Muharrem Güneş’in konuyla alakalı bugünkü (29 Mart 2018) yazısı şöyle:
Mısır Seçimlerinde Sisi Gölgesiyle Yarışıyor!
26-28 Mart arası oy kullanma işlemleri tamamlanan seçimin sonucu önümüzdeki Pazartesi günü açıklanacak. Her halükarda düzmece oylarla sonucun Sisi lehine olacağı konusunda şüphe yok. Basına yansıyan görüntü ve videolarda halkın seçimlere katılımı için görevlendirilen gençler, oy sandığının önünde duruyor ve “Önce Mısır: Git ve Katıl” yazan beyaz tişörtler giyiyorlar. Başka bölgelerde Sisi fotoğraflı tişörtlerle dağıtılan ücretsiz yiyecek ve meyve suyundan tutun, oy kullanan herkese kişi başı 50 cüneyh vaadi anonsları dahi yapıldı. Rejim vatandaşları seçimlere katılmaya ikna etmek için büyük çaba sarf etmesine rağmen çoğu Mısırlı oy kullanmamayı tercih etti. Çünkü her gün yeni krizlerle boğuşan halk seçimlerin bir şeyi değiştirmeyeceğini aksine gelecek günlerin bugünleri aratacağının farkında.
Seçim bütün gözlemcilerin ortak yorumuyla korku imparatorluğu gölgesinde gerçekleştiriliyor. Mısırlı yazar Cemal Sultan; sporcu, sanatçı, TV programcıları ve bazı gazetecilerin oy kullandıktan sonra mürekkepli parmaklarıyla fotoğraf çekip paylaşma kampanyasını seçimleri boykot edenlerden olmadıklarını ispatlamak endişesiyle yaptıklarını belirtti.
Çekinmeden oy sandıklarına akın eden kesimler de yok değil… Sisi’nin önemli destekçi kitlelerinden biri olan Selefi Nur Partisi kadroları ellerindeki sisi fotoğraflı bayrakları ve ‘Tek Umut Başkan Sisi’ flamalarıyla seçim kuyrukları oluşturdular.
Şu anda ülkede resmi olarak “terörist” sayılan sadece Müslüman Kardeşler değil, hatta ekonomik gidişattan mustarip herhangi orta sınıf Müslüman bir Mısırlı Sisi’ye muhalefet etse bedelini en acı şekilde ödüyor. Tutukluluk halinde idam ve ölüm, Mısırlıların yaşamının bir parçası haline geldi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sisi ile birlikte 60 bin kişi politik nedenlerden olmak üzere 106.000 tutuklu mahkûm olduğunu belirtiyor.
IŞİD adıyla gerçekleştirilen kilise saldırıları neticesinde darbe sürecinde her türlü desteği veren Kıpti Hristiyanlar, süreç içinde Sisi’ye daha fazla yakınlaştılar. Senaryo bilindik! Kim olduğu bilinmeyen suni terör şebekeleriyle kargaşa ortamı oluşturup bütün muhalif kesimi bir arada terör sınıfına dâhil etmek.
Mısır darbeci Sisi ile birlikte Uluslararası Para Fonu’ndan 12 milyar dolar borç almasına ve körfez ülkelerinden gelen milyar dolarlara rağmen ekonomik çöküşün eşiğine gelmiş durumda. Halk ekonomik çöküş ile artan işsizlik ve yükselen enflasyon yükü altında ezilirken, alternatif olma umuduyla herhangi bir kesimden çıkabilecek ciddi muhalefetin adaylığını engellemek için tutuklamalarla gözleri korkutulan siyasetçiler çekilmek zorunda kaldı, çekilmeyenler ise çeşitli bahanelerle tutuklandı.
Alman gazetesi Der Spiegel yazarı Christoph Sydow Mısır konusunda kaleme aldığı makalesinde Alman hükümeti ve Avrupa ülkelerini gidişatın uzun vadeli sürdürülebilir politikalar olmaması nedeniyle Sisi’nin istikrar vaatlerine kanmamaları gerektiğini ama şimdilik Kahire’de olup bitenlere daha yakından bakmaları gerektiği konusunda uyarıyor.
“The Independent” gazetesi, Robert Fisk’in Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yorumunu yayınlayarak, sonucun her halükarda Sisi lehine sonuçlanacağına işaret ederek, Mısır Kıptilerinin desteği ile ilgili ele aldığı yazısını şöyle sürdürüyor;
“Göstermelik sahte seçimlere, sahte gazetelere ve sahte parlamentolara alışmış bir ülkede, oy verecek olan Mısırlıların cesaretine ve enerjisine hayran olmalısınız. Sisi’nin, oy çokluğuyla beklenenin üzerinde bir çoğunlukla kazanacağına dair söz verebilirim. Hiç şüphesiz, Sisi’ye gönülden bağlı inançlı destekçileri vardır. Mısır’ın Kıpti Hıristiyanları bunların başında gelir. Kıptiler, 2014 seçimlerinde oyların % 96.1’ini kazanan Sisi’ye yüksek sadakat göstermişti. Neden sadakat göstermesinler ki? Mısır halkının sadece % 8’ini oluşturan Kıptiler bir tirandan daha iyi bir koruyucu bulamazlardı! Nitekim Sisi bir yandan muhalif bırakmazken öte yandan Kıptilere Mısır tarihinde görülmemiş bir yakınlık gösterdi ve 21 adet yeni kilise inşa ettirdi.
Gazetecilerinin ve düşünürlerinin konuşamadığı, üniversite öğrencilerinin ve devrim sürecinde Hüsnü Mübarek’e karşı protestolara katılmış herkesin tespit edilip, evinden ve okulundan alınarak işkence altına alındığı bir ülkede; Kıpti Hıristiyanlar takdir edilen, en iyi hizmetlerin götürüldüğü kesim olarak Sisi rejiminin bir parçası haline gelmiştir.
Sisi’ye karşı çıkanların çoğunun yapabildiği sadece seçim boykotu çağrısında bulunmalarıydı. Ancak katılım çok düşük seviyede olsa dahi boykot çağrılarının sonucu etkilemeyeceği kanaatindeyim. Mısır seçimleri için kişisel olarak iki öngörüm var; ilk olarak, sonuç Başkan için % 93 ile % 97 arasında bir oranla sonuçlanacaktır.
İkinci öngörüm; ABD başkanı Trump, Sisi’yi arayıp seçim başarısı nedeniyle tebrik edecek mi? Kesinlikle yapacaktır ve ona büyük bir adam olduğunu yaptığı şeyin harika bir iş olduğunu söyleyecektir.”