Mısır’daki idam kararları İstanbul’da protesto edildi!

Özgür-Der üyeleri ve Türkiye’de yaşayan Mısırlılar Sisi tarafından Mısır’da idam edilmek istenen İhvan üyeleri için Saraçhane parkında bir araya geldi.

HAKSÖZ HABER

Mısır’da darbeci General Sisi tarafından idamı istenen Muhammed el-Biltaci ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na (İhvan) mensup 12 kişinin idamının Yargıtay tarafından onanması telin edildi.

İdam kararlarını protesto etmek için Saraçhane parkında bir araya gelen Özgür-Der mensupları ve Türkiye’deki Mısırlılar protesto gösterisi düzenledi. Protesto gösterisinde Mısırlı ve Türkiyeli konuşmacılar, Mısır’da darbeci General Sisi’nin talimatıyla verilen idam kararlarının hukuksuz olduğunu belirtirken alınan kararların dünyanın gözü önünde verilmiş yanlış kararlar olduğunu belirttiler.  

Protesto gösterisinde konuşan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: “Bu meydanda Sisi zulmünü lanetlemek için birçok defa bir araya geldik. Yine bu amaçla buradayız. Allah’u teala bu amelimizi kabul etsin. Rabbimiz direnen kardeşlerimize sebat versin, zalimleri de kahreylesin.” ifadelerini kullandı.

Kaya, Mısır’daki idamların haksız ve hukuksuz bir şekilde alındığına değindiği konuşmasında:

Biltaci ve diğer kardeşlerimiz Rabia katliamından dolayı birer birer haksız yere yargılanıyorlar. Katledenler, işkence edenler, zulmedenler değil de katledilenler, mazlum olanlar yargılanıyor. Neden? Kamu otoritesine karşı çıkmak, polise mukavemet etmek, Mısır’ın düzenini bozmaktan suçlanıyorlar. Yerin dibine batsın sizin düzeniniz! Siz tarihin en büyük katillersiniz. Firavunun torunları gibi Firavunların zulmünün temsilcilerisiniz. Bizim kardeşlerimiz ise Allah’ın izniyle dünyada mücadeleleriyle, sabırlarıyla ve kanlarıyla şahitlik ettikleri gibi şimdi idam sehpaları karşısında da aynı dik duruşu ve izzeti sergileyerek sizlerin oyunlarını bozuyorlar.” dedi.

Rıdvan Kaya, ayrıca Müslüman Kardeşler Teşkilatının 12 yöneticisi hakkında verilen idam kararının zalimce olduğunu dile getirerek, “Darbenin olduğu günden bu yana sürekli olarak biz şunu gördük, darbeciler katlettiler, uluslararası toplum sustu, darbeciler daha fazla katliam ve zulüm yaptı, uluslararası toplum daha da sustu. Onlar zulümleri daha da arttırdı, ivme kazandırdı.” dedi.

Protesto gösterisinde bir konuşma gerçekleştiren Avukat Gülden Sönmez de Mısır’daki yargısız infazları eleştirdiği konuşmasında şu sözleri kaydetti:

Mısır’daki mahkemeler mahkeme değil! İki tür mahkeme var. Birisi askeri mahkeme; askeri mahkemede siviller yargılanıyor. Diğeri de darbeden sonra oluşturulan istisna mahkemeleri. Kendi terörlerini sakladıkları mahkemeler. Düzmece dosyalar ile insanlar hakkında hükümler veriliyor. Şimdiye kadar 1500’ün üzerinde idam kararı var Mısır’da. 1500’ün üzerinde! Bunun adı katliamdır. Bunun adı idam cezası değildir. Bunun adı yargılama değildir. Bu idamların çoğunu gencecik üniversiteli çocuklar oluşturuyor. Bunların içine siyasi liderleri de kattılar. Biliyoruz ki bize mesaj veriyorlar. Sisi işbirlikçisi ABD ile İslam dünyasına şunu söylüyor: ‘Ortadoğu’da bizim sözümüz geçecek. İslam dünyasında hiçbir yapının söz geçmeyecek.’ Buna müsaade edemeyiz. Katliama müsaade edemeyiz. İçerde 200’ün üzerinde kadın var ve türlü işkenceler maruz kalıyorlar. İçerde 60 bin insan tutuklandı darbeden sonra. Aklınıza gelmeyecek işkencelere maruz bırakılıyorlar. En son Yargıtay 12 siyasi liderin idam kararını onadı. Demeyin ki temyizi vardır. İtirazı vardır. Bütün imkanlar bitti. Bir sabah Muhammed Biltaci’nin kızı için döktüğümüz gözyaşını bir sabah Muhammed Biltaci için de dökebiliriz. Ağlayacak mıyız? Sadece ağlayacak mıyız? 7 yıl Muhammed Mursi için gıyabi cenaze namazı yarıştırır gibi davrandığımız gibi mi davranacağız? Vallahi bunun adı zillettir. Bunun adı insanlık değil! Bu duruş Müslümanca değil! Biz günlerdir idam kararlarının durdurulması için tüm dünya ülkelerinin siyasilerine, liderlerine, hukukçularına mektuplar yazıyor, harekete geçirmeye çağırıyoruz. Başta kendi ülkemizin lideri Erdoğan’a, başta Meclis başkanımız Mustafa Şentop olmak üzere Müslüman gayri müslim bütün ülkelerin liderlerine, parlamento başkanlarına çağrı yaptık. Halkları, sizi ve Allah’ı şahit tutuyoruz! Ama biz biliyoruz ki halklar itiraz etmiyorsa, liderler itiraz etmiyor! Bu zulme sessiz kalmamalıyız. Şahitlik yapmalıyız! Buradan sesleniyorum. Kendi ülkemin lideri olmak üzere İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyorum: Bu idamları durdurun! 91 kişi infaz edildi. Çoğu gencecik çocuklardı. Onlar için çok geç oldu şimdi ise geç olmasın.”

Esma Biltaci'nin annesi Sena Biltaci de mahkemede verilen kararın adil olmadığını ve adil bir karar verebilmek için adil bir mahkeme olması gerektiğini vurgulayarak, “12 idam kararı verilmiş olan kişilerden altısı Rabia Meydanında hiç bulunmamış kişilerdir. Size soruyorum, nasıl oluyor da bir mahkeme hiç orada bulunmamışken onlara ceza veriyorsunuz ve onları idam cezasıyla cezalandırıyorsunuz? Bütün bunlar bize bu mahkemenin nasıl bir oyundan ibaret olduğunu gösterebilir.” şeklinde konuştu.

Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı ve Haksöz Haber Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay protesto eyleminde yaptığı konuşmada:

Acılara maruz kaldığımız süreçler oluyor. Ancak biz muhakkak surette Allah’ın yardımcımız olacağına inanıyoruz. Ve zaferin en nihayetinde Allah’ın yardımı ve lütfuyla müminlerin olduğuna inanıyoruz. Buradan İstanbul’dan, Bingöl’den, Diyarbakır’dan, Ankara’dan, Amasya’dan Türkiye’nin birçok yerinden Kahire’ye selamlar gönderdik. Dualar gönderdik. Zalimleri telin ettik. Ve dedik ki biz; ‘Seyyid Kutupların, Hasan El Bennaların, Muhammed Mursilerin, Biltacilerin yolunda yolumuzu sürdüreceğiz.’ Çünkü onlar doğru yol üzere olanlardı. İhvan ve saydığımız isimlerle olan dayanışmamızı muhakkak surette beyan ettik. Desteğimizi sürdürmeye de kararlı olduğumuzu deklare ettik.”

Alpay konuşmasının devamında Türkiye’deki cunta ve darbeseverleri anımsatarak: “Şimdi Türkiye’de uzun bir zamandan beri maalesef ihvan siyaseti diye; ‘küçük görülen’, ‘İhvan’la mecbur olmak zorunda değiliz diyen’, ‘ne olursa olsun Türkiye’nin ulusal çıkarları önceliklidir’, ‘Sisi ile barışalım’, ‘Esed’le barışalım’, ‘Hafter’le iş tutalım’ diyen ama her daim zilleti, zulmü savunmuş bir takım kesimler var. Bu kesimler soracak olursanız, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ derler ama dünyanın neresinde katil bir despot rejim varsa o rejimle muhakkak surette dayanışırlar. Yurtta sulh, cihanda sulh diyorlar; katil Esed’in yolunda gidiyorlar. Yurtta sulh, cihanda sulh diyorlar; katil Sisi’nin önüne kırmızı halılar serelim istiyorlar. Yurtta sulh, cihanda sulh diyorlar; darbeci General Hafter’i desteklemekten imtina etmiyorlar. Şimdi bunların ‘yurtta sulh, cihanda sulh’tan anladıkları: 27 Mayıs’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan, 15 Temmuz’a kadar bütün askeri darbelerdir. Bunlar nasıl Türkiye’de askeri darbeleri, askeri cuntaların baskı dönemlerini desteklemiş ve baskı rejimlerine karşı koymuş insanlara aynen Adnan Menderes döneminde olduğu gibi idam sehpasını göstermişlerse; Mısır’da, Suriye’de, Libya’da dünyanın dört bir tarafında da maalesef Müslümanlara idam sehpasını göstermekten utanmıyorlar. İnsanlıktan, hukuktan, vicdandan nasiplerini almamış kişilerdir.” dedi.

Kenan Alpay konuşmasının sonunda şöyle bir niyazda bulundu:

“Mümin erkekler ve mümin kadınlar kendilerine eş olarak müminleri seçerler. Ama eğer zalim erkekler ve zalim kadınlar varsa. Münafık erkekler ve münafık kadınlar varsa. Onlar da kendilerine Sisi gibi Esed gibi Hafter gibi zalimleri yoldaş edinirler. Biz tağutlardan, şeytanlardan, zalimlerden uzak durduk. Biz kendimizi Allah’ın dostu ve müminlerin dostu olarak gördük. İnşallah da hep böyle göreceğiz. Rabbimiz zulme karşı verdiğimiz cehd ve mücadeleyi daim kılsın. Zalimlerle mücadele eden; Bosna’dan Mısır’a, Yemen’den Libya’ya, Suriye’den, Myanmar’a, Doğu Türkistan’dan Karabağ’a kadar mazlum kardeşlerimizin Allah her daim yardımcısı olsun. Bizleri de bu yolda mücadele eden müminlerin yardımcısı kılsın inşallah. Sesimize güç versin. Sözümüzü açık ve anlaşılır kılsın. Bize güç versin. Ve kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi muvahhid müminlerden kılsın.”

Mısırlı konuşmacılar; Dr. Muhammed El-Biltaci'nin Hanımı A. Sena Biltaci, Dr. Amr Abdel, İhvan Yöneticisi Dr. Talat Fahiy Müslüman Kardeşler Genel Şura Konseyi Üyesi, İhvan Yöneticisi Mühendis Mithat El Haddad da genel olarak yaşanan hukuki sorunların uluslararası basının ve dünyanın gözü önünde yaşandığına dikkat çektikleri konuşmalarında sorunların çözümü için İslam dünyasının baskı kurmasına ihtiyaç duyduklarını dile getirdiler.

Eylemde protestocuların taşıdığı dövizlerde: “İdam sehpası, yıldıramaz İhvan’ı!”,Benna’nın Seyyid’in takipçileri zulme boyun eğmez”, “Sisi’nin yağlı urganı İhvan’ın değil adaletin boynunda”,İslami direniş Sisi cuntasına boyun eğmez”, “Mısır’daki idamı durdurun” yazdığı görüldü.

Protesto gösterisinde eylemciler: “İslami Hareket Engellenemez!”, “İşbirlikçi Zalimler Hesap verecek!”, “Müslüman zulme boyun eğmez”, “İstanbul’dan İhvana direnişe bin selam!”, “Darbeciler yenilecek İslami direniş kazanacak!”, “Suriye de Mısırda intifada her yerde!”, “Yaşasın ümmet dayanışması!”, “Mısır halkı yalnız değildir!”, “Seyyid Kutub El Benna Selam olsun İhvana!”, “Şehitlerin yolunu sürdüreceğiz!”, “Zalimler Allaha hesap verecek!” sloganları attı.

Mehmet Ali Aslan, toplulukla beraber "Kardeşim Sen Özgürsün! (Ahi ente hur!)" ezgisini söyledi. 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi