, daha önceki idamların ise Mısır yönetimince dünya kamuoyundan saklanabildiğini vurguladı.

"Bu cinayetler, işkenceler, işkence altında alınan ifadeler ve haksız, hukuksuz idamlar Sisi'den beklenir işlerdir." diyen Atalay, Uluslararası Af Örgütünün raporlarına rağmen Avrupa ülkeleri başta olmak üzere demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi laflarla adeta dünyaya bir medeniyet meydanı okuyan kurum ve kuruluşların, Birleşmiş Milletlerin, insan hakları örgütlerinin bütün bu cinayetler karşısında suskun kalmasını hiçbir vicdanın kabul edemeyeceğini belirtti.

Sisi'nin tesis ettiği askeri diktatörlüğün, en fazla "demokrasi, insan hakları, hukukun üstlüğü edebiyatı yapan ülkeler" tarafından kabul gördüğüne işaret eden Atalay, ayrıca Sisi'nin şu anda hem Arap ülkelerinden hem Avrupa ülkelerinden hem de ABD'den ciddi anlamda destek alarak ayakta durabildiğini anlattı.

"Sisi'yi ne Amerika'sı ne Avrupa'sı ne Suud'u kurtarabilecek"

Atalay, "Mısır'da daha önce gerçekleşen birçok cinayet gizli kalmış olabilir. Birçok monarşik rejim, işledikleri cinayetleri meçhule mahkum etmiş olabilir. Ama dijital devrimlerin yapıldığı iletişim çağında bunların hiçbiri gizli kalmayacak. Sisi'yi boğacak o zulüm deryasının damlaları çok daha hızlı akmaya başladı. O dalga yüzeye vurduğu zaman, Sisi'yi ne Amerika'sı ne Avrupa'sı ne Suud'u kurtarabilecek." değerlendirmesinde bulundu.

Mısır'daki Firavun sisteminin, hukuk cinayetlerinin dünya kamuoyunda hiçbir zaman bu kadar açığa düşmediğini söyleyen Atalay, bu andan itibaren bütün dünyada Mısır için ciddi bir sorgulamanın başlayacağını vurguladı.

"Avrupa ülkelerinin tutumu"

Orhan Atalay, gençlerin idamlarının sorgulamaya başlatacağı bir başka hususun da "Avrupa ülkelerinin tutumu" olacağını dile getirdi.

AB liderlerinin, idamlarla gündeme gelen Mısır'da Arap ülkeleriyle ortak zirve düzenlemesini eleştiren Atalay, "Venezuela hadisesi ve Mısır'daki idamlardan sonra, Amerika ve Avrupa ülkelerinin adalet, demokrasi, özgürlük, halkın iradesi ve seçimlerle ilgili söyleyecekleri her şeyin çok açık bir yalan olduğu bütün dünyaca tecrübe edildi. Bu gelişmeler Avrupa'nın 'balonunu" da patlatmış oldu. Avrupa bundan sonra ne söylerse hiç kimse saygı göstermeyecek." dedi.

Avrupa'nın kendi değerleriyle imtihan edildiği olaylara tanık olduklarını belirten Atalay, "Belki Mısır'da 9 genç idam edildi ama bu aynı zamanda Avrupa'nın değerlerinin yok edildiği manasına gelir. Avrupa kendi değerlerini inkar etmeye başladı. Avrupa samimi olmadığını, demokrasi değil antidemokratik rejimleri, cumhuriyeti değil monarşiyi desteklediğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor." diye konuştu.

Türkiye'nin beklentisinin, bu cinayetlerin son bulması olduğunu bildiren Atalay, özellikle insan hakları savunucularının bu konuda daha çok gayret göstermesi gerektiğini kaydetti.

Gündem Haberleri

Hakan Fidan'dan BRICS’e ortaklıkla ilgili bir teklif aldık
ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir