Mısır'da 1958'de yürürlüğe giren OHAL, savaş, cumhurbaşkanına (Enver Sedat) suikast, Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarındaki gösterilere müdahale ve son olarak bombalı saldırılar gibi çeşitli olayların ardından 4 kere ilan edildi.
Mısır'ın İskenderiye ve Tanta kentlerinde IŞİD’in üstlendiği bombalı saldırılarda 45 kişinin yaşamını yitirmesi, 125 kişinin yaralanması üzerine Sisi, Nisan 2017'de 3 ay süreyle OHAL ilan edildiğini duyurdu.
Ülkede OHAL, 12 Temmuz'da 17. kez 3 aylığına uzatılmıştı. 24 Temmuz'dan bu yana yürürlükte olan OHAL'in 25 Ekim Pazartesi yeniden uzatılması bekleniyordu. Ancak Sisi, Facebook hesabından geçen pazartesi akşamı yayımladığı açıklamada, OHAL'i kaldırdığını duyurdu.
Sisi açıklamasında "Yıllar sonra ilk defa, ülkenin tamamında OHAL'in kaldırılmasına karar verdim. Uzun zamandır mücadele ettiğimiz bu anı birlikte yaşamaktan mutluluk duyuyorum. Mısır, vefalı halkı sayesinde artık bölgede güvenlik ve istikrar vahası haline geldi." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi de kararı tarihi olarak nitelendirerek, bu kararı ilerleyen günlerde bakanlıkları kapsayan ilgili diğer kararların takip edeceğini belirtti.
OHAL'in kaldırılması kararı bazı kazanımları beraberinde getirse de bunun doğuracağı muhtemel siyasi ve hukuki sonuçlar ise endişelere yol açıyor.
Çeşitli davalarda yargılanan sanıkların olağanüstü mahkemelere sevkinin kaldırılması, temyiz hakkının elde edilmesi, dolaşım, ikamet ve taşınma kısıtlamalarının kaldırılması ve insan haklarının ve sivil çalışmanın güçlendirilmesi, OHAL'in kaldırılmasıyla elde edilecek kazanımlar arasında sayılıyor.
Dile getirilen endişeler arasında ise "olağanüstü hal yasaları benzeri yasaların uygulanmasına, olağanüstü yargılama ve soruşturmalara devam edilmesi ve siyasi tutukluların serbest bırakılmaması" yer alıyor.
Mısırlı hukukçular, OHAL'in kaldırılmasıyla elde edilen kazanımları şöyle sıralıyor:
Olağanüstü yargılamaların kaldırılması
Anayasa hukuku uzmanı Şevki es-Seyyid, Sada'l Beled gazetesine verdiği demeçte, "OHAL'in kaldırılması kararının, olağanüstü Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi mahkemelerde olağanüstü yargılamaların kaldırılmasını ve mevcut ceza kanunlarına göre normal yargılamaların yapılmasını gerektirdiğini" belirtti.
Sivil bir kurum olan Mısır Kişisel Haklar Girişimi de yaptığı açıklamada, olağanüstü hal döneminde, sanıkların, olağanüstü mahkemelerin kararlarına itiraz, temyiz ve istinaf gibi kanun yollarına başvurma hakkının mümkün olmadığını hatırlattı.
Temyiz hakkının elde edilmesi
Ülkede muhaliflerle ilgili davalarda uzman Mısırlı avukat Ahmed Hilmi, sosyal paylaşım sitesi Facebook hesabından yayımladığı açıklamada, bu kararın bekleyen davalar için bir kazanım olduğunu belirterek, OHAL'in kaldırılması neticesinde önümüzdeki günlerde ceza mahkemelerine sevk edilmesi beklenen davalarda itiraz için temyize gidebileceğini kaydetti.
Hilmi, bu kazanımın, önümüzdeki zaman diliminde yargılanacak sanıklar için oldukça önemli ve etkili olduğunu vurguladı.
Kahire Temyiz Mahkemesi Başkanı Abdullah el-Baca, ülkenin resmi gazetesi Ahbaru'l Yevm'e yaptığı açıklamada, "Yeni bir kanun veya karar çıkması halinde, sanık için en uygun olanı uygulanacaktır." ifadesini kullandı.
Dolaşım, ikamet ve taşınma kısıtlamalarının kaldırılması
Olağanüstü halin ilan edilmesiyle dayatılan ve yürürlükten kaldırılmasıyla ilga edilecek olan en önemli kısıtlamalardan bazıları da kısmi ve toplu sokağa çıkma yasakları, dolaşım, taşınma ve ikamet kısıtlamaları ve bazı bölgelerin tahliye edilmesi oldu.
İnsan haklarının ve sivil çalışmanın güçlendirilmesi
OHAL'in kaldırılmasından elde edilen bir diğer kazanım ise insan hakları ve sivil çalışmayı güçlendirecek bu yasal atılımın desteklenmesi olarak ifade ediliyor.
Ulusal İnsan Hakları Konseyi üyesi Said Abdulhafız, ülkenin resmi haber ajansı MENA'ya yaptığı açıklamada, Sisi'nin 11 Eylül'de yayımladığı 1. Stratejik ve Ulusal İnsan Hakları Bildirisi'nde, olağanüstü halin ve etkilerinin sonlandırılması da dahil birtakım kararlar alınarak kamu özgürlüklerinin güçlendirilmesi için adımlar atılacağı sözü verdiğini hatırlattı.
Abdulhafız, olağanüstü halin sona erdirilmesinin, vatandaşa insana yakışır bir yaşam sağlamak için özgürlükleri ve hakları artıracağını, insan hakları ve her türlü sivil çalışma alanında bir atılım gerçekleştirecek destekleyici adımlara yol açacağını sözlerine ekledi.
Karara ilişkin dile getirilen endişeler ise üç başlıkta toplanıyor:
Olağanüstü hal yasalarının benzeri yasalar uygulanmaya devam edilecek
Avukat ve hukukçu Nasır Emin, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, yakalama, arama ve hapsetmeye izin veren olağanüstü kanunların tümünün, Terörle Mücadele Kanunu ve Terör Yapıları Kanunu gibi halen yürürlükte olan diğer kanunlara aktarıldığını ve bunların uygulanmaları için olağanüstü hal ilan edilmesine gerek olmadığını belirtti.
Mısır Kişisel Haklar Girişimi (EIPR), olağanüstü halin sona erdirilmesinden duyduğu memnuniyetin aksine, 26 Ekim'de yaptığı açıklamada, bu adımın özellikle olağanüstü hal yasasının yetkilerinin çoğunu meşrulaştıran ve ceza kanunlarıyla kalıcı olarak birleştiren diğer mevzuatla birlikte yetersiz olacağını belirtti.
Olağanüstü yargılamalar ve soruşturmalar devam edecek
Olağanüstü hal kanunu metni kapsamındaki olağanüstü mahkemelerin, Cumhuriyet Savcılığı tarafından kendilerine havale edilen veya iptal edilmeden önce incelemeye başladıkları tüm davaları görmeye devam edeceği aktarılan açıklamada, özellikle sanıkların çoğunun ihtiyati tutukluluk süresini doldurduğu için bu yargılamaların durdurulması çağrısında bulunuldu.
Avukat Ahmed Hilmi de bu davaların normal mahkemelere sevk edilmeyeceğini, mahkemenin davayı olağanüstü hal mahkemesi olarak görmeye ve karara bağlamaya devam edeceğini, bu nedenle kararın temyize tabi olmayacağını belirtti.
Hilmi, Devlet Güvenlik Savcılığı'nın özel savcılığın bir şubesi olduğu için ve kurulduğu günden bugüne kadar çalışmaları devam ettiği için kararın da bir etkisi olmayacağını, olağanüstü halin uygulanması veya iptali ile ilgisinin bulunmadığını ve bu nedenle Cumhuriyet Savcısının davaların yargı yetkisi dağılımına göre Devlet Güvenlik Savcılığının yetkilerinin eskiden olduğu gibi kalacağını belirtti.
OHAL'in kaldırılmasının, idari tutukluluk ve tutukluluğun yenilenmesi davaları üzerinde hiçbir hukuki etkisinin olmayacağını dile getiren Hilmi, "Tutukluların durumlarına gelince, OHAL kararının iptal edilmesi, onların dosyasında bir gelişmeye işaret ediyor mu etmiyor mu? Bu dosya, yargı kararlarıyla ilgisi olmayan siyasi bir karardır." ifadesini kullandı.
Tutukluların serbest bırakılmaması
Hukukçu Necad el-Beri de Facebook hesabından yaptığı açıklamada, "OHAL'in kaldırılması elbette sevindirici bir haber ama etkileri sahaya yansımadığı sürece benim için sevindirici bir haber olmayacak." ifadesini kullandı.
Beri, ihtiyati tutukluluk süreleri 3 yıla kadar ulaşan tutukluların yargılanmadan serbest bırakılmasını talep etti.
Siyasetçi ve akademisyen Hasan Nafia ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Sisi'nin OHAL'i uzatmama kararını memnuniyetle karşılıyorum ve umarım bu cesur adımın ardından tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması, seyahat yasaklarının kaldırılması ve fonlara el konulmasının iptal edilmesi ile sonuçlanacak başka adımlar da gelir." değerlendirmesinde bulundu.